1948 yılında Osmaniye'de doğan 71 yaşındaki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sağlık durumu hakkında çeşitli söylentiler o kadar yoğun ki, parti yetkilileri peş peşe açıklamalar yaptılar.

Objektif gazetecilik anlayışım çerçevesinde bu açıklamalara tek tek yer vereyim.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, şöyle yalanladı:

"Mide bulantısı şikâyetiyle hastaneye geldi. İddia edildiği gibi beyin kanaması ya da kalp hastalığı yoktur. Şu anda şuuru açık, konuşabilir durumdadır, istirahat etmektedir."

MHP Grup Başkanvekili Erhan Akçay şu açıklamayı yaptı:

"İstirahat halinde. Bütün görüşmeleri, çalışmaları anbean takip ediyor. Yani Meclisin açılışından komisyon çalışmalarına kadar sürekli irtibat halindeyiz, görüşüyoruz, bilgi sunuyoruz. Bize talimatlar veriyor. Bunun dışında bir şey söylemeye gerek yok."

MHP basın danışmanı Metin Özkan,  televizyonda şunları söyledi:

"Sayın Bahçeli üst solunum yolları enfeksiyonu sebebiyle Başkent Hastanesi'ne gitti. Tedavisi tamamlandı ve aynı gün çıktı. Sayın Bahçeli daha önce 2 kez kalp ameliyatı geçirmiş ama ona rağmen çakı gibi ayakta duran yaşına rağmen çok dinç ve dinamik bir isim.

Şehir hastanesi de evine yakın yerde olduğu için oraya gidiyor.

Bu giriş çıkışlar gizli yapılmıyor. Asansörden girmiyor, kalorifer dairesinden girmiyor normal insanların girdiği kapıdan girip çıkıyor."

Ne kadar bilimsel bir açıklama değil mi?

MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt açıkladı:

"Çıkan olumsuz ve kasıtlı haberlere üzülen yüce Türk Milleti; liderimiz sağlıklı ve güçlü."

Allah şifa ve sağlıklı ömür versin Sayın Devlet Bahçeli'ye ama gazeteci olarak merak ediyorum.

"Vefat etti" şeklinde çirkin dedikodular dahi kulislere bomba gibi düşerken gerek Başkent Üniversitesi Hastanesi'nden gerekse "Atatürk" adı kaldırılan Ankara Şehir Hastanesi'nden resmi hiçbir tıbbi açıklama neden yapılmadı?

Ancak, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Ben bizzat takip ediyorum Sayın Bahçeli'nin tedavi sürecini... Bir enfeksiyon geçirdi. Şu an enfeksiyonu nekahet evresinde. Sadece dinlenmesi yeterli. Endişe edecek bir şey yok. Doktorları hazır fırsat varken diğer tetkiklerini de yapıyor. Şu an için hiçbir olumsuz tablo yok. Muhtemelen bir hafta içinde çalışmaya başlayabilir" diye açıklama yaptı.

Değerli okurlarım,

Bu durumda sıra Devlet Bahçeli'nin hastalığının içyüzünü açıklamaya geldi.

Bahçeli'nin rahatsızlığı demek ki tıbbi değil, siyasidir yani zihniyet rahatsızlığıdır…

Şöyle ki;

Devlet Bahçeli, ilk resmi açıklamasında, Kemal Kılıçdaroğlu için "CHP vatana ve millete alenen karşı tavırdadır. Hiç kuşku yok ki, CHP Genel Başkanı'nın ve sözcülerinin siyasi eylem ve sözleri suç teşkil etmektedir. CHP Genel Başkanı için Yüce Divan yolu ardına kadar aralanmış ve açılmıştır" denildi.

Değerli okurlarım Kemal Kılıçdaroğlu

-Cumhurbaşkanı mı?

-Bakan mı?

Elbette değil…

Peki, "Yüce Divan'da yargılansın" ne demek?

Teşhisimi söyleyeyim: Sehven değil, zihinsel hatadır…

Çünkü Kılıçdaroğlu, dokunulmazlığı kaldırılırsa her milletvekili gibi Ankara'da normal mahkemede yargılanır.

Yüce Divan'da ise sadece cumhurbaşkanı ve bakanlar yargılanır.

MHP'nin akil siyasetçileri bu zihinsel hatayı fark ettiler ki yapılan ilk resmi açıklama düzeltildi.

Gelin, Devlet Bahçeli'nin siyaseten zihniyet bozukluğu rahatsızlığının görülen emarelerini ortaya koyalım.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmak için;

- İmralı Canisi katil Öcalan'a, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile Ali Kemal Özcan adlı kişiyi elçi gönderilmesine MHP'nin tepkisiz kalması,

- Özcan'ın televizyonların canlı yayınlarında bu mektubu okumasına sessiz kalınması,

- Terörist başı Osman Öcalan'ın TRT'nin canlı yayınına çıkartılmasının görmezden, duymazdan gelinmesi,

Bahçeli'nin "zihniyet bozukluğu" şeklinde ortaya çıkan siyasi rahatsızlığıdır.

"Bunlar yetmez" derseniz devam edeyim.

- HDP'nin kapatılması için siyasi partiler yasasının 100. Maddesine istinaden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına MHP olarak başvurulmaması,

- HDP eş başkanlarının ve milletvekillerinin teröre destek veren açıklamaları için değil de CHP liderinin dokunulmazlığının kaldırılması için komisyon kurulması,

Bahçeli'nin siyaseten zihniyet bozukluğunun göstergeleridir…

"Bunlar da yetmez" derseniz devam edeyim.

- "Demokratik parlamenter rejim" yerine "tek adam" rejimine geçilmesi,

- MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı çıkartmayıp AKP adayını desteklemesi,

- MHP'nin Ankara, İstanbul ve İzmir gibi Türkiye'nin 3 büyük ilinde Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkartmaması,

-  MHP'nin tek bir bakanlık dahi almadan AKP'nin kayıtsız şartsız koalisyon ortağı olması.

Bahçeli'deki zihniyet rahatsızlığının siyaseten göstergeleridir ki tedavisi için MHP'de topyekûn zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır…