Peyzanlıktan kurtulmak zor

       Dikkat ettiniz mi bilemiyorum; benim dikkatimi çekti, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli CHP'ye çağrıda bulunarak "Gelin, milletimizin sorunlarına beraberce eğilelim" dedi.

       Evet, bu çağrı salt CHP'ye yapıldı...

       Kimin adına?,

       Elbet de iktidar, yani AKP adına...

       Üçü bir araya gelirse el ele tutuşacak ve başkanlık sistemine hayat verecekler...

       * * *

       Bahçeli daha başında yanlış değerlendirme yaptı; öyle ya, başkanlık, milletin sorunu değil ki...

       Başkanlık, iktidarla Bahçeli'nin sorunu; dolayısıyla ikisi el ele verip sorunu çözebilir. Zaten o yolda yürümeye başladılar. Yeni süreçte ne CHP'ye ihtiyaç hasıl olacak, ne başka partilere ve sivil toplum örgütlerine...

       * * *

       Kucaklaşmaları onu gösteriyor!

       Yani kısacası, CHP'ye sığınmanın âlemi yok...

       Zaten ana muhalefet partisi, lafını çoktan söyledi, "Biz rejimin değiştirilmesine kesinlikle karşıyız..." dedi...

       Bahçeli'nin ki daha ne çağrısı...

       * * *

       Sorunları demokratik (!) yolla çözmek istediğini  göstermeye çalışan MHP liderinin önce parti içi demokrasiyi yerleştirip demokratik siyasal koşulları sahiplenmesi lazım değil  mi?

       O koşulları sahiplenmeden iktidarı sahiplenerek onun düdüğünü çalmaya kalkmak ciddi bir tezattır ve milliyetçi ülkücü yurttaşlar tarafından da affı mümkün değildir!

       Genel Başkan adayı oldular diye önce Dr. Sinan Oğan'ı, ardından Dr. Meral Akşener'i ve onların ihracıyla da yetinmeyip Prof. Dr. Ümit Özdağ'ı partiden uzaklaştırmaya kalkan Devlet Bey, kendisine beslenen bütün güveni kaybetmiştir.

       Kendi koltuğundan önce AKP'li Tayyip Bey'in koltuğunu sahiplenen bir MHP Genel Başkanı düşünebilir miydiniz...

       Püskevit sevdalısı Devlet Bey, bu demarşıyla da yani iktidarın düdüğünü çalmakla, siyasal tarihe geçen tek liderdir...

      * * *

      Bahçeli ihraç kararlarıyla sözüm ona Tayyip Bey'in başkanlık hevesini canlı tutmuş oldu...

      İhraçlar olmasaydı kendi koltuğu altından gidecek ve yenilenen MHP de yurttaşların tercihi haline gelecekti. İşte o zaman AKP iktidarı büyük sarsıntı yaşayacaktı.

      Sonuçta, başkanlık da suya düşecekti...

      Püskevit tutkunu zat bu tehlikeyi savuşturmuş oldu...

      * * *

      Şimdi gerim gerim geriniyor:

      -Bana verdikleri taslakta cumhurbaşkanlığı lâfı var,başkanlık lâfı yok...

      Bazıları peyzanlıktan kurtulamıyor vesselam...

      Sözcüklerle avunmadan önce dermeyan edilen koşullara bakmak lâzım...O taslakta bakalım ne kadar kandırmaca esaslı cümle kullanılmış ve gerçekler nasıl kamufle edilmeye çalışılmış göreceğiz...

Yargı neydi, ne oldu

      FETÖ'cüyken tutuklanan ve pişmanlık yasasından yararlanıp serbest kalan eski HSYK üyesi Kerim Tosun 6 yıl önce yargıtay

üyeliğine atananların neredeyse hepsinin -160 kişiden 120'si- FETÖ'cü olduğunu açıkladı...

      O dönemde neden adaletin yerini bulmadığı herhalde bugün daha iyi anlaşılıyor.

      O günkü manzara unutulmuş değil; yargı, suçluya beraet veriyor, suçsuza ise ceza kesiyor; günümüze kadar yargının bu hain sisteme ayak uydurarak geldiği sabit!

      * * *

      Yığınla garabet yaşandı...

      Örnekler önümüzde

      Mesela bir yargıç FETÖ'den tutuklanınca baktığı dava da sil baştan...

      Kozmik odanın savcısı yakalandı, suçunu itiraf etti, içeri alındı...

      Kumpas davalarıyla ilgili FETÖ'cü savcılar yurt dışına kaçtı...

      Bir kısmı izini kaybettirdi, bir kısmı sığınma hakkı alma peşinde...

      FETÖ'cü yargı adamlarının çete elemanı olarak her türlü pis işe ve kaçakçılığa bulaştığını da daha dün öğrendik...

      Marifetleri ekranlarda yer aldı...

      Ne acı değil mi; ülkemizde yargı 15 yıl, yozlaşmış haliyle insanların kaderine hükmetti. Ona bu "Olanağı" sağlayan iktidar anlayışına da yazıklar olsun...

      * * *

      Yargı galiba sadece bizde, yasaların, genel ahlâkın, töreye dayalı edebin, anayasaya ve insan haklarına dayalı hak ve hukukun olmadığı bir alandı...

      Bakalım yargıdaki bu çirkinliklerden kurtulabilecek miyiz...

      Hukuku yerleştirebilecek ve adaletin mutlaka yerini bulmasını sağlayabilecek miyiz...

Alenen duyururum

       Lider geçinen zat davadan dönmüştür. Peşinden gidenler de davadan dönmüş olmayı kabullenmiş sayılırlar.

       Ülke ciddi siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel sıkıntılar çekerken sadece başkanlık ve onu sağlayacak anayasa değişikliğini sorun sayan anlayış, bütün ciddi ve hayati iç ve dış sorunları görmezden gelmektedir...

       Bu anlayışa sahip olanın ve peşinden gidenlerin aziz milletimizin kaderi üzerinde söz sahibi olması asla kabul edilemez.

      Gereğine gelince...

      Gereği, davadan dönenleri kazanmak değildir. Gereği, yurttaşları uyandırmak, davadan dönenleri de kaderleriyle baş başa bırakmaktır!

ÜNLÜLERDEN

       BİR toplantıda adamın biri Mehmet Akif' i küçük düşürmek istemiş. "Affedersiniz" demiş, "Siz veteriner misiniz"...

       Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle cevap vermiş:

       -Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?

Yazarın Diğer Yazıları