Azerbaycan’ın bir hüzün şarkısıdır “Ayrılık”

Azerbaycan’ın bir hüzün şarkısıdır “Ayrılık”

Yeniçağ’ın sorularını yanıtlayan ünlü ses sanatçısı Sevda As Sonay, Türkiye`de en çok sevilen şarkılardan “Ayrılık”la ilgili, “Bu şarkı bahtsız bir yaşamın ve Azerbaycan Türklerinin yaşadığı hasretin şarkısıdır” dedi.

Röportaj Dr. Mayis Alizade/ Yeniçağ

Tebrizli baba ile Bakü’lü annenin evladı olarak İran`ın Azerbaycan bölgelerinin başkenti konumundaki Tebriz kentinde doğdu. Müzik eğitimine Tebriz`de başlayıp Bakü`de sürdüren Sonay sanat çalışmalarını yaklaşık yirmi seneden bu yana Ankara`da sürdürüyor.

Yeniçağ: Hayatta kendinizi en iyi ifade edebileceğiniz alanın müzik olmasından kuşku duymayınca mı bu işin peşinden gittiniz? Yoksa elinizde olmadan kader mi alıp buralara kadar getirdi?

9.jpg

Sevda as Sonay: İlk önce sorularınızı yanıtlama fırsatı tanımanızdan dolayı size minnettarlığımı bildiriyorum. Mesleki alanda hayatta yapılan birçok şeyin kadere bağlı olduğunu söylemek belki mümkün ancak, sanatın tesadüfi şekilde insan hayatına giremeyeceğini düşünüyorum. Gerçek sanat dünyaya geldiğinde sanatçının içinde olmalı ve sanatsever bir ailede doğmuş bir insanın hayat yolunu o temelde çizmesi gerekmektedir. Şu ana kadar yaşadığım tüm sıkıntılara rağmen bu benim yolumdur.

Yeniçağ: Müzik ve edebiyat, şiir, öykü, roman, oyun Her birinin müzikte yeri ayrı, her birinde müziğin yeri ayrı. Görüşünüz?

Sevda As Sonay: Kelimelerin yan yana gelmesinden sonra seslerin tekrarlanması da şiire ritim kazandırdığı için dizelerin uzunluğu kısalığıyla ortaya çıkan müzik, şiir ve şairlerin farklılığının göstergesidir. Bu farklılık öykü, roman ve oyunlar için de geçerli bir durumdur. Her birinin müziği ayrı olduğu gibi müzik de o örnekleri farklı bir hüviyete büründürüyor.

88.jpg

Yeniçağ: Sizi şimdiye kadar en çok etkilemiş şiir ve müzik örneklerinden birkaçının ismini söyler misiniz? Neden bu kadar etkilediğini biliyor musunuz?

Sevda As Sonay: Sanat dediğimizde ilk sırada müzik ve edebiyat geliyor. Benim müzik dünyamın çok geniş olduğunu söylememe izin verirseniz, çok sevinirim. Dünya müziğinde etkilendiğim bir dizi örneğin olmasına rağmen düşüncelerimi şekillendirerek beni müzik dünyasına götüren, öz müziğimiz diyebileceğim klasik Azerbaycan şarkıları ve özellikle bu türden bir dizi romans olmuştur. Şiire gelince; çocukluğumdan iç dünyama yakın bulup etkilendiğim birçok şiir örneği olmuştur, onların başında Azerbaycan`ın genç yaşında kurşuna dizilmiş ve mezarı da olmayan şairi Mikail Müşfik gelmektedir: onun şiirlerindeki ulusal bilinç ile romantikliğin sentezi hep beni kendine çekmiş, Azerbaycan`da diller ezberi olmuş “Yine o bağ(bahçe) olaydı” şiiri ve şarkısı duygularımı hep esir almıştır. Ayrıca Hüseyin Cavid’in “İblis” piyesinin yalnız felsefi içeriğinin yanı sıra romantik üslubundan da her zaman etkilenmişimdir. Onun şiirlerinin düşünce yapımın genişlenmesinde büyük rolü vardır. Tabii ki benim için Nazım Hikmet’in de ayrıcalığı var:

İnsan, deniz olmadığı yerde,

Umut adına, Martı olmalı.

Yeniçağ: Türkiye`de en çok sevilen şarkılardan bir tanesi “Ayrılık” olup güftesi de bestesi İran Azerbaycanı Türklerine ait. Bu şarkının öyküsünü anlatmanızı rica edebilir miyiz?

Sevda As Sonay: Evet, “Ayrılık” bahtsız bir yaşamın ve Azerbaycan Türklerinin yaşadığı hasretin şarkısıdır. Aras nehrinin iki yere (Kuzey ve Güney) parçaladığı Azerbaycan’ın bölünüşünün, kardeşin kardeşten ayrı düşüşünün trajedisini ifade ediyor. Bu şarkıyı tar üstadı besteci Ali Selimi, şair Ferhat İbrahim’in şiirine bestelemiş ve şarkı ilk kez bestekarın eşi Fatma Gannadi tarafından 1958 yılında Tahran radyosunda seslendirilmiştir. 1962 yılında Azerbaycan’ın ünlü sanatçısı Raşid Behbudov`un Tahran konseri sırasında Ali Selimi “Ayrılık” şarkısını Behbudov’a hediye etmiştir. O zamandan beri bu şarkı Raşid Behbudov’un ifasında dünyada tanınmıştır. Türkiye`de ise Zeki Müren`in bu eseri mükemmel şekilde okuduğunu söylemezsem haksızlık etmiş olurum.

Yeniçağ: Uzun süreden bu yana Türkiye`desiniz, burada sanatla haşır-neşirsiniz. Türkiye`yi tercih etme nedeniniz? ”Sanat” ve “Sanata yaklaşım” kavramları çerçevesinde neresi en ciddi: İran mı, Azerbaycan mı, Türkiye mi?

Sevda As Sonay: Bir müzik öğretmeni ve ses sanatçısı olarak Türkiye’yi seçmemin birçok nedeni var.Bunların başında Türk olduğum için Türkiye’yi kendi vatanım olarak görmem geliyor. İsimlerini zikrettiğiniz üç ülkenin sanat durumu ve sanat anlayışı bir birinden farklıdır. Müzik sanatıyla ilgili konuşursak İran devriminden sonra şu ana kadar tüm yasaklara rağmen halk bu sanatı kendi çabalarıyla ayakta tutmaya çalışmıştır. Tüm yasaklara rağmen bu alanda özel kurslarda yüzlerce öğrencinin müziğe olan ciddi ilgisi takdire şayandır. Günümüz İranı`nda kadınların sahneye çıkma yasağının sürmesine rağmen. Azerbaycan ise geçmişten beri müzik sanatı alanında bilim temelli eğitimi güçlü olan bir ülke ve müzik genelde halk içinde sevilip benimsenmektedir. Ne yazık ki Türkiye gibi bir ülkede müzik sanatının durumu pek iç açıcı değil ve bu sanat gün geçtikçe ciddiyetten uzaklaşmaktadır.

Yeniçağ: Ve nihayet kendinizi tanıtmanızı rica edebilir miyiz: bugüne kadar neler yaptınız, yolun neresindesiniz, bundan sonraki planlarınız?

Sevda As Sonay: İran Azerbaycanı`nın Tebriz kentinde sanatsever bir ailede doğdum. Babam Tebrizli, annem ise Bakü doğumludur. Çocukluktan beri resim yapmak, şiir yazmak ve şarkı söylemek hayatımın en önemli parçası olmuştur. Müzik alanında şan ve piyano eğitimime Tebriz’de başlayıp, Bakü Konservatuvarında sürdürdüm. Ankara’ya geldikten sonra ise Devlet Opera ve Balesi’nde şan hocasıyla çalıştım. Türkiye’deki kültürel çalışmalarımın yanı sıra ses sanatçısı olarak Ankara ve İstanbul’da birçok sahnede yer aldım. Tebriz’den başlamak suretiyle Türkiye’de 18 yıldan bu yana müzik öğretmeni olarak mesleğime devam etmekteyim. Bu yolda çektiğim tüm zorluklara rağmen kendimi çok mutlu hissediyorum ve sanatımla ilgili geleceğe umutlu gözlerle bakıyorum. Hayatımı derinleştiren, varlığımı barındıran sanatın her üç alanıyla hep sevincimi ve kederimi müziğin derin melodileriyle paylaştım. Resimlerin çeşitli boyalarıyla, göz açtığım Azerbaycan’ımın güzel doğası ilham kaynağım olmuştur. Şiirlerimin mısralarına yansıttığım duygularım hayatımın inişli-çıkışlı yollarında mücadele ruhumu söz dünyasına taşımış, çizgilere dizmişim, bunları kendi incilerim olarak gördüğüm gibi yaşamımın resim fırçasıyla çizildiğine inancım tamdır.