Başarı sahibi

      Seçim, Meral Akşener'in dediği gibi Temmuz 2018'e çekilse de, zamanında yapılsa da, bazıları için bir değişim söz konusu olmayacak. Mesela, son seçimde barajı aşan Devlet Bahçeli ve popülasyonu, sıfır noktasından yola çıkıp bugünlere geldi ama izlediği yanlış politikalar yüzünden yeniden sıfır noktasına dönecek...

       360 derecelik bir tur; her siyasetçiye nasip olmaz!

       Gülmeyin...

       Devlet Bey böylesine bir başarının da sahibi...

       * * *

       Günlerdir tabanına moral vermeye çalışıyor ve "Bizim baraj sorunumuz yok" diye hançeresini yırtarcasına bağırıyor...

       Oysa bu haykırmalara başlamadan önce, barajın yüzde 10'dan yüzde beşe kadar çekilmesini isteyen kim, hatta yüzde yedi buçuğa rıza gösteren Devlet Bey değil mi...

       Madem partisi için baraj sorun değildi, neden indirilmesini istedi...

       Gerekçe olarak "Meclis'e daha çok parti girerse millî irade o kadar meşruiyet ve güç kazanmış olur" diyebilir ama o zaman da adama sorarlar, "Bunu yeni mi idrak ettiniz beyefendi"...

       Demek ki böyle bir gerekçe de inandırıcı olmayacak...

       * * *

       Madem baraj sorun değildi, neden AKP'nin ortağı olmayı seçti; neden bu partiyi iktidara, Erdoğan'ı da Beştepe'ye taşıma görevini üstlendi...

       Bu hamallığın bir karşılığı olmalı...

       * * *

       "Neden" diye sorduğunuzda "Vatan, millet, Sakarya" derse bu defa da şunu sorun:

       -Sizde vatan, millet, Sakarya duygu ve düşüncesi yeni mi oluştu...

       Buna "Evet" diyemez, derse bir çelişkiye daha düşmüş olur ki onu da asla göze alamaz...

       * * *

       Otistik bir mutabakatla karşı karşıyayız. Düne kadar birbirlerine en ağır sözlerle saldıran iki lider bugün birbirinin lokomotifi durumuna geldi.

       Erdoğan, Bahçeli'yi, Bahçeli, Erdoğan'ı çekip götürecek, iktidar istasyonunda buluşacaklar...

       Hesap bu...

       Sanıyorum Bahçeli bu nedenle baraj sorunu yaşamadıklarını söylüyor...

       * * *

       Peki bu otistik mutabakat sandığa nasıl yansıyacak...

       Yarım yamalak bir değerlendirme yaptılar; AKP'ye ya da MHP'ye vurulan mühür millî mutabakat cephesine vurulmuş sayılacak. Vekillik bölüşümü de iki tarafın aldığı oy yüzdesine göre dağıtılacak...

       Bir şey anlamış değilim, millî mutabakat ayağına millî iradeye daha sandıktan çıkmadan el koyulacağını düşünüyorum

       * * *

       Demokratik mi...

       Tabii ki değil; demokraside çare bitmez diyorlar ya, bu da onlardan biri telâkki edilebilir ve bu, iki partinin demokratik anlayışında yer bulabilir!

       Rahmetli Halit Fahri Ozansoy önemli bir fikir ve düşünce adamıydı; 40 yıl öğretmenlik yaptı ve on binlerce öğrenci yetiştirdi.

       Aynı zamanda oyun yazarı ve şairdi. Güzel bir lâfı var, çok beğenirim, der ki:

       -Kuvvetli bir aktör, sahnede sesine hâkim olur... 

       Yani anlamsız yere hançeresini yırtmaz, sesinin tonunu da her zaman ayarlar...  

DERKENAR

       Erdoğan da, Yıldırım da kongrelerinde ve grup toplantılarında, gerekli gördükleri zaman şakşakçılıkla görevli partililerle birlikte el ele Afrin'e gidebileceklerini açıkladılar. Bahçeli geri kalır mı, o da "Ben de giderim" mealinde laflar etti... Ama bu defa  "Beş bin ülkücü hazır" diyemedi. Meğer ülkücüler "Adımızı kullanıp durma" demişler ve Bahçeli'ye ihtarda bulunmuşlar. Bu durumda Bahçeli Afrin'e ya bir başına gidecek, ya da Erdoğan'ın kervanına katılacak. Bu iştahla, giderken kervanın önüne geçerse de şaşırmam...

    Halkın görüşü bu

       Millî mutabakat lafından siz ne anlıyorsunuz bilemem ama cumhuriyeti, hukuku, özgürlükleri, adaleti kısacası bekamızı savunan ve bunların tehlike altında olduğunu düşünen herkese göre bu mutabakat, tek kişinin egemenliğini perçinlemek için yapılan anlaşmadır...

       Ben söylemiyorum, tekrar edeyim, halk söylüyor!

Bu işin sonrası da var

      Bir hedefimiz de Afrin bölgesini temizlemek ve sığınmacı konuklarımızın ülkelerine dönmelerini sağlamak. Diyelim ki döndüler, orada güvenliklerini kim sağlayacak. Esad mı, Rusya mı, ABD mi, ÖSO mu, kim?.. Yoksa iş yine bize mi düşecek... Sığınmış ya da sığınmamış ne kadar Suriyeli varsa hepsinin insan gibi özgür yaşamasını sağlayacak olan Suriye yönetimidir. Eğer yönetim, eskisi gibi akılsız başların eline kalırsa o topraklarda emperyalistlerden ve teröristlerden başka hiçbir canlı hayat bulamaz!

LAFIN DİBİ

      Çavuşoğlu, "ABD ile ilişkilerimiz ya düzelecek, ya da tamamen bozulacak" diyor. Soruyoruz, üçüncü bir şık var mı..

Yazarın Diğer Yazıları