Doğru zamanda doğru karar veren büyük bir liderdir
Liderler bir ülkenin kaderini belirleyen kişilerdir. Lider vardır ülkesini ateşe atar, lider vardır yok olmakta olan bir ulusu yeniden ayağa kaldırır, eserleriyle ve sözleriyle ölümsüzleşir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tüm bu vasıfları hatta daha fazlasını bünyesinde barındıran bir liderdir. Bu yazı dizimizde muhtelif kaynaklardan ve Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi’nde yayımlanan emekli korgeneral Cemal Enginsoy’un yazısından derlediğimiz bilgilerin ışığında Mustafa Kemal Atatürk’ün bazı vasıflarını aktaracağız...
Bazı kaynaklar liderliğin tanımını şöyle veriyor: Durumu çabuk kavrar, zamanı gelir gelmez çabuk kararlar verir ve kararını enerjiyle uygular. Bir liderin yaptığı işlerde prensipleri vardır ve bu prensiplere uygun hareket eder. İyi bir yönetici iyi bir vazife adamı olduğu kadar, heyecanlı bir şevk adamı da olmalıdır. Lider bir olayı her açıdan her şeyi tartarak inceler, her şeyin özünü bulur, ayrıntılara saplanmaz.
Bu tanım Atatürk’ün liderliğini pekiştirmektedir. Herkesin kabul ettiği gerçek, Mustafa Kemal Atatürk doğru zamanda, doğru kararlar veren büyük bir liderdir.
Büyük liderlerin ana vasıflarından biri “cesur” olmak, yani inandığı bir şeyi hayata geçirmek için önündeki engellerle başa çıkabilmektir. Atatürk’ün en dikkat çekici vasıflarından biri bu anlamda “cesur” olmasıdır; davasındaki samimiyeti, kararlı ve sabırlı olması, tüm zamanını hedeflerini hayata geçirmek için adaması ve inandığı değerlerden asla ödün vermemesi, onun bu vasfından kaynaklanmaktadır. Mustafa Kemal doğru bildiği yolda yalnız kalacağını bilse dahi tek başına yürüyebilecek bir insandır.
Genellikle benimsenmiş olan bir görüşe göre, “Büyük adamları büyük milletler yetiştirir.” Tarihî gerçeklere dayanan bu görüşten hareket ettiği anlaşılan bir asker-diplomat, 1920’li yıllarda ülkemizde Amerika Birleşik Devletleri temsilcisi olarak bulunmuş olan General Sherrill (Charles H.), “Gazi Mustafa Kemal” adlı eserinde şöyle diyor: “Bir milleti anlamak için, onun liderlerini incelemekten daha iyi bir yol yoktur. Türkler, Mustafa Kemal gibi, çağımızda henüz hiç kimsenin aşamadığı büyüklük ve yetenekte çok nadir bir insan yetiştirmiştir.”
Ulusal lider Atatürk:
İngilizce kökenli bir sözcük olan “lider” genelde “yol gösteren, sevk eden, reis ya da baş” anlamında kullanılır. Fakat; toplumsal ve siyasal bir terim olarak, “liderlik” kavramına dayanan çok daha özel bir anlam taşır. Liderlik, en geniş kapsamı ile, “toplumları sevk ve idare sanatı” olarak tanımlanabilir. Lider, başkalarını yönetecek yetenek ve niteliklere sahip kimsedir.
Atatürk, lider terimi yerine, Fransızca kökenli “şef” sözcüğünü kullanarak, şöyle diyor: “Şef, görüşünü ve düşüncesini en üstün kabul ettiren, işi yedendir. Şef, kalitesi ve kalibresi en yüksek olan adamdır... Büyük kararlar vermek kâfi değildir, bu kararları cesaret ve kesinlikle tatbik etmek de lâzımdır...”
Asker Atatürk:
“Ben asker olarak doğmuşum.” Atatürk’ün kendini tanımlarken kullandığı bu inanç, hayatının başlangıcından itibaren, Atatürk’ü yönlendirmiş; klasik eğitim aşamalarını başarı ile geçmesini ve 1905 yılında, Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal olarak Osmanlı ordusu saflarına katılmasını sağlamıştır.
(DEVAM EDECEK)