Bakan Fahrettin Koca, korona virüs salgınında son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu

Bakan Fahrettin Koca, korona virüs salgınında son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, korona virüs salgınında son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu. Koca görüşmenin ardından yaptığı açıklamada Van, Muş, Hakkari, Bitlis'teki vaka sayılarına dikkat çekti. Koca Türkiye'deki aşı çalışmalarına dair, "Aşı 2021 Nisan, Mayıs, Haziran başı ortaya çıkmış olur" ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Doğu Anadolu'daki bazı il sağlık müdürleriyle pandemiye karşı alınan önlemler hakkında toplantılar yaptıktan sonra basına açıklamalarda bulundu. Türkiye'deki yoğun bakım doluluk oranına ilişkin rakamları açıklayan Bakan Koca, "Türkiye geneline baktığımızda yatak doluluk yüzde 52, yoğun bakım yüzde 67, solunum cihazı yüzde 32. Herhangi bir sorunumuzun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz" dedi.

Atatürk’ün emri ile kurulan Heybeliada’daki Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi ve 200 dönümlük arazisinin “İslami Eğitim Merkezi” kurulmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesine ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Diyanet İşleri Başkanlığı, değerlendirmeme noktasında bir irade beyanında bulunursa, biz de bu süreçte pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söylüyoruz ama buna rağmen böyle bir irade ortaya konulursa, sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündemimize alabileceğimizi söylemek istiyorum" ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Bugün Van’daki çalışmalarımızı tamamladık. Bölgedeki son durumu merkeze yatırdık. Van'ı merkez alarak Bitlis, Muş, Hakkari'deki sağlık hizmetlerini detaylarıyla değerlendirdik. Aldığımız kararları ve bu illerimiz hakkında önemli haberleri sizlerle paylaşacağım.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Ofisi İstanbul’da açıldı. İstanbul Ofisi korona virüs başta olmak üzere sağlık alanında insanların karşılaştığı tüm krizlere yanıt verebilme konusunda Avrupa ve dünya için rehber ve referans merkezi olacak.

"TÜRKİYE, KORONA VİRÜS SALGININDA BAŞARILI BİR SINAV VERDİ"

Türkiye’nin sağlıkta en iyi noktalara gelmesindeki en önemli sebeplerden biri uluslararası alanlarda temsilcilerimizi artıyor olmamız. Korona virüs salgınında Türkiye güçlü sağlık altyapısı, tecrübeli ve özverili sağlık çalışanlarıyla başarılı sınav verdi. Dünyanın malzeme ve erişime zorluklar yaşadığı dönemde Türkiye 150'den fazla ülkeye yardım imkânında bulunabildi. Bu imkanlarla gurur duymak tüm vatandaşlarımızın hakkı.

"ÜLKEMİZ, KORONADA TEDAVİ AÇISINDAN EN BAŞARILI ÜLKELER ARASINDA"

Korona virüs hastalığın kesin tedavisi henüz bulanamamıştır. Ancak ülkemiz erken başlanan ilaç tedavileriyle etkili hastane bakım alanları sayesinde tedavi açısından en başarılı ülkeler arasına girmiştir. Salgının başladığı aylarda alınan sıkı önlemlerle vaka sayısını azaltmaya başlamıştık.

Haziran ayında kontrollü sosyal hayat diyerek toplumsal ve çalışma oranını sürdürmek için bir tedbir dönemi başlattık.

Kontrollü hayat tarzı ile ağır hastalık ve can kayıplarını asgari seviyede tutmaktı. Alışkanlıklarımız, geleneklerimiz, sosyo kültürel yapımız bizleri kontrollü olmayan bir sosyal hayatta yüz yüze getirdi. Bunun sonuçlarını gördük. Tedbirlerin göz ardı edildiği bölgeler olarak öne çıktı. Van, Muş, Bitlis, Hakkari illerimizde bizzat ilgilendik. Valilerimiz, sağlık yöneticilerimizle sık sık görüştük. Yatak, cihaz, malzeme ve personel takviyesi yaptık. Öncelikli illerde alınan tedbirlerin etkisinin değerlendirilmesi sonucu bazı tedbirlerin hasta sayısını azalttığını yakından müşahade ettik.

YATAK DOLULUK ORANI YÜZDE 52, YOĞUN BAKIM DOLULUK ORANI YÜZDE 67

Türkiye geneline baktığımızda yatak doluluk yüzde 52, yoğun bakım yüzde 67, solunum cihazı yüzde 32. Herhangi bir sorunumuzun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Öncelikli hedefimiz hasta artışını durdurmaktır. Temaslı taraması, yani filyasyon çalışması, salgınla mücadelemizde hayati öneme sahiptir.

Sosyal hayattaki kontrolsüzlüğün sonucu gördük.

“SALGINA BAŞINDAN BERİ EN FAZLA MARUZ KALAN SAĞLIK PERSONELİMİZ”

Salgının başından beri en fazla maruz kalanlar sağlık personelimiz. Sağlıkçılarımız fedakardır, bu fedakarlıkların dikkatsizliklerine, sorumsuzluklara feda edilmesini onlardan bekleyemeyiz. Vatandaşlarımızın tedbirlere uymadaki ihmalleri bizleri çok üzüyor. Lütfen çok dikkatli olalım.

Asıl görev vatandaşlarımıza düşmektedir. Temizlik, maske, mesafe tedbirlerine uyduğumuz ölçüde virüs etkisiz kalacak, tehdit olmaktan çıkacaktır. Hepinize teşekkür ediyorum.

HEYBELİADA’DAKİ SENATORYUMLA İLGİLİ AÇIKLAMA

Heybeliada'daki hastaneyle ilgili 2005 yılına kadar hastane olarak kullanıldı. Bu yıldan sonra hastane olarak kullanımı, biliyorsunuz tüberküloz hastalarının oraya gönderilmesiyle ilgili ihtiyaç ortadan kalkmıştı. 2005 yılından bu yana bu binalar kullanılmıyor.

“KULLANILABİLİR DURUMDA DEĞİL”    

Dolayısıyla kullanılabilir durumda da değil. Bu dönemde pandemi hastanesi için gündeme geldi. İstanbul'da 2 tane pandemi 1008 yataktan oluşan iki tane hastaneyi açmış olduk. İstanbul'da şu an ilave pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söyleyebilirim. Bu arsanın mülkiyeti bize ait değil, Milli Emlak’a ait. 2 yıldan fazla zaman önce milli emlak tarafından Diyanet İşleri Başkanlığımıza tahsis edildiğini biliyoruz. Bizim şu dönemde salgın hastanesine ihtiyacımız yok.

Diyanet'in orada herhangi bir yatırım yapmadığını, inşaat faaliyetinin olmadığını görüyoruz. Bu süreçte tahsis edilen amaç doğrultusunda Diyanet'in değerlendirmeme noktasında irade beyanında bulunursa, sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündemimize alabileceğimizi söylemek istiyorum.

AKP’Lİ VEKİLİN OĞLUNUN BİN 500 KİŞİLİK SAATLERCE SÜREN DÜĞÜNÜ

Özellikle salgının yaşandığı bu dönemde 83 milyon herkes tedbirlere uymak zorunluluğu hissediyor olmalı. Hiç kimsenin salgınla mücadelede dışarıda kalmaya hakkı olamaz. Özellikle sorumluluk sahibi olan kişilerin, milletvekili de olabilir, bürokrat da, yönetici de olabilir, daha ciddi anlamda sorumluluğun gerekliliğini yapıyor olması gerektiğini düşünüyorum.

Salgını daha da arttırabilecek mekânların oluşturulmaması, bu noktada sorumluluk sahibi olan kişilerin vatandaşlarımıza daha çok örnek olması gerektiği kanaatindeyim.