Aytun Çıray hazine garantilerindeki o ayrıntıya dikkat çekti

Aytun Çıray hazine garantilerindeki o ayrıntıya dikkat çekti
İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı  Aytun Çıray, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde hazine garantili projelerde çıkabilecek hukuki anlaşmazlıklar için Türk mahkemelerinin devreden çıkarıldığını vurgulayarak, hazine garantilerinin dolar kurundan karşılığını sordu.

İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları ve İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray, köprüler ve şehir hastanelerinin yapımında uygulanan müşteri garantili yap-işlet-devret modelini 21. Yüzyılın kapitülâsyonları olarak niteledi ve konuyla ilgili Berat Albayrak’ın cevaplaması için Meclis’e bir soru önergesi verdi.

COVID-19 pandemisinin Türkiye’de hizmet sektörünün, küçük işletmelerin ve esnafımızın faaliyetlerinin büyük ölçüde askıya alınmasına veya tamamen durmasına neden olduğunu, bunun da halihazırda yüksek olan işsizlik oranını daha da arttırdığını ve ekonomik parametrelerdeki göstergeleri iyice bozduğunu ve sonuç olarak bu pandemiye ağır bir krizde yakalanan ekonomimizin Cumhuriyet tarihindeki en vahim sürece girmesine yol açtığını anlatan Çıray şöyle devam etti:

“Bu durum, Sayın Cumhurbaşkanı’nın, öncelikle COVID-19 salgınıyla sayısı artan işsizlere, büyük gelir kaybına uğrayan esnaflara ve hayati bir sektör olan tarım üreticilerine acil kaynaklar bulmasını zorunlu kılmaktadır. Uzmanlara göre ihtiyacı olan kesimlere aktarılabilecek en büyük kaynak Kamu Özel İşletmeleri(KÖİ) Projeleridir. KÖİ projelerinde müteahhit firmalara ABD Doları cinsinden verilen araç geçiş ve hasta garantilerinin ödemeleri ertelenmeli ve sonrasında salgının ekonomide yaratacağı derin etkilerin çok uzun süreceği göz önünde bulundurularak bu projelerdeki sözleşmeler iyileştirilmiş koşullarda yeniden düzenlenmelidir.”

TÜRK MAHKEMELERİ DEVREDEN ÇIKARILMIŞ

Ancak bazı ekonomist ve uzmanlar, COVID-19 nedeniyle ‘mücbir sebep’ ilkesine dayandırdıkları garanti bedeli ödemelerinin ertelenmesinin yanı sıra bunun için hukuki hakkın kullanılmasının da sorunlu olduğunu söylemektedir. Yap-İşlet-Devret modelinin özel bir uygulaması olarak KÖİ projelerinde uyuşmazlık halinde Türk mahkemelerinin değil Birleşik Krallık ve Londra Tahkim Kurulu’nun yetkili kılınmış olması nedeniyle araç geçiş garantilerinin ötelenmesinde  ‘mücbir sebep’ gerekçesine başvurulamayacağı  iddia edilmektedir. Yani bu durum KÖİ sözleşmeleri ile müteahhit firmalara verilmiş bir kapitülasyon statüsü kazandırmaktadır.

Bu çerçevede Aytun Çıray, Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün 96. Maddesi gereğince Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın aşağıdaki soruları yazılı olarak cevaplamasını istedi.

1-   KÖİ projeleri kapsamında yer alan Osmangazi Köprüsü’nden, Avrasya Tünelinden, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden, İzmir-İstanbul Otoyolu’ndan 01.01.2020 ile 05.05.2020 tarihleri arasında geçmesi taahhüt edilip de geçmeyen araçlar için ödenecek olan bedelin ABD Doları karşılığı nedir?

2-   İlgili firmalarla yapılan sözleşmelerde herhangi bir uzlaşmazlık yaşanması durumunda neden Türk Mahkemeleri yetkili olarak tanınmamıştır? Bunda müteahhitlik firmalarının Türkiye’deki yargı sistemine duydukları güvensizlik mi belirleyici olmuştur?   

3-  20 ile 25 yıl arasında değişen sürelerde araç geçiş garantisinin Türk Lirası yerine ABD Doları üzerinden verilmesinin, ilgili sözleşmelere, Türkiye Cumhuriyeti açısından Lozan’da yırtıp atılan kapitülasyonlara benzer bir içerik ve statü kazandırdığı nasıl olup da görmezden gelinmiştir?

4-  Eğer böyle değildir deniyorsa, uyuşmazlıklarda yabancı mahkemeler ve tahkim kurullarının, başka bir deyişle yabancı hukuka ihtiyaç duyulmasının gerekçeleri ve rasyonel açıklamaları nelerdir?

5-   Ancak ‘mücbir sebep’ hukuk adını hak eden her yasa ve mevzuatta belirtilen sağlam bir hukuki hak olduğuna göre,  COVID 19 salgınının ortaya çıkardığı ekonomik zorunluluk şartlarında KÖİ sözleşmelerinde yer alan, Türk Milletine vurulmuş ekonomik pranga mahiyetindeki hükümlerin değiştirilmesi için neden ilgili yabancı mahkemelere ve Tahkim Kurullarına başvurulmamaktadır? Bunun sebepleri, söz konusu süreçte Türk Milletinin temel iktisadi haklarının bu sözleşmelerde bizzat kamu tarafından çiğnendiğinin açığa çıkması ve bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletinin yüksek iktisadi çıkarları aleyhine kapitülasyon içeriğinin kazandırılmasına taammüden ve kasten göz yumulduğunun ifşa olunacak olması mıdır?

6-   Sözleşmelerde başka mücbir sebep olabilecek deprem gibi doğal afetlere karşı sigorta var mıdır? Varsa bu sigorta hangi bedel üzerinden yapılmıştır?