Barosso’dan nasihat

Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Barosso “Kıbrıs sorununun mümkün olduğunca çabuk çözülmesi, Kıbrıs’lı Rumlarla Türklerin çıkarınadır” buyurmuş. Rum basını ayağa kalkmış “Brüksel, hemen şimdi çözüm istiyor” diye bayram yapıyor. Neden? Çünkü, hemen çözüm isteyen AB’nin Rumlar (yani Kıbrıs) adına Türkiye’yi bastıracağını hesaplıyorlar. Barosso ile AKEL adına görüşen Genel Sekreter Kipriyanu, Barosso’ya “uluslararası camia ile ve Kıbrıslı Türklerle anlaştığımız ana ilkelerden uzaklaşacak prosedürleri ve nihai çözümü kabul etmeyiz” cevabını
vermiş.
1977’den bu yana, bizimle anlaşmış göründükleri ve BM’nin de onayladığı “iki kesimli, iki toplumlu, federasyon” tezini bu güne kadar  niye kabul etmediklerini bilen ve açıklayan yok! Biz söyleyelim: Eski “Dışişleri Bakanları” Rolandis’in de vurguladığı gibi, esas neden, ellerinde tuttukları sahte  “Kıbrıs Hükümeti” unvanından taviz vermemek için, masaya getirilen her öneriyi reddetmişlerdir. Ayrıca, bu Doruk Anlaşmalarına dayalı olarak yapılan görüşmelerde AB’ye müracaat Kıbrıs meselesi halledildikten sonra yapılabilir anlaşması vardı; garanti anlaşmasına dokunma yoktu; iki kesimlilik (şimdi istedikleri gibi) AB normları ve serbest dolaşım, serbest yerleşim diyerek sulandırılamayacaktı. Kıbrıs, bağlantısızlar blokunda kalacak. AB yolu ile Enosis oyunu oynanmayacaktı.
Sayın Barosso, Eli Kanlı Rum idaresini “Kıbrıs” diye üye yapanların Kıbrıs meselesinin hallini engellemiş olduklarını bilmiyor mu? Şimdi, AB üyelerinin büyük bir kısmı,  “Biz, üyeliğin uzlaşmaya yardımcı olacağını zannettik. Bize (Rumlar ve Yunanlılar) böyle söylemişlerdi. Hata yaptık. Ancak bu hatayı düzeltecek imkânımız yok” dediklerini de bilmiyor mu?
Kıbrıs Türklerinin eşit egemenlikleri, hak ve hürriyetleri, kurucu ortaklık statüleri, Türkiye’nin garantörlüğüne dayalı güvenlikleri bahis konusudur. Böyle bir durumda, AB’nin bu büyük hatasının ve ayıbının temel yapıldığı bir ortamda, Kıbrıs Türklerinin buna boyun eğmelerini beklemek ve bunu elde etmek için Kıbrıs Türklerine ve Türkiye’ye, akıl almaz baskı yapmak, insanlığa yakışmayan daha vahim bir hata değil
midir?
Kıbrıs Türkleri bu tuzağa düşer ve geleceğini, Yunanistan’ın şantajına yenik düşen, AB’nin hatası üzerine bina etmeye kalkışırsa sonumuz da gelmiş olacaktır; tıpkı Girit’te olduğu gibi.

Yazarın Diğer Yazıları