Barış süreci ve neden MHP?

PKK, Türkiye Cumhuriyeti Devletini en ağır şekilde “soykırım” iftirası atarak örgütü feshetti. Silahlar hâlâ teslim edilmedi. Yol haritası hâlâ belli değil.

PKK’nın türevleri de hâlâ terör örgütlerini feshetmediler.

Recep Tayyip Erdoğan, Öcalan, Devlet Bahçeli ve DEM eş başkanları birbirlerine güzellemeler yapıyorlar.

Bu barış sürecinin hedefleri ise sır...

DEM’in de katılımıyla genişleyen Cumhur İttifakı ne yapmak istiyor?

Yeni anayasada, cumhurbaşkanlarının adaylık sınırı, eyalet sistemi ve Öcalan’a umut hakkı tartışılıyor.

Sınır ötesinde bulunan ve sayıları 2 ile 4 bin civarında Türk vatandaşı olan PKK’lı teröristler Türkiye’ye gelecek. Suç kaydı olanlar yargılanacak olmayanlar serbest kalacakmış.

İçişleri Bakanlığının; Kırmızı, Mavi, Yeşil, Turuncu ve Gri listelerinde adları olan PKK’nın üst düzey elebaşları ise İsveç, Norveç gibi ülkelerde ikamet edeceklermiş.

Resmi olarak açıklanmadığı için medyada yer alan bu bilgilerin doğru olup olmadığını bilemem.

Ancak tahminin odur ki;

Türkiye’de yaklaşık 40 bin kişinin katili olan PKK yöneticileri kalan ömürlerini hapiste değil zevki sefa içinde yaşayacaklar.

Oh ne ala dünya…

Dünyanın hangi ülkesinde terör elebaşlarına yeni yaşam hakkı tanınıyor ki Türkiye tanısın.

Öcalan’ı, “İdam etmeyeceksiniz” şartı ile Türkiye’ye teslim eden Amerika kendi teröristi için aynı şeyi yaptı mı? Hayır.

Amerika’daki ikiz kulelere ve Pentagon’a 11 Eylül 2001'de kaçırdıkları yolcu uçakları ile saldıran İslamcı silahlı örgütü El Kaide örgütünün lideri Usame Bin Ladin idi.

2 Mayıs 2011'de, CIA ve Amerikan özel birlikleri tarafından yapılan gizli harekâtta yeri tespit edilmesine rağmen dönemin başkanı Barack Obama’nın “öldürün” emri ile öldürüldü.

Usame Bin Ladin neden teslim alınıp Öcalan gibi müebbet hapse mahkum edilmedi?

Amerika Öcalan’ı bugün yaşadığımız barış süresi gibi projelerde tekrar kullanabilmek için idam ettirmedi.

Zira PKK ve Öcalan projesi Amerika’nın Büyük Orta Doğu Projesinin (BOP) bir parçası idi.

Öcalan’ın İmralı Notları adlı kitabından zaman zaman alıntılar yapıyorum.

Bugün yürütülen “gizli” tutulan barış sürecinde yaşananları anlamak için Öcalan’ın 2015’te yayınladığı notları okumak lazım.

Devlet görevlisi nezdinde tutulan notlarda çarpıcı ifadeler dikkat çekiyor:

  • Öcalan diyor ki;

"Cumhurbaşkanlığı ve yeni anayasa meselesini AKP ile de yapabiliriz. Yasa ve anayasaya giderken müzakere gerekir.

Ancak otoriter bir Erdoğan’ı ve hegemonik bir AKP anlayışını kabul etmeyiz.

Bakanlara söyleyin, bu sekiz boyutta Öcalan sizi aydınlatmak istiyor deyin. En etkili adamlarını AKP buraya göndersin. Hakan Bey de tek başına bir şey yapamaz.” (Hakan Fidan- OU)

  • Pervin Buldan diyor ki;

“Hakan Bey görüşmede, esas çözümün Cumhurbaşkanı seçimlerinden sonra olacağını söyledi. ‘Erdoğan milliyetçi tepkilerden çekiniyor’ dedi.

  • Öcalan diyor ki;

“Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar proje çalışması yapılmalı. Projeden konuşmalıyız. Proje olmadan olmaz.

Değerli okurlarım,

Bugün yürütülen Barış Sürecinin neden MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından başlatıldığı tartışması var.

Hakan Fidan’ın, “Erdoğan milliyetçi tepkilerden çekiniyor” ifadesi bugünkü projenin Bahçeli tarafından başlatılma gerekçesini ortaya koyuyor.

Eğer Bahçeli bu barış sürecini başlatan lider olmasaydı, 1. Çözüm Süreci gibi ölü doğardı.

Şimdi gelelim PKK’nin fesih açıklamasındaki; “Soykırım” iftirasına.

Öcalan’ın İmralı Notları kitabından bir bölüm aynen şöyle:

"Ermeniler için 24 Nisan 1915 ne anlama geliyorsa, Kürtler için de 15 Şubat 1925 aynıdır. (Şeyh Said İsyanının başladığı tarih- OU)

15 Şubat’ı Kürtler için soykırım günü ilan ediyorum.

Bir taraftan Kürdistan’ın büyük parçası Kuzey’deki Kürtler topyekûn imha edilmeye çalışılırken, Güney’de bir güç oluşturulmak isteniyor.”

Değerli okurlarım,

Gerçek Öcalan işte budur.

Muhalefet partilerine İmralı Notları kitabını okumalarını öneriyorum.

Yazarın Diğer Yazıları