Atomun bulunduğu şehirde büyük yıkım!!!

"Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi 'Harran Ekolü'dür... İlkçağdan beri varlığı bilinen Harran Üniversitesi'nde dünyaca ünlü birçok bilgin yetişmiştir;

Devrinin en büyük matematikçilerinden, tabiplerinden ve Yunan filozoflarının eserlerini Arapça'ya çevirenlerinden 821 doğumlu Sabit bin Kurra...

O tarihlerde dünyadan Ay'a olan uzaklığı doğru olarak hesaplayan Battani (Avrupalılar Albetegni veya Albatanius derler...)

Yunan filozoflarının aksine, maddenin bölünebilen en küçük parçasının müthiş bir enerji ile parçalanarak Bağdat gibi bir şehri yıkabileceğini söyleyen ve böylece 'atomun mucidi' sayılan Cabir bin Hayyan...

Ve din bilgini, Şeyh-ül İslâm İbni Teymiyye Harran'daki okullarda yetişmiş dünyaca ünlü alimlerden bazılarıdır...

Emevi hükümdârlarından II. Mervan 744 yılında Harran'ı Emevi Devleti'nin başkenti yapmıştır... Emevilerin Asya bölümü 750 yılında Abbâsilere yenilerek Harran'da sona ermiştir...

Abbâsi hükümdârı Harun Reşit zamanında 'Harran Üniversitesi' dünyada büyük bir ün kazanmıştır..."

Harran'ı utandıran tablo!..

Yukarıdaki bilgiler Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın internet sitesinden alındı...

Ancak bu bilgilerin can alıcı yeri Harran'ın turizm açısından önemi değil...

Bu saptamalar; Harran'ın bilim- kültür ve sanat açısından binlerce yıl öncesinde bile ne kadar önemli olduğu ve bu alanlarda her zaman bilim dünyasını şaşırtan saygın bilginler çıkartmış olması bakımından daha da anlamlıdır...

Aynı zamanda yukarıdaki bilgiler, yüzyıllar boyu susuzlukla gündeme gelen, son yıllarda da GAP'ın sularına kavuşmasının ardından tuzlanma-çoraklaşma tartışmalarıyla birlikte sıkıntı yaşayan Harran'ın kökenini ve tarihteki muhteşem yerini anlatması açısından önem taşıyor...

Urfa son yıllarda kültür turizmi açısından daha da çekici bir kent olurken ve Göbeklitepe gibi tarihin en eski ibadet merkezinin ortaya çıkarılmasıyla tüm dünyanın dikkatini çekerken, perde gerisinde yaşanan çıkmazlar-sıkıntılar- sorunlar çok vahim!..

Çünkü vahametler hem Harran'ın kültürel - sanatsal ve bilimsel açıdan önemini, hem Göbeklitepe'nin muhteşem geçmişini hem de Osroana Krallığı'ndan Kurtuluş Savaşı'na kadar geçen binlerce yılda hayranlık uyandırıcı olaylar yaşayan bir kentin soylu geçmişini perdelemekten öteye gidemiyor...

Tarikat-cemaat-IŞİD!..

Yukarıdaki saptamaların yanısıra; türkücüleri- şarkıcıları- sanatçıları, Kurtuluş Savaşı'ndaki önemi, Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük projesi GAP'ın merkezi olması nedeniyle çekiciliği, Göbeklitepe ile kültürel alanda zirveye çıkması, yemekleri-folklorü, sıra gecesi, gazelleri - hoyratları ve türküleri ile dillerden düşmemesi elbette Urfa'yı Türkiye'nin en ayrıcalıklı kentlerinden biri yapan muhteşem özellikler...

Peki, bu şaşırtıcı geçmişin ve günümüzdeki yansımalarının perde gerisinde, Urfa'nın kültür- eğitim ve bilim açısından nasıl da geriye gittiğini gösteren utanç verici gerçeklere ne demeli?..

Açıklanan son rakamlara bakılırsa da, Urfa doğum oranı açısından tüm Türkiye'yi geride bıraktı, şehir GAP'ın çekiciliği ve Güneydoğu'nun diğer kentlerinden başlayan göç nedeniyle son 10 yılda Türkiye'nin nüfus açısından en büyük 10 kenti arasına girdi...

İşte bu tablo kültür ve eğitim açısından giderek kangrenleşen sorunları daha da çıkmaza sürüklemekten öteye gidemiyor...

600 bine yaklaşan Suriyeli sığınmacı nedeniyle son yıllarda, kültür-eğitim ve asayiş açısından da büyük şoklar yaşayan kentin özellikle kenar mahalleleri ile eski Urfa bölgesinde bilime-uygarlığa direnen olaylar yaşanıyor...

Sadece tarikat ve cemaatlerin örgütlenmesi değil, IŞİD benzeri gruplaşmaların yoğunlaşması, bunların "dernek" adı altında eski Urfa evlerinde adeta "hücre"ler oluşturması da kentin kültür, eğitim, sanat ve tarihi geçmiş üzerinde travmalar yaratan başka tehditler...

Urfa'nın en acıklı gazeli!..

Battani'nin, İbni Teymiye'nin, Sabit bin Kurra'nın binlerce yıl öncesinde bilimde çığır açtığı bir kentte ve tarihin en eski üniversitesinin kurulduğu bir coğrafyada, kızların okuma oranının Türkiye'nin neredeyse en gerisinde olmasının ötesinde, dehşet verici bir gerçek de geçen haftalarda ortaya çıktı...

Urfa geçtiğimiz haftalarda yapılan lise giriş sınavlarında (LGS) ne yazık ki Şırnak, Hakkari ve Siirt'in önünde, en sondan üçüncü oldu!..

Bilim- teknoloji ve iletişim çağının tüm dünyayı etkisi altına alması tüm kentlerde şaşırtıcı sonuçlar verirken, binlerce yıl önce bilimi sarsan mucitleri ve tarihin en eski üniversitesinin günümüze uzayan yansımalarına rağmen Urfa neden geride kalıyor...

Örneğin; sürekli nüfusu artan ancak eğitim düzeyi düşen bir şehirde, Harran'ın- GAP'ın- Göbeklitepe'nin görkemine yakışmayan, kahredici "eğitim" tablosunun asıl sorumluları kimler acaba?.. Yani, Urfa'daki bürokrasi bu rezalet eğitim tablosundan utanacak mı?..

Milli Eğitim Bakanı neden susar bilinmiyor ama daha dün Merkez Bankası Başkanı'nı bile anında görevden alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin en köklü tarih- kültür- eğitim- bilim ve sanat coğrafyasında eğitimin içler acısı tablosunun sorumlularına neşter atacak mı?..

Peki; hem sevindirici olaylarda hem de acı vakalarda hoyratlar - gazeller yakan Urfalı sanatçılar, bu dramatik eğitim tablosunun olası yaraları üzerine de bir acıklı türkü yazacaklar mı acaba?..

 

Yazarın Diğer Yazıları