AYM kararını veriyor…

Verdiği kararlar nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu' nun hedefinde olan Anayasa Mahkemesi (AYM) bu günlerde yine iktidar ve muhalefeti karşı karşıya getiren yargı sistemimiz açısından oldukça önemli bir dava sınanacak. 1 Ekim Perşembe günü, bu köşede de çokça tartıştığımız, kamuoyunda "çoklu baro düzenlemesi" olarak bilinen değişikliğin iptali için CHP tarafından yapılan başvuruyu esastan inlemeye alacak.

23 Temmuz'da yapılan ilk incelemede usul yönünden eksiklik tespit edilmemesi nedeniyle yürütmeyi durdurma talebi reddedilmiş, böylece uygulama alanı bulan yasanın uygulanmasını sağlamak üzere konuya dair yönetmelik çıkarılmış ve kimilerince yeni barolar kurmak için çalışmalara başlanmıştı.

Çoklu Baro, Delege ve Kılık Kıyafet

Kamuoyunda en çok ses getiren çoklu baro düzenlemesi olsa da yasada bundan daha fazlası var. Nitekim CHP de yasada yer alan 21 maddenin iptali için AYM'ye başvuruda bulundu.

Hatırlayalım... Öncelikle düzenlemenin getirdiği en önemli değişiklik 5 binden fazla avukat bulunan illerde -ki bu iller İstanbul, Ankara ve İzmir- 2 bin avukatın imzasıyla yapılacak başvuru ile yeni barolar kurulmasının mümkün olması. Söylemleri ve yaptıklarıyla demokrasinin ve insan haklarının savunuculuğunu üstlenmesi nedeniyle iktidarın karşısında en çok sesini yükselten bu baroların gücünü zayıflatmanın hedef alındığı oldukça belli.

Baroların Türküye Barolar Birliği (TBB) seçimlerine gönderecekleri delege sayıları açısından da yine aynı illerin delege sayılarını azaltarak güçlerini zayıflatan değişiklik de yasada bulunan bir başka önemli düzenleme.

(Bu değişikliklerin 'neden hukuka aykırı olduklarına' dair ayrıntılı değerlendirmemi merak edenler 28 Haziran 2020 ve 14 Temmuz 2020 tarihli yazılarımı da okuyabilir.)

Bu iki değişikliğin gölgesinde kalarak daha az konuşulsa da yasadaki önemli değişikliklerden biri de avukatlara kılık kıyafet serbestliği tanıyan düzenleme. Başörtüsünün zaten mahkemelerde kullanılabildiği göz önüne alındığında; yenilik şalvar, sarık, cübbe, deniz şortu, parmak arası terlik, güneş gözlüğü vb. her türlü kılık kıyafet ve aksesuarın duruşmalara giderken kullanılabilmesine imkân tanıyor.

2, 3, 4, 5… No'lu Barolar

Kısaca hatırlattığım bu yasanın 15 Temmuz'da yürürlüğe girmesini takiben "Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinde Değişiklik yapılmasına Dair Yönetmelik" de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu Yönetmeliğe göre:

Kuruluş talebini içeren dilekçe, 2 bin avukatın imzası ve 4 kişilik kurucular kurulunun isimlerinin yer aldığı listenin TBB'ye verilmesiyle kuruluş müracaatı yapılabiliyor.

Asgari 2 bin sayısına ulaşıldıktan sonra kurucular kurulu, verilen bilgi ve belgelerin doğruluğunu beyan ve taahhüt edip, Birliğin görevlendirmesiyle kuruluş işlemlerini yerine getiriyor.

Kurucular kurulu organ seçimlerini yapmak için en geç 6 ay içinde 30 gün öncesinden yapacağı çağrı ile kuruluş genel kurulunu toplayarak ve bunu Birliğe bildirerek yeni baronun kuruluşunu tamamlamış, tüzel kişiliği kazanmış oluyor. Bu tüzel kişiliğin kazanıldığı tarih esas alınarak da barolar o ilin ismi üzerinden numaralandırılıyor.

Yani, yeni baro girişimlerinin, ilk genel kurul yapılıncaya kadar TBB'de temsil edilmeleri mümkün değil.

İşte bu kurallar ışığında kurucular kurulu sıfatıyla yapılan başvurular olsa da halen tüzel kişilik kazanabilmiş bir baro ne İstanbul'da ne Ankara'da ne de İzmir'de mevcut.

Barolar tüzel kişilik kazanmadığı için kuruluş müracaatında imzası bulunan avukatlar hala mevcut barolarına kayıtlı.

Ancak önümüzdeki aralık ayında yapılacak TBB seçimlerine delege gönderebilmek için ekim ayının ilk haftasında barolar seçimlerini yapacak. 30 gün önceden çağrı yaparak genel kurullarını gerçekleştirme şartını yerine getiren hiçbir yeni baro olmadığı için baro yapılanmasında yapılan değişiklik tüm çabalara rağmen bu seçimlere yetişmedi, diyebiliriz.

AYM'nin kararı

Söz konusu düzenleme ile ilgili olarak AYM, 1 Ekim'de esastan iptal kararı verirse, 'yeni barolar delege seçimlerine katılabilecek mi' tartışmasının da bir önemi kalmayacak; çünkü verilecek iptal kararıyla yeni baroların kurulması söz konusu olmayacak.

Hukuk devleti ve üniter devlet yapılanması açısından tehlike oluşturan; buna ek olarak, yargının üç kolundan biri olan savunmayı bölen ve zayıflatan bu düzenlemenin AYM tarafından iptal edilmesi muhtemeldir ve hukuken gereklidir.

Nitekim, son olarak şuna da dikkat çekmek gerekir, 50 bin kişilik İstanbul Barosu'ndan, 20 bin kişilik Ankara Barosu'ndan ayrılmak isteyen avukatların zoraki 2 bin kişilik sayılara ulaşabilmesi, aslında avukatların da büyük çoğunluğunun bölünmenin karşısında olduğunun göstergesidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları