Bahçeli'nin bundan sonraki hamlesi hanedanlık mı?

Bahçeli'nin başkanlık sistemi girişiminden sonra, hükümetten ve hükümete yakın STK'lardan ardı ardına Başkanlık sistemine destek açıklamaları geliyor. AKP'liler göze girebilmek için programlarında "Başkanlık bu ülkenin kurtuluş anahtarı. Hayır, ben 20 yıldır söylüyorum zaten… Cumhurbaşkanımızın bir an önce yetkileri yasal olarak genişletilmeli" diyerek neredeyse birbirleriyle kavga edecekler. Gazete ve televizyonlar aracılığıyla başkanlık sistemini insanların bilinçaltına olumlu bir şekilde işlemeye başladıklarını görüyoruz. Tıpkı zamanında çözüm sürecini işledikleri gibi…

Bu hengâmede MHP Genel Merkezi'ne yakın birkaç kişi de "Biz başkanlığı desteklemiyoruz, CHP karıştırdı, yanlış yönlendirmeyin" diye beyanat verip, arada "don lastiği" gibi kültürel çıkarımlar yapıyor!

MHP'yi temsil ettiğini iddia eden kişilerin, Ülkücülerin düşüncesiymiş gibi Başkanlık referandumu için çırpınmalarını hayretle izlemeye devam ediyoruz.

Açık ve net konuşmak gerekiyor. Başkanlık sistemi Meclis'ten geçmeden referanduma taşınırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan için çok daha iyi olacaktır. Çünkü olası bir referandumda karşısında aday bile bulamayacağı için ezici bir çoğunlukla başkan seçilecektir. Zorlama bir 330 desteğinden çok daha etkili bir Başkanlık süreci olur kendisi için.

Bahçeli, bunları çok iyi bilmesine rağmen dün bir açıklama daha yaptı. "Böyle hayırlı bir gelişmeyi sabote etmek doğru değil" diyor. Sanırım kendisi bu sürece epey bir "hayır" anlamı yüklemiş durumda. Basın mensuplarının "Meclis'e gelirse MHP destek verecek mi" sorusuna verdiği yanıt da bir o kadar ilgi çekici: "Önce tekliflerini görmemiz lazım."

Şimdi burada bir pazarlık mı vardır? Bu pazarlık kim ve kimler arasında, hangi vaatlerle gerçekleşiyor?

Erdoğan'ın sıfatı Cumhurbaşkanı yerine "Devlet Başkanı" olacak, yetkileri genişletilecektir. Burada ne gibi bir teklif ve süreç beklenmektedir?

Bahçeli, Erdoğan'ın yasal zemin dışına çıktığı için böyle bir girişimde bulunduklarını iddia ediyor. Bu kapsamda başkanlık referandumundan sonraki adımı "Hanedanlığı Erdoğan ailesine getirelim" teklifi mi olacaktır?

Suriyeliler konusu neden referanduma götürülmüyor

Türkiye'nin demografik yapısı gözümüzün önünde değiştiriliyor. Büyük bir göç dalgasının karşısında Türk kimliği özellikle büyük şehirlerden siliniyor. İstanbul başta olmak üzere Suriyeli mültecilerin kendilerine ait mahalleleri çoktan oluşmaya başladı.

Esnafın da tutumu değişmiş durumda. İnsanlara davranış, hitabet, üslup bozulurken, "kim kimi kazıklarım" derdine düşmüş. Kültürel değerlerimiz, özgünlüklerimiz sonu görünmeyen bir Arapçılık tehdidiyle karşı karşıya. "Ümmet" diyenler nedense "Türk"e kafayı takmış durumdalar. İkisinin bir arada olmayacağını öne sürüyorlar.

Suriyelilere sessiz sedasız vatandaşlık verilmeye devam ediyor… Sayıları gayri resmi olarak 5 milyona yaklaşan Suriyelilerin; artan hayat pahalılığına, kiraların fırlamasına, ucuz işgücü nedeniyle işsizliği tetiklemesine başlıca neden oldukları biliniyor.

Hükümete yakın anket firmaları bile "Suriyeliler vatandaşlığa alınsın mı" araştırmalarının sonuçlarını kamuoyu ile paylaşamıyorlar. Çünkü durum facia… Vatandaşlar; artan asayiş probleminden, Suriyelilerin kendilerine ait alanlar oluşturmalarından son derece rahatsızlar.

Türkiye'nin milli yapısına dinamit koyan bu durum karşısında tek kelime açıklama yapmayanların, "Başkanlığı referanduma götürüp vatandaşa soralım" demeleri ayrı bir inceleme konusudur.

Başkanlık için referandum çabasına girenler, daha doğru bir ifade ile Erdoğan'a sınırsız yetki vermek isteyenler; Suriyelilerin vatandaşlığa kabulüyle ilgili neden bir referandum yapmazlar?

Yazarın Diğer Yazıları