Atatürk'e neden saldırıyorlar?

Atatürk, Cumhuriyet'in de Türk Milleti'nin de kök hücrelerinden biridir. Türk Milleti'ne karakterini veren niteliklere sahip, bu itibarla bütün özelliklerini milletinin genetik birikiminden alan, bu sayede milletini sırtında taşıyabilen bir adamdır.

***

Ne demek istediğimi doğru anlatabilmek için kök hücre hakkında özet bilgi vereyim... 

"İnsan vücudunda, pek çok farklı göreve sahip hücre tipleri bulunur. Kök hücreler ise vücutta tüm doku ve organların yapısını oluşturan hücrelerdir. Organizma içinde yer alan tüm hücrelere dönüşebilen ve ana hücre olarak tanımlanan kök hücreler, vücutta ihtiyaç duyulan her bölgede yer alır. Böylece hastalanan veya hasarlanan tüm doku ve organların yenilenmesinde rol oynar. İhtiyaç duyulan hücre tipine dönüşerek; hastalık, yaralanma gibi sebeplerle oluşan organ ve doku hasarı ya da kaybını onarır. Bölünebilen yapıları sayesinde, aynı türden kök hücrelerin oluşumunda da rol oynarken aynı zamanda kas ya da kan hücrelerine dönüşebilirler. Kök hücreler, kişi henüz anne karnında iken gelişimin ilk basamaklarında önemli rol oynayarak, organ ve dokuların oluşumunu sağlar. Kök hücre, hasta vücuda girdiğinde çoğalarak organizmanın ihtiyaç duyduğu hücrelere dönüşür.

İnsan vücudunda yer alan tüm yapıların kökenini oluşturan kök hücreler, kendi kendini de yenileyebilir." (Prof. Dr. Bülent Eser, Hematoloji uzmanı)

***

Kök hücre, 1940'lı yıllarda fark edilmiştir. 1980'li yıllarda ise varlığı ispatlanmıştır. Kök hücrenin dondurularak saklanması 1990'lı yıllarda gerçekleşmiştir. Türkiye'de ilk kök hücre araştırma laboratuvarını, büyük mücadele süreci sonunda, Genelkurmay Başkanlığı'nın da desteğiyle Prof. Dr. Ercüment Ovalı, 2006 yılında Trabzon'da kurmuştur.  Ovalı'nın Ergenekon davasında bir ihbar sonucu tutuklanmasının asıl sebebi, kök hücre çalışmalarını durdurmaktı!

Atatürk ise tıbbi anlamda kök hücre nedir bilmiyordu ama milletinin köklerinin farkındaydı, bu sebeple Nutuk'ta "Ben milletin vicdanında ve geleceğinde hissettiğim büyük gelişme kabiliyetini, bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak, yavaş yavaş bütün bir topluma uygulatmak mecburiyetinde idim." demişti.

Burada, Atatürk'ün "Kabiliyetsiz bir milletin başına geçmiş olsaydım, bu inkılabı yapabilir miydim?" sorusuna Sadi adlı gencin "Atam, sen kabiliyetsiz bir milletin başına gelemezdin. Çünkü kabiliyetsiz milletten böyle şef çıkmaz!" diye cevap vermesi akla geliyor.

Yine Cumhuriyet'in 12. yıldönümü için hazırlanan dövizlerde, "Atatürk bizim en büyüğümüzdür", "Atatürk bu milletin en yükseğidir", "Türk milleti asırlardan beri bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı" gibi ifadelerin bulunduğunu gören Atatürk'ün bunların hepsini çizip "Atatürk bizden biridir" diye yazması da gücün kaynağının millet olduğunun farkında olmasından dolayıdır.

***

Atatürk, kök hücredir ve Türkiye'yi çökertmek isteyenler bunun farkındadır. Bu sebeple Atatürk'e saldırıyorlar. Bu sebeple, Trabzon gibi bir şehirde bile onun resmini başa aşağı çevirerek, millete "güç bizde" mesajı vermeye çalışıyorlar.

Fakat kök hücrenin rolünü bilmedikleri veya unuttukları anlaşılıyor. Kök hücrenin vücudun yani vatanın her yerine yetişebileceğini, milletin bağrında çoğalabileceğini ve hasarlı dokuları tamir edebileceğini unutuyorlar.

Zaten Atatürk de "Ben öldükten sonra Türk Milleti yüzbinlerce Mustafa Kemâl çıkaracaktır. Bir Atatürk'ün, cihan karşısında yarattığı mucizeler çok olmuştur. Yüz binlercesinin yapacağı şeyler daha azametli olacaktır." demişti.

Bu sebeple, Atatürk'ün şahsında Türk Milleti'nin kök hücresine saldıranlar, bu ülkede "Yüzbinlerce Mustafa Kemal" bulunduğunu, baş aşağı gittikleri zaman anlayacaktır! 

23 Nisan, Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

 

dfs-004-001-011-001.jpg

Yazarın Diğer Yazıları