Bahçeli'ye düşen...

Bahçeli'ye düşen...
Birlik beraberlik, vazgeçemeyeceğimiz istikrarın birinci şartı ise Anayasa değişikliği referandumu yüzünden uğrayacağımız bölünmeyi önlemek de birinci tedbir sayılabilir.

İktidar partisi bu sorunu ciddiye alıyorsa yeni anayasa teklifini meclisten geri alabilir.

Bu olmazsa MHP ve Bahçeli sorumluluklarını yeniden gözden geçirebilir.

Bunu yapmadıkları takdirde geri dönüşü olmayan çok ciddi bir sorumluluğu taşıyacaklarını unutmamalılar.

Güngör Mengi Vatan

 

 

***

 

Birlik olacağız da nasıl?

 

Terör saldırılarının ardından nelerle karşılaştığımızı artık ezbere söyleyebilecek kadar bilebiliyoruz.

Yetkililer konuşuyor: Terörü yok edeceğiz, kaynağında ezeceğiz, döktükleri kanda boğulacaklar, yılmayacağız, teslim olmayacağız, bununla yaşamaya hazır olalım.

Aynı yetkililer ne yapmamız gerektiğini de söylüyorlar: Bunlar birliğimize düşman, aman birliğimizi bozmayalım. Soğukkanlı olalım, bir olalım, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere geçit vermeyelim vs.

Ama nedense bir türlü "birlik" de olamıyoruz.

Memleketin Anayasa'sı, yönetim sistemi değişiyor. Bunu yaparken birlik olmamız gerekmiyor mu? Hayır, gerekmiyor, iki parti anlaştı, TBMM'de konu doğru dürüst konuşulamadı bile. Konuşacak milletvekillerini susturdular, bir bölümü zaten hapiste.

Memleketin bir yarısı kendini dışlanmış, itilmiş hissediyor ama büyüklerimiz birlik olduğumuzdan söz ediyorlar. Söz edebiliyorlar, çünkü aslında "birlikten" anladıkları şey, onların her dediğini kabul etmek. Söylediklerini kabul etmezsen, birliği de sen bozmuş oluyorsun, onlar değil...

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

 

 

***

 

2010'daki gaflete düşmeyelim

 

Üç hafta sonra anayasa değişikliği Meclis'te görüşülecek..

330 oy bulunursa üç dört ay sonra da milletin önüne getirilecek..

Devletin rejimini değiştiren maddeler var..

Sistemi yeniden kurgulayan değişiklikler var..

Toplumun yeterince bilgisi var mı?

Yok..

(...)

2010'daki gaflete düşmememiz lazım..

Gene yetmez ama gene evet diyenlere aldırmamamız lazım..

 ***

Sizi altı buçuk yıl önceye götüreyim..

(...)

Kürsülerden Mustafa Pehlivanlıoğlu'nun son mektubu okundu..

Necdet Adalı için yazılan şiire ağlandı..

Erdal Eren'in hayat hikâyesi anlatıldı ..

Gazeteler haftalarca 12 Eylül mağdurlarının hikâyelerini yazdı, çizdi..

Ama asıl mesele HSYK'ydı..

Asıl mesele Yargıtay'dı..

Asıl mesele Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılanmasıydı..

Konuşamadık..

Konuşmak isteyenler de sesini duyuramadı..

***

Sonra ne oldu?

Referandumda evet oyu çıkınca darbecilere dava açıldı.. Hayatta olan Kenan Evren'le Tahsin Şahinkaya yargılandı.. Müebbet hapse mahkûm oldular, rütbelerinin sökülmesine karar verildi.. Karar temyiz aşamasındayken Evren ve Şahinkaya öldü, dava düştü..

***

Demem şu.. 2010 değişikliğinin en önemli maddesi 12 Eylülcülerin yargılanması değildi ama o hale getirildi..

Diğer değişikliklerden bahsedilmedi, üstü örtüldü, yangından mal kaçırıldı..

***

Sonuç?!..

FETÖ'cüler HSYK'yı ele geçirdi.. HSYK, 160 Fethullahçıyı Yargıtay'a seçerek Yargıtay'ı ele geçirdi..

HSYK, Özel Yetkili Mahkemelere Fethullahçı savcı ve hakimleri atayarak tüm yargıyı kontrol altına aldı..

Fethullahçı polis-savcı-hâkim üçlüsü komutanları kumpasla, tezgâhla hapse atarak adamlarına yer açtı..

FETÖ'cü çete..

Paralel devlet yapısı böyle güçlendi...

15 Temmuz kalkışmasının kilometre taşları böyle döşendi..

***

2010 anayasa değişikliğinden ders çıkaralım...

Mehmet Tezkan Milliyet

 

 

***

 

Bam teli

 

Türkiye, terörü doğuran etkenleri bağrında barındırmakta, terör üreten ülke olmaya doğru hızla kaymakta.

En tehlikeli olan da işte bu.

Ali Sirmen Cumhuriyet

 

***

 

Siyasi sorumlular nerede?

 

Nur içinde yatsın rahmetli Demirel, başbakanlığı sırasında şöyle derdi:

"Fırat kıyısında çobanın iki koyunu çalınsa Başbakan'dan sorulur. Ülkede neler olup bitiyorsa herkes benden hesap sormalıdır."

Bugün Türkiye saldırı altında... Ülke bin bir türlü melânetle çalkalanıyor ama hiç kimse sorumluluğu üzerine almıyor. O zaman sizler ne iş yaparsınız muhteremler? Siyasi sorumlular nerede?

Rahmi Turan Sözcü

 

 

***

 

GÜNÜN NOTU

AKP iktidarı, Anayasa değişikliği, referandum ve başkanlık tartışmalarıyla cumhuriyeti dönüştürme mücadelesinde harcadığı enerjiyi uluslararası boyutu ve dış bağlantıları da olan PKK, FETÖ ve IŞİD'le mücadele kullanmaktan geri durursa, ortada ne huzur kalacak ne de cumhuriyet!..

Mehmet Faraç Aydınlık

 

 

***

 

Hasan Cemal'i bu kadar korkutan ne?

Tayyip Erdoğan'ın "Hasan abisi" Hasan Cemal dün yazılar yazdığı T24 sitesindeki köşesinden "Artık yazmak istemiyorum. 2017'den korkuyorum. Allah hepimize kolaylık versin" mesajı ile yazı yazmayacağını duyurdu.

Hasan Cemal sanıyorum tepkiler üzerine birkaç saat sonra "Yazmayacağım dediysem bu en fazla iki hafta sürecek" açıklaması yaptı.

Hasan Cemal'i bu kadar korkutan ne acaba?

(...)

Hasan Cemal'e şunu söylemek isterim; Yok öyle Hasan abi, yıllarca Erdoğan'ın başarısı ve iktidarı ele geçirmesi için onca yazı yazdıktan ve karşı devrime kovalarca su taşıdıktan sonra şimdi sıkıyı görünce korktum 2017'den diyemezsin...

Can Ataklı Sözcü