Bakandan milletvekilliğine geçiş mümkün mü?

Bakandan milletvekilliğine geçiş mümkün mü?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisi hakkında yaptığı açıklamada "17 kabine üyeme değişik illerde görevler vereceğiz, büyükşehirler bakan arkadaşlarım için en uygun yerlerdir" diyerek mevcut bakanların ve onların yanı sıra Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay''ın milletvekili adayı olacaklarını duyurdu. Haliyle kafalar karıştı. Bakanlar, milletvekili adayı olabilir mi? Bakanlıkla milletvekilliği bağdaşır mı? İstifa gerekli mi?

Bağdaşıklık

Milletvekillerinin yargı ve yerel idarelerde görev almaları ya da kamuda memur olarak çalışmaları genel olarak yasaklanmıştır. Bununla birlikte, çift meclis olan ülkelerde, milletvekillerinin her iki mecliste birden üyeliğe sahip olması da yasaktır.

Bakanlık ve meclis üyeliğinin birleşmesi ise parlamenter sistemlerde ve meclis hükümeti sisteminin uygulandığı ülkelerde görülebilirken, sert kuvvetler ayrılığı esasına dayanan başkanlık sistemlerinde bakanlık ve milletvekilliği birleşemez. Bakanlık milletvekilliği ile bağdaştırılmaz.

Nitekim Anayasamızın 106. maddesinde meclis üyelerinin cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanmaları halinde milletvekilliğinin sona ereceğinin belirtilmesi, bakanlığın Türkiye''de de milletvekilliği ile bağdaşmayan işler olarak sayıldığını göstermektedir.

Üstelik tek kişiden oluşan bir yürütme ortaya koyan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, bakanların yürütme üyesi olmadığını, atama ile görevlendirilen üst düzey kamu görevlisi konumunda olduklarını da hatırlatmak gerekir.

En önemli nokta şudur ki, bu husustaki hukuki aykırılıkları tespit edecek olan makam, adaylık başvurularını inceleyecek olan YSK''dır.

Dokunulmazlık iddiası

Olması gerekene dair beklentilerimizi yitirdiğimiz bir dönemde olsak da olağandışılıklara alışmayalım diye olması gerekeni her zaman hatırlatmakta fayda görüyorum.

Bakanlar kamu görevlisi. Mevcut Anayasa''da böyle bir hüküm olmasa da normal şartlarda bir hukuk devletinde bakanların seçime giderken istifa etmeleri dahi beklenirken, milletvekilliğine adaylıkları konuşuluyor. YSK''nın bu adaylıklara itiraz etmeyeceğine dair kanı şimdiden yerleşmiş durumda.

Cumhurbaşkanı, kamu gücünü elinde bulunduran yürütmenin tek yetkili kişisi. Yeniden Cumhurbaşkanı adayı olma yolunda iradesini ortaya koydu. Bu hususta da YSK''nın Anayasa''ya aykırı bu adaylığı kabul edeceği varsayılıyor.

Tüm bu Anayasa''ya ve hukuka aykırılıklar içerisinde, kamu gücünü sonuna kadar kullanan bir siyasi iktidarla muhalefetin seçim yarışına şahit oluyoruz.

Muhalefet, kazanması ihtimalinde, tüm hukuka aykırılıkların, yolsuzlukların hesabının sorulacağını söylüyorken, dokunulmazlık zırhının iktidar için hayati önem arz ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bakanlar halihazırda, görevleriyle ilgili olmayan suçlar bakımından yasama dokunulmazlığından faydalanabiliyor. Görevleriyle ilgili suçlar hakkında da meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebiliyor ancak soruşturma kararı için 360 milletvekilinin kabul oyu gerekiyor.

Prosedür uzun, ancak milletvekili dokunulmazlığı gibi koruyucu değil. Bu da akla bu hamlenin nedenini sorgulayan soruları getiriyor. Niyet okuyamayız elbet ama acaba AKP, yolsuzluk iddialarına yönelik yargısal hamlelere en azından bir sonraki seçime kadar engel olmaya çalışıyor olabilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları