Ayin Yöneten Başkan Yardımcısı...

Ankara'daki müzakerelerde alınan uzun time out için olumlu not düşenlerdenim. Çünkü bu ülkeyi seven biriyim. Her şehit cenazesinde yüreğim dağlanır. Kahrederim. Şu ana kadar şehadet mertebesine ulaşan Suriye Millî Ordusu mensupları için de aynı duyguları taşıyorum.

Bu yazıyı kaleme alırken 48 şehadet ve 100'ün üstünde yaralıyı da unutmam mümkün değil.

Çetin pazarlıklar sonucu yayınlanan 13 maddelik ön protokol beni tatmin etti. Bunu belirttikten sonra, bazılarının aklına gelmeyen detaylara değineceğim.

Trump kalmalı

Zaman zaman yerin dibine batırılan bir ABD Başkanı mevcut. Kimilerine göre kafasına huni yerine koca bir peruk geçirmiş biri. Devamlı fikir değiştiren yapıda gözüküyor. Bana göre, alternatiflerinden ehvenişer.

Yerine geçmeyi planlayanlara dikkat ettiniz mi? Hepsi istisnasız Türkiye düşmanı. Bunu söylemekten de çekinmiyorlar. Kafamız biraz çalışıyorsa, "Trump devam etmeli" demeliyiz.

Dikkat edin

Mevlüt Çavuşoğlu'nun basın toplantısından önce, Mike Pence'inkini seyrettim. ABD Başkan Yardımcısı'nın Ankara'ya indiğinden itibaren suratı "mahkeme duvarı" gibiydi. Toplantıda ise gevşemişti. Kendi kamuoyunun da benimsediği sonucu elde etmişti.

Önemli ayrıntı

Bugün ABD yönetimi bir tarikatın elinde; "Evangelistler". Pence, bunların en önemli ismi. Size tek örnek vereceğim. Haftada bir gün kilisede ayin yönetmekte. Pastör Brunson olayında neler yaptığını anımsayın. Rahibi alıp götürene kadar kıyametler kopardığını unuttunuz mu? Sanki bir tarafı dini değerlere bağlı. Ayrıca Trump'a sözünü geçirebilen ender isimlerden.

F-35'ler meselesi

Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu'nun basın toplantısında bir soruyu bekledim; F-35'ler. Yayımlanan mutabakat metninde şöyle geçiştirilmişti:

"Yaptırımlar kaldırılacak." Belki de bu yüzden sorulmadı.

Ana gövde başta, F-35'lerin önemli parçalarını halen biz üretiyoruz. Bu noktada bir önemli hatırlatma daha yapacağım. Trump'ın yakın zamanda saf ettiği şu sözünü unutmuyorum; "F-35 meselesini de halledeceğim." Şu anda gelinen durum umutları artırdı.

***

Kavgadan prim

Gece Görüşü'ndeki kadro tamamen değişti. Bütün oyuncular gitti, teknik direktör devam ediyor. Bunun Hande Fırat'ın arzusu olduğunu sanmıyorum. Kadro tercihi Fırat'a bırakılsaydı şu andaki katılımcıların birini bile çağırmazdı. Sanırım kanalın üst kademesi, isimleri kulağına üflüyor.

Düşünün Trump'ın mektubundan söz ediliyor. İyice küstahlaşan biri "O mektup zaten, gönderene girmiş" diyebiliyor. Yetmiyor, kendisi ile aynı düşüncede olmayanlara hakaret yağdırıyor. Dalga geçmeye çalışıyor. Konuşturmamanın çabasını sürdürüyor. Seviyenin ne kadar düştüğünü kimse fark etmiyor mu?

***

Dönüşümlü uygulama

NTV, bir süredir değişik bir tarzı benimsedi. Mesela Suriye'den son haberlerle politika pazarlığını iç içe götürüyor.

Öte yandan Prof. Dr. Kürşad Zorlu'nun yükselişini atlamayayım. Zorlu, köklerinin adını taşıyan Bozok Üniversitesi'ne geçti. Bu başarılı eğitim kuruluşunda İİBF Dekanı oldu. Tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.

NTV'nin tartışma programları için de "seviyesi düşmüyor" diyebiliyorum. Bunda da seçilen katılımcıların katkısı önemli.

Türkçe hataları

Hüseyin Movit'in hocalığı depreşti. Bazı meslek gruplarını uyarıyor:

SPİKERLERE: Müge Anlı-atv. Tarih -9 Ekim 2019, saat 10.23- "Bu telefonu arayanlar Çatalca'dan arıyorlar." İfade özürlü Anlı derdini bir türlü anlatamıyor; "Çatalca'dan bu telefonu arayanlar" demek çok mu zor!

ALİ İHSAN VAROL'a: Bu şahsı en az on kere uyardık. Sunucu Nuh -matamatik- diyor. Peygamber -matematik- diyemiyor. Merak eden varsa bunları gün be gün sayabilirim.

YASİN ŞAMLI'ya: Bu hukukçu bir türlü Amerika ve Amerikan diyemeyenlerden. Bu tarz telaffuz kulakları tırmalıyor. Ekrana çıkmadan mutlaka hazırlık yapmalı.

MEDYACILILARA: Sn. Cumhurbaşkanının konuşmalarını hazırlayanlar "istek" ve "arzu" gibi anlamdaş kelimeleri peş peşe kullanıyorlar:

"Türkiye'nin yegane arzusu, isteği Balkanların barışıdır, istikrarıdır." -akpatri.org.tr'de 8 Ekim'de yayımlandı. Hatta 19 bin site ve pek çok ekranda da tekrarlandı.

Herkes adına

Yıllar yılı desteklediğimiz Arap dünyasının yaptığı düşmanlığa epey mesaj geldi. İçlerinden Mesut Ertekin'inkini seçtim:

"Saygıdeğer büyüğüm;

Barış Pınarı Harekâtı'na Arap ülkelerinin tepkisine şaşırmadım. Buna 'Arap da Arap, Filistin de Filistin' diye tutturanlar şaşırsın. Hatta Bülent Arınç başta olmak üzere."

GÜNÜN SÖZÜ

Bencil nereye giderse gitsin yalnızdır. George Sand

 

Yazarın Diğer Yazıları