​​​​​​​Avrupa Avrupa söyle bana, kim en demokrat dünyada

Aktaracağım olay yeni değil ama "Gezi Davası" vesilesiyle bir kere daha tanık olduğumuz hukuk garabeti akabinde "mağdur"ları konumlandırırken başvurduğumuz referansları gözden geçirmemize yarayabilir. Zira "Avrupa değerlerine sahip olmak", "Batıcı olmak", "misal Amerikan vakıflarıyla çalışıyor, evrensel(!) işler yapıyor olmak", hatta "modern" olmak ve hatta bir idare şekli olarak "cumhuriyetçi" olmak ayrı şeydir; "demokrat" olmak apayrı bir şeydir.

***

Türkiye Azerbaycan Dostluk, İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı, -Giresun Üniversitesi'nin eski rektörü- Prof. Dr. Aygün Attar, 9 Şubat 2020 günü yapılan Azerbaycan milletvekili seçimlerinde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde, "uluslararası gözlemci" olarak görev alacaktı. Ön çalışmalara katılmak üzere Şubat başında Bakü'ye gitti.  6-7 Şubat 2020 tarihlerinde, 32 ülkeden gelen gözlemcileri bilgilendirmek için düzenlenen toplantılara katıldı. "Bilgilendirme"yi yapan AGİT yetkilisinin, Azerbaycan'daki seçim bölgelerini fiziki ve coğrafi açıdan tanıtması/öğretmesi gerekirken, farklı ülkelerden gelen ve "demokrasi raporu(!)" tutmaya hazırlanan gözlemcilerin algısında "Burada Kürtler… Burada Tatlar… Burada Yahudiler…" diye, etnik kimliklere dayalı bir "harita" oluşturmaya çalıştığını görünce buna karşı çıktı.

AGİT tarihinde, kendi bünyesinde hemen hiç görülmemiş biçimde, Misyon Başkanlığı'na bir itiraz mektubu yazan Prof. Dr. Attar, tepkisini, "Adeta Azerbaycan'ın parsellenmiş siyasi haritası üzerinden tanıtım yapmanız bilim insanı olarak vicdanımı sarstı fakat şaşırmadım zira demokrasi insan hakları kavramları üzerinden bağımsız ülkelerde kurmuş olduğunuz özel "bağlar"ın sizlere olan bağlılığını kullanarak iç işlerine müdahale ettiğiniz gerçeği var ortada" cümleleriyle ifade etti.

***

Sonra ne oldu dersiniz?

"Avrupa değerleri"yle donanmış ve dahi kendisini bu "değerler"in garantörü, öğreticisi, tebliğcisi sayan, özellikle de Balkanlar ve eski Sovyetler Birliği coğrafyasındaki devletlere her fırsatta "demokrasi" dersi veren, onları baskıcılıkla, özgürlükleri kısıtlamakla eleştiren bu kuruluş, diplomatik nezaket çerçevesinde "temel hak ve özgürlüklerini" kullanmaktan imtina etmediği için Attar'ı tebrik mi etti?

"İşte aradığımız demokrasi anlayışı bu" mu dedi?

Söyleyeyim:

Attar'ın akreditasyonunu iptal etti!

Üç AGİT görevlisi, yapılacak son ve geniş toplantıya katılmaya hazırlanan Attar'ın önünü kesti ve kartını almaları gerektiğini söyledi.

- Neden?

- AGİT Misyon Başkanlığını eleştirdiğiniz için!

Yukarıda konuşma çizgileriyle aktardığım diyalog benim yorumum değil; Attar ile kartını almak isteyen görevliler arasında birebir gerçekleşti.

***

Önceki gün, -önümüzdeki günlerde okuyacağınız- başka bir vesileyle görüştüğüm Attar, "Buyurun size Avrupa demokrasisi" dedi ve ekledi:

- Basit bir eleştiriye tahammül edemeyen bu örgüt, devletlerin iç işlerine, seçimlerine, devlet işleyişine hangi yüzle yorum, analiz eleştiri yapacak?

İnsan hakları, kişinin insan olmaktan kaynaklanan haklarıdır. Oysa AGİT ve genelde batı dünyası, kişinin haklarını insan olduğu için savunmuyor; kendisine sadık, güdümlüyse savunuyor.

Suudi Arabistan'da, Birleşik Arap Emirlikleri'nde insan hakları ve demokrasi çok ileri safhada olduğundan mı Batılı uluslarası teşkilatlar tarafından baş tacı yapılıyorlar?

Kendi ülkeleri aleyhinde bol keseden yazılar yazdırdıkları gazeteci ve siyasetçi müsveddelerini neredeyse Nobel'e aday gösterecek olan AB ve türevi kuruluşlarla ilgili ikice kere gerçekleri yazın yahut konuşun bakayım aynı desteği verecekler mi?

Humeyni'yi, Fransa'dan uçakla İran'a ithal eden Avrupa demokrasisi mi bizi düzlüğe çıkaracak?

Dertleri kimin yönetmesi değil ,onların yönetmemesi…

***

Kıssadan, son birkaç günün mevzularına da bağlanması mümkün hisse:

Sırf "Avrupa değerleri"ni savunuyor diye, sırf "evrensel" ilkelerden dem vuruyor diye, sırf "modern" diye her sakallıyı "demokrat", "özgürlükçü" sanmayın mümkünse!

Özgürlüğünün "hukuksuzca" elinden alınmış olması, "özgürlükçü" yapmaz kimseyi! Haksızlığa uğramış olması "demokrat" yapmaz! "Mağdur" yapar sadece.

"Mağdurun kahramanlaştırılması" eliyle değil "hukukun üstünlüğü"nün tesisiyle giderilebilir böylesi bir mağduriyet de…

Sapla samanın karıştırılmadığı tartışmalar dileğiyle!

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları