Partinin tüzüğüne göre aday olması artık imkansız!
TARTIŞMAYI, Başbakan’ın “Tüzüğümüz gereği bir dönem sonra yokum” şeklindeki açıklaması başlattı. Tayyip Erdoğan’ın bu ifadesi üzerine gözler MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye çevrildi.

Liderlik sultasına tedbir
MHP’nin efsane lideri Alparslan Türkeş’in, tüzüğe koyduğu “aynı kişi ara vermeksizin 5 defadan fazla genel başkan seçilemez” maddesi uyarınca Bahçeli de artık “yokum” demek zorunda.

Bahçeli’den ses çıkmıyor
MHP tüzüğünde yer alan “Aynı kişi ara vermeksizin5 dönemden fazla genel başkan seçilemez” maddesi tartışılırken, Devlet Bahçeli sessizliğini koruyor

Haber:Macit SOYDAN
Başbakan Erdoğan’ın “Bir dönem sonra yokum. Tüzüğümüz gereği 3 dönem milletvekilliği yapabilirim. Aynı şekilde 5 dönem de genel başkanlık yapabilirim. Ondan sonra ayrılmak zorundayım. Niçin? Arkadan gelenlerin önünü açmak zorundayız” sözlerinin ardından MHP’de başlayan tartışma sürüyor. MHP’nin efsane lideri Alparslan Türkeş’in liderlik sultasına mani olmak için 9 Ekim 1994’teki kongrede tüzüğe koydurduğu “Aynı kişi ara vermeksizin 5 dönemde fazla genel başkan seçilemez” maddesinin MHP yönetimi tarafından uygulanıp uygulanmayacağı merak konusu oldu. Kamuoyunda yapılan tüm tartışmalara rağmen, 6 Temmuz 1997 tarihinde yapılan MHP’nin 5. Olağanüstü Kongresinde genel başkanlık koltuğuna oturan, 5 dönemdir de aralıksız olarak bu görevi yürüten Devlet Bahçeli ve parti yönetimi konuyla ilgili sessizliğini koruyor. Konuyla ilgili tek satırlık bile bir açıklama bile yapmayan Bahçeli, daha önce de gündeme gelen tartışmaya ilişkin sorulara şöyle cevap vererek, konunun kapanmasını istemişti:İradenin tecelli ettiği yer büyük kurultayımızdır. Herkes oraya davetlidir ve orada her şey görüşülür...

Yetkileri artırıyorlar
Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Bir dönem sonra yokum” çıkışına MHP’lilerden de destek geldi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan MHP Kahramanmaraş eski Milletvekili Edip Özbaş, genel başkanların Siyasi Partiler Kanunu’nu çok farklı yorumlayarak yetkilerini arttırdıklarını kaydetti.

Kanunlarla oynanıyor
Bu yanlış ve abartılı yorum nedeniyle Türk siyasal tarihinde genel başkanların padişah yetkilerine bile sahip olduklarını belirten Özbaş, şunları söyledi: “Siyasal Parti Genel Başkanları Siyasal Partiler Kanunu’nu hukuk çerçevesinden çok işlerine geldiği gibi yorumluyor. Bunun sonucunda da çok büyük yetkilere sahip oluyorlar.” Genel başkanların kanunları bile kendilerine uygun yorumladıklarına dikkat çeken Özbaş, şöyle devam etti:

Tartışma yaşanmamalı
“Genel başkanlar kanunları bile kendilerine göre yorumluyorlar, tüzüklerde istediklerini yapabilirler. Malumunuz, tüzükler kanunlara göre düzenleniyor. Dolayısıyla sorun genel başkanın tavrından kaynaklanır Yani kanunu çiğneyen genel başkanın tüzüğü çiğnemesi de bana göre son derece normal. Öte yandan lider vasfıyla toplumun karşısına çıkan ve belli bir siyasal zemini temsil eden genel başkanlar bunu yaparsa, tabandakiler neler yapmaz. Genel başkanlar kendilerini yetersiz görmeye başladıkları an çekilmesini bilmeli. Eğer sağlık yönünden de kendilerini yetersiz görüyorlarsa tartışmaya yer bırakmadan çekilebilmeli. Ancak birkaç istisna dışında bunun örneğini, siyasal hayatımızda daha göremedik.”

Muhalefet, lider hegemonyası içinde
Ege Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Tosun Türkiye’de parti yönetimlerinin dost meclisinden oluştuğunu söyledi

Başbakan Erdoğan’ın “yokum” çıkışı aynı zamanda, siyasi partilerdeki yapılanmaları da tartışmaya açtı. Erdoğan’ın açıklamalarını değerlendiren Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tanju Tosun, siyasi partilerin tüzükleri arasında çok ciddi bir fark olmadığına dikkat çekti. “Tek tip bir örgütlenme biçimi var, tek tip bir hiyerarşik yapı var” diyen Tosun, “Siyasal kültürümüzde parti içi demokrasiye yatkın bir bünye bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. Konunun sadece bir tüzük meselesi olmadığını da anlatan Tosun, “Siyasal partilerin Türkiye’de kurumsallaşamama gibi bir sorunu var. Siyasi partilerin başındakiler siyasi partilerin yönetimini bir arkadaş çevresi olarak görüyor. Bu da tabandan yukarıya doğru katılımın önüne geçiyor” diye konuştu.

Nöbet arkadaşlara bırakılıyor

Aşağıdan yukarıya katılım konusunda problemler bulunduğunu da ifade eden Tanju Tosun, “ Parti üst yönetimleri bir dost meclisinden ibaret. Partilerdeki lider değişimi kendi arkadaş çevresinden gerçekleşen bir nöbet değişimi gibi işliyor” dedi. Muhalefet partilerinin de lider hegemonyası içerisinde olduklarına dikkat çeken Tanju Tosun sözlerini şöyle tamamladı : “ Bu CHP ve MHP başta olmak üzere diğer siyasi partiler için de geçerli. Siyasette demokrasiyi karizmaya teslim etmiş durumdayız. İşi karizmalarla götürme derdindeyiz. Alttan katılımcılık olmadığından dolayı, yeni liderler devşirilemediğinden dolayı Türk milleti siyasette yeni yüzler görmek için karizmaların peşinden koşuyor. Sürekli olarak aynı aktörlerle siyaset devam ediyor. Parti içi demokrasi konusunda iktidar pratiği neyse muhalefet pratiği de o.”