Bakan, Orhan Pamuk

Davutoğlu’nun dış politikalarını eleştirince, “Sen ‘Stratejik Derinlik’i okudun mu?” tepkisi verenler için gülsek mi, ağlasak mı, bilemiyoruz!
Kardeşler...
Devlet yönetmek “Kitap yazmakla” olmuyor. Eğer, kitap yazmak değerli devlet adamı olmanın vazgeçilmezi olsaydı, Orhan Pamuk her halükârda Türkiye için en ideal Kültür Bakanı olurdu.
Peki, olurdu da ne olurdu. Bütün Ermeni klasikleri Türkçeye çevrilir, Türk elçi ve konsoloslarını şehit eden Ermeniler için albüm yaptırılır, Yunanistan’dan, Almanya, Fransa, İtalya ve ABD’ye kadar bütün Batı ülkelerindeki Türkiye aleyhtarı Ermeni iftira ve yalanları bölücü Kürtlerle ilgili her türlü arka çıkmalar Orhan Pamuk’un Kültür Bakanlığı döneminde devletin resmî görüşü haline gelirdi...
Gerçi gidişat bu işlerin Orhan Pamuk, Türkiye Cumhuriyeti’ne bakan olmadan da olacağının göstergeleri ile dolu amma, biz yine de, bu işin kitap yazmakla değil, millî şuurla, mensubiyet hissiyle, tarihi, ibret ilmi olarak görme hassasiyetiyle doğru orantılı olarak görüyoruz. “Stratejik Derinliği” yazan Ahmet Davutoğlu Osmanlı’nın çekildiği topraklardaki Türk ve Müslüman unsurların bulunduğu köyleri ve o köylerdeki aşiretleri, nüfusları isim isim bilse ne olur, bilmese ne olur? 
Daha doğrusu, bildi de ne oldu! 
Davutoğlu’nun ya Başbakanlıkta danışman olarak görev yaptığı ya Dışişleri Bakanı olduğu ya da Başbakanlığı döneminde Yunanistan, Türkiye’nin Ege’deki tam 16 adasına Yunan bayrağı çekti, “Stratejik Derinlikli”  Davutoğlu Yunanistan’a bir nota bile veremedi, “Stratejik Derinlik”  bilmediği söylenen Tansu Çiller’in  “Kardak” taki medeni cesaretinin binde birini bile gösteremedi, adalar gitti...
“Bir hafta içerisinde Emevi Camii’nde Cuma namazı kılacağı” hülyasıyla Suriye’yi kan gölüne çeviren bu “stratejik derinlik” Türkiye’yi milyarlarca dolara, sınırlarının kevgire çevrilmesine ve sınır boylarında PKK’nın devlet kurmasına yol açtı ve yine bu “stratejik derinlik”  Libya’ya musallat oldu, nema toplamak için çanta dolusu milyon dolarların akıtıldığı o Libya bugün, 15 milyar dolarlık iş hacmi olan Türk müteahhitleri sınır dışı etti, hak edişlerine el koydu, Türkiye’ye “Uçaklarınız hava sahamıza girerse, vururuz!” notası verdi.
İlber Ortaylı’nın  “Stratejik Derinlik”  diye bir kitabı falan yok amma herhalde Osmanlı ve çekildiği toprakları Davutoğlu’ndan çok daha iyi bilen bir bilim adamı. Ona göre Davutoğlu’nun bölge politikası külliyen yanlış, yani iş, kitap yazma işi değil, iş tarih yapma, tarih yazabilme işi, ufku, derinliği...
Siz, Lozan’la yapılan nüfus mübadelesinde Türkiye’yi terk edenlerin dönmesi için gayret göstereceğini ve bunun kendisi için bir ideal olduğunu söyleyen bir “Stratejik Derinliğin”, avuç içi kadar Türkiye’yi “özerk cumhuriyetler” şeklinde ufalama yolunda her gün yeni hamleler yapan bir “Stratejik Derinliğin”, Nobel alabilmek için “Türkler bir buçuk milyon Ermeni’yi kesmiştir”  diyen Orhan Pamuk’tan bir farkı olduğunu iddia edebilir misiniz?
Şu kadar ki Orhan Pamuk bir yazardır, fantezi kurmakta serbesttir. Hoparlör olmakta serbesttir. Ama Davutoğlu Başbakandır! Yürüdüğü yolun sonunun Türkiye’nin parçalanması, Arz-ı Mevud’un önünün açılması olduğunu yüzlerce vatanperver kalem gibi bir kez daha şurada not düşüyoruz. 
Tarih varsın bizi utandırsın, amma biliyoruz ki bu gidiş, eğer tamam olursa, millet buna izin verirse evet bu gidiş, “Türk milletinden intikam alma”,  “Türk’ü bu topraklardan kovma” ve  “Ermenistan ile ateist bölücü Kürtleri” Müslüman Türk ve Kürt’ün cellâdı haline getirme neticesinden başka bir netice vermeyecek. Bu sözlerin, bebek katiline “Sayın”  şehide “kelle’diyen AKP yönetimine tesir etmeyeceğini biliyoruz, zaten biz de, muhalefet okusun, ne yapabiliyorsa yapsın, “laftan öteye” geçsin diye yazıyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları