Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

AYAK TAKIMI!..

Türkiye’de her konu tartışılabiliyor. Ve herkes tartışabiliyor. Çünkü artık herkes, her konuda uzman oldu!..
Ancak ortaya çıkan şey çoğu zaman “ayrıştırılmış bilgi” (rafine, işe yarar bilgi) değil, “laf yığını” oluyor.
Yani ister aydın, ister politikacı ve yönetici olsun, konuşanlar yüzeysel konuşuyor. Zaten, ertesi gün, bilemediniz üç-beş gün sonra her şey unutulduğu için konu da kapanıyor.
Şimdi biz -okuyanlar için-     yüzyıllardır unutulmayan bilgilerle son günlerdeki “ayak takımı” tartışmalarına değinelim.

HEM İŞGAL EDİYOR,
HEM DE KUTLUYOR!..

Manken ve televizyon programı sunucusu Aysun Kayacı’nın, AKP’ye yönelik eleştirileri gündeme oturmuştu. Kayacı, canlı yayında, “Vergisini verenle vermeyenin oyunun bir tutulamayacağını” söylemiş, sözü “Vergi vermeyen oy vermesin” e getirmişti. Aynı zamanda, 340 milletvekili olan iktidar partisi AKP için “Ayak takımının iktidara getirdiği parti” demişti.
Bu sözlere büyük tepki gösterenler oldu. Savunmasız gördükleri bir genci aşağılayan politikacılar ve sözde aydınlar olmuştu. Bu kesimler, Atatürk’e, Cumhuriyete, laikliğe, bağımsızlık ve egemenliğimize her türlü sözü söyleyenlere ve hatta PKK’lı teröristlere (onların politikacılarına) tek laf etmediler.. Hâlâ da etmiyorlar..
Gıkları bile çıkmıyor.
Ülkemize gelip, “Dede, niçin Türkiye’yi işgal edemedin de öldün?..” diye üzülen Anzak torunlarının “Şafak ayinleri” ne bile ses çıkarmıyorlar!..
Söylenen sözleri bir hatırlayalım. “Vergi vermeyen oy vermesin” diyen kişiye, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, “Teneke kafalı, edepsizler” demişti. AKP İzmir Milletvekili İsmail Katmerci ise, “Mahluk... Herkes onun ne mal olduğunu biliyor... Herkes onun ne iş yaptığını, nasıl para kazandığını biliyor... Ben bunları lanetliyorum” diye karşı çıkmıştı.

2BİN 500 YILLIK ZİHNİYET!..
Tam bu tartışmalar bitti derken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen sendikalara, Kayacı gibi cevap verdi: “Ayakların başları yönettiği yerde kıyamet kopar.”
Hem de “Ulus egemenliğinin” yüceltildiği 23 Nisan’da!..
Türkiye’deki “Batı hayranı” aydınlar(!), işlerine gelmeyince bu sözlere saldırıyorlar; işlerine gelince (ya da korkunca) susuyorlar. Kayacı’ya saldıran ve benzer sözlerin tartışılmasını isteyenlere “faşist” diyerek faşistçe saldıranlar Başbakana karşı dillerini yuttular!..

“JAPONYA’YI AYAK TAKIMI YÖNETMİYOR!”
Bu sözlerin yaklaşık 2 bin 500 yıl önceki düşünürlerden Eflatun’a (Platon) ait olduğunu yazmıştım. Biliyor musunuz, “Ayak takımı yönetimi” sözü de Eflatun’a ait!..
Antik (Eski) Yunan’da Eflatun (ve Aristo), işçi sınıfının da dahil olduğu   yoksul kesimin iktidarına karşı çıkmış   ve bunların iktidarına “Ayak takımı       iktidarı” demişti.
Yakın zamandan bir örnek vereyim. AKP’lilerin reddedemeyeceği kişilerden Prof. Dr. İsmet Giritli de bir makalesinde bu sözü şöyle kullanmıştı:
 “Japonya’daki demokrasi ayak takımı yönetimi değil, daha ziyade meritokrasi olarak adlandırılan ehliyete ve kabiliyete dayanan bir yönetimdir!” (Bakınız: “Japonya’nın Modernleşmesi ve Atatürkçü Modernleşme”, Atatürk Araştırmaları Dergisi, Sayı 5, Cilt 2, Mart 1986.)
Sözde aydınlar tartışma adabını bilmeden, derinliğini de araştırmadan, işlerine gelmeyince aynı kavramlara saldırıyorlar, işlerine gelince de savunuyorlar.      Tıpkı, Sami Selçuk’un Yargıtay Başkanı olarak 1999 Adli Yılının açılış konuşmasında, “Türkiye’de yüzde           93 çoğunluk halkın onuruna saldırıyla elde edilen ayıplı çoğunluktur!” deyip, bugün AKP’nin yüzde 46’sını kutsallaştırması gibi.
Tıpkı, AKP’li milletvekillerinin ve kimi köşe yazarlarının genç bir kıza saldırıp, aynı sözü başbakan söyleyince suspus olması gibi..
Sanatçı, biliminsanı ve aydınların bu tür tartışmalara girmesi ayrıdır.        Ama, halkı yönetenlerin halkın bir bölümüne “ayak takımı” gözüyle      bakması affedilemez..
Ne yazık ki sandıkta affediliyor!..

Yazarın Diğer Yazıları