MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,  “Dış baskı ve dayatmalara boyun eğilerek, içerideki Erivan lobilerine teslim olunarak Ermenistan’a gidilmesi, tarihi bir gaflet olacak, böyle bir davranış Türkiye’nin onurunu yaralayacaktır” dedi.
Bahçeli’nin “İçerideki Erivan lobileri” tespiti, bana yakın tarihin sırlarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önümüzdeki cumartesi gecesi oynanacak Ermenistan-Türkiye milli maçını izlemek için Erivan’a gitmesi yönünde medya ve devlet bürokrasisi içinde büyük bir Ermeni lobisi yapılanması varmış gibi kulis yapıldı. Bu çaba halen devam ediyor.
Azerbaycan Türkleri ise böyle bir lobi çalışmasına ihtiyaç duymuyor. Çünkü, iki devlet halkının aynı millet olduğunu biliyorlar.
Peki, Türk devlet bürokrasisi içinde Ermenistan’ın işine yarayacak ama Türkiye’yi büyük zarara uğratacak girişimleri kim yapıyor?

* * *

2006 yılında kendilerine “Türk aydınları” diyen ve Baskın Oran, Elif Şafak, Etyen Mahçupyan, Halil Berktay, Hrant Dink, Murat Belge, Müge Göçek ve Ragıp Zarakolu’dan oluşan bir grup, Liberation gazetesinde yayımlattıkları bildiride “Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan bizler, imparatorluğun son döneminde Osmanlı Ermenilerinin uğradığı insanlık dışı felaketin tüm ağırlığını üzerimizde hissediyoruz. Ermenilerin acıları bizim acımızdır. 1915 vahşetini, insan olduğunu söyleyen hiçbir kişi inkâr edemez” diyebilmişti.
Hrant Dink sağ olsaydı, belki bu tür girişimlerin arkasındaki asıl dürtüyü açıklardı.
Çünkü Hrant Dink, bir Ermenistan gezisinde oradaki muhataplarına “Siz 1.5 milyon kişiden bahsediyorsunuz. Oysa aynı dönemde yaklaşık 500 bin Ermeni, din değiştirip Türk olmuştu. Bunları neden dikkate almıyorsunuz?” diye sormuş, muhatabı da “Bu konunun gündeme gelmesi, davamıza zarar verir” cevabını vermişti!
Yine Almanya’da Türklerin düzenlediği bir toplantıda Prof. Dr. Hasan Köni, “Ermeni meselesi” başlıklı bir konuşma yapmış ve şöyle demişti:
 “Tehcir sırasında, yerinden olmamak için ‘convert’olan, yani Müslümanlığa dönen Ermeniler de var. Bunların kim olduğunu bilemiyoruz. Sayıları 300-400 bin kişi. Ayrıca dönmüş Museviler ve dönmüş Rumlar da var. Bunları maalesef Türkiye Cumhuriyeti kendi vatandaşlarını rahatsız etmemek için açıklamıyor. Belki de devletin içinde de yüksek rütbeye gelmiş Ermeni kökenli dönmüş insanlarımız var.”

* * *

Türkiye’ye kendi bindiği dalı kestirenler, bürokrasisinin ve medyanın içindedir. Dönmelerin hangi makamlara, hangi rütbelere kadar yükseldiğini bilmiyoruz ancak insanların icraatlarına bakarak şüphe duyuyoruz. Türkleri aşağılayan bir faaliyeti, Türk olan yapar mı?
Bunlar, milliyetçiliği, vatanseverliği bile Türk halkına bırakmak istemez, Türkleri lümpen diye aşağılar. Çünkü kendisini üstün ırka mensup hissetmektedir. Üstün ırk anlayışı hangi millette vardır bilirsiniz! “Ulusalcıların içine sızıp etkinlik kazandıktan sonra, ulusalcıları İsrail’in çıkarlarına göre yönlendirmek”le görevli birinden ancak böyle bir söz beklenebilirdi.

* * *

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın hatırlattığı gibi: “Ermenistan, Türkiye’nin daha ulusal sınırlarını tanımış değildir. Türkiye’ye karşı soykırım iddiasını Ermenistan bütün imkânlarıyla desteklemektedir. Ermenistan, Azerbaycan topraklarını, Yukarı Karabağ’ı işgal etmiştir. Türkiye,  Ermenistan’a bu üç durumun düzeltilmesi karşılığında ilişkiye gireceğini beyan etmiştir. Daha ortada dışişleri bakanı düzeyinde bir gezi yokken tepeden inme bütün bu pozisyonu ortadan kaldıracak hamle yap! Dış politika böyle ahbap-çavuş ilişkileriyle gitmez.”