Avrasya Televizyonu’nda canlı olarak yayınlanan Ceviz Kabuğu’nda konuşan tarihçi-yazar Sinan Meydan, “Atatürk ile Allah arasında” adlı son kitabı hakkındaki soruları yanıtladı. Meydan, Atatürk’ü dinsiz gibi göstermek için yoğun propaganda yapan ve bundan siyasi çıkarlar sağlayan çevrelere seslenerek, “Mustafa Kemal ilk dindar Cumhurbaşkanıdır” dedi. Mardin’de yaşanan katliamın bir başlangıç olduğunu ve bu konunun PKK’nın siyasallaştırılmasında kullanılacağını söyleyen Sinan Meydan, bölgede yaşananların temelinde şıh ve şeyh düzeninin yattığını kaydetti. Meydan, bölgedeki feodal yapının da bu konuda etkili olduğuna dikkat çekerek, insanların hurafeleri din yapmasının, dinin yanlış yorumlanmasının bu tip sorunları artırdığını ifade etti. Atatürk’ün hurafe ile mücadelesini bazı kesimler din ile mücadele olarak algıladığını belirten Sinan Meydan Mardin’deki olayla bağlantılı olarak endişelerini şöyle dile getirdi:
PKK olayı kullanıyor
“Atatürk’ün hurafe ile mücadelesini yanlış anladılar. Çünkü hurafeyi din olarak algılamışlar. Bir başka neden de feodal yapının çözülememesi. O bölgedeki şıh, şeyh düzeni bu olayın temelini oluşturuyor. Çözüleceğine inanmıyorum bu konunun. Olay korucuların üzerine yıkıldı. İlerleyen süreçte bu mesele PKK’nın siyasallaştırılmasında kullanılacak.” Hulki Cevizoğlu, “Mardin’deki katliam olayından herkesin siyaset devşirmeye başladığına” işaret ederek, şu değerlendirmeleri yaptı: “Olay önce PKK’yı andırdı ama iş koruculuk sisteminin kaldırılmasına kadar geldi. Kız çocuklarının okula gönderilmesine kadar geldi. Herkes bu olaydan bir siyaset devşirmeye başladı ama kimse buna neden olan şeyin işsizlik olabileceğini konuşmadı. Sanki birileri ’Bir olay olsun da koruculuk sistemi tartışılsın’diye bekliyordu. Şimdiye kadar neden tartışılmadı? Olayda PKK parmağı yoksa bile, PKK bunu kullanıyor. Bütün medya da peşinden gidiyor.” Sinan Meydan’ın, ’olayın temelinde feodal yapı var’fikrine de katılan Cevizoğlu, “Kimse bu güne kadar feodal yapıyı kaldıralım demedi. Politikacılar feodal yapıdan besleniyor” dedi.
Atatürk’ün Kürt politikası
Sinan Meydan, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı döneminde Kürtleri mücadeleye katmak için gösterdiği çabayı şöyle anlattı: “Atatürk’ün bir doğu siyaseti var. Kürt politikasının temelini bu siyaset oluşturuyor. Bu doğu siyasetinin ilk ayağında Sovyet Rusya var. İkinci ayakta ise İslam Birliği var. Kürt politikasının da iki ayağı var. Biri yine İslam politikası. Bölgedeki Kürtleri Kurtuluş Savaşı’na katmak için İslami vurgular yapmış. Diğer taraftansa, İngiliz ve Fransızlar’ın Ermeniler’i kullandığı, Kürtler’in bu oyuna gelmemesi gerektiğine vurgu yapar. Bu konuda Mustafa Kemal’e destek olan kişi Şeyh Ahmet Sunusi’dir. Şeyh Ahmet Sunusi, bölgede Kürtler’in Milli Mücadele’ye katılması ve Araplar’ın emperyalizme karşı ayaklanması için çalışır. Bunda da başarılı olduğunu yine bölgede casusluk yapan İngiliz casusu Noel’den öğreniyoruz. Noel raporlarında umutsuzdur ve şunları yazar: ’Burada bir İslam Birliği var ve Kürtler Ermeniler’in kendilerine yaptıklarını unutmuş değil.’Bundan sonra birkaç İngiliz kışkırtısı dışında Kürtler’in büyük bir bölümü Kurtuluş Savaşı’na katıldı.
O’nu kimler dinsiz göstermeye çalıştı?
Tarihçi yazar Sinan Meydan, Atatürk’ü ” İstanbul hükümeti, hükümetin etkisindeki basın ve İngilizler’in dinsiz göstermeye çalıştığını açıkladı. “Onun başlattığı hareketi bir Bolşevik hareketi, dinsiz bir hareket olarak gösteriyorlardı. Hatta Dürrizade ’Katledilmesi vaciptir’diye fetva çıkardı. Emperyalizm hep yobazlığı, bağnazlığı kullanmıştır. Bugün de öyle” diye konuşan Sinan Meydan, Atatürk’ün dinsiz olduğu propagandasının çok eski bir oyun olduğunu halkımızın bu oyuna gelmemesi gerektiğinin altını çizdi. Meydan’ın, Atatürk’ün dine bakışı hakkında kitabından alıntılar yaparak aktardığı diğer bilgiler şöyle: “Dönemin Amerikan Büyükelçisi Charles Sherill’in notlarında bile onun ne kadar dindar biri olduğu yazıyor. Koyu bir Hıristiyan olduğu bilinen Sherill, Atatürk’ün bir yaratıcıya inandığını yazmış. Atatürk, kendisinin Şaman olduğu yönündeki iddialara ’Şamanizm, İslamiyet’ten daha ileri bir din midir ki ona inanayım’diye karşılık vermiş. ’Her şey Yüce Yaratıcının takdiridir’sözleri kaynaklarda mevcuttur.”
Mustafa Kemal’de Alevi etkisi
Sinan Meydan şöyle devam etti: “Mustafa Kemal’in baba tarafı Alevi, anne tarafının ataları Konya’dan göç ettirilmiş zamanında. Bu nedenle onun hayatında Alevi ve Bektaşi etkisi çok büyüktür. Alevidir ya da başka bir şeydir diyemem. Elimde bunu ispatlayacak belge yok çünkü. Ama etkilerinin olduğu kesindir. Atatürk zaten inancını çok saklayarak yaşıyor. Onun Kur’an okuduğunu kendi notlarından altını çizip, ’önemli’diye işaretlediği Kur’an sayfalarında görüyoruz. Bunları ona en yakın kişiler anlatıyor. Kütüphanecisi’nin oğlu Mustafa Kemal Ulusu kitap yazdı.”