Başbakan Yıldırım: Türkiye'nin bölünme riski var

Başbakan Yıldırım: Türkiye'nin bölünme riski var
Başbakan Binali Yıldırım, "Başkanlık gelirse Türkiye bölünür' diyorlar. Asıl başkanlık gelmezse Türkiye'nin bölünme riski var. Başkanlık üniter yapıyla olacak. Başkanlık demek federasyon demek değildir " dedi.

Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen AKP İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını eleştirdi. Başbakan Binali Yıldırım, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yanıt vererek, “Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanımız o gece her saniye milletiyle beraberdi. Peki o gece siz neredeydiniz” dedi.

“Görüyorum ana muhalefet partisi fırsat buldukça bu Yenikapı ruhunu ortadan kaldırmak, yine bildik ayrıştırıcı siyaset alışkanlığına dönmek istiyor” diyen Başbakan Yıldırım, “Önceki gün ana muhalefet partisi genel başkanının son derece talihsiz bir açıklaması oldu. ‘Beyefendi Marmaris'te tatildeyken meclis topa tutuluyordu' diyor. Bu son derece haksız ve yakışıksız bir açıklamadır. 15 Temmuz gecesi Türkiye büyük bir tehlike atlattı. Olağanüstü günlerden geçtiğimiz böyle bir dönemde siyasetin gerilmesini istemek, bu ülkeyi sevmek demek değildir. Ülkemizin zor bir süreçten geçtiği bu zamanlarda siyasetin gerilim üretmesini istemiyoruz. Cumhurbaşkanımıza bu haksız, yakışıksız ithamı yapan ana muhalefet partisi genel başkanının Cumhurbaşkanımıza karşı en azından bir özür borcu var. Özür dilemelidir. Çünkü Cumhurbaşkanımızın o gece nerede olduğunu herkes biliyor. O gece darbecilerin ilk olarak Cumhurbaşkanımızı almaya gittiklerini de bütün Türkiye biliyor. Cumhurbaşkanımızın o gece gösterdiği dirayet ve cesaret dünyada hayranlıkla karşılanıyor. Biz daha önceki gibi şapkamızı, ceketimizi alıp kaybolmadık, toz olmadık, tanklara siper olan bu aziz millet karşısında şapka çıkardık. Ülkeyi terk etmeyi bir an bile düşünmedik. Darbecilere meydan okuduk ve milletin yanında olduk. Tehditlere rağmen, uçağın düşürülmesinden tereddüt etmeyen Cumhurbaşkanımız İstanbul'a geldi. Üzerinde jetler uçarken, yanında bombalar patlarken saklanmayı aklından geçirmedi. Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanımız o gece her saniye milletiyle beraberdi. Peki o gece siz neredeydiniz? Darbe oldu CHP Genel Merkezi FETÖ'cülerin ağlama duvarına döndü. Mağdur edebiyatı ile her fırsatta FETÖ'cülere moral veriyorsunuz. İnsanın dili ile vicdanı arasında irtibat olması lazım. O irtibat olmazsa dil vicdansız olur, çirkinleşir” diye konuştu.

“HALKIN GÜCÜ, TANKIN GÜCÜNÜ 15 TEMMUZ’DA YENMİŞTİR”

Toplantıda katılımcılara hitap eden Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimindeki duruşları nedeniyle salonu dolduran katılımcılara teşekkür ederek, “İstanbul 15 Temmuz'da kendine yakışına yaptı. Bütün İstanbullular 15 Temmuz gecesi devletini korumak ve demokrasiye sahip çıkmak için hainlere karşı dimdik durdu. 246 şehidimiz, 2 bin 194 gazimiz var. 15 Temmuz şehitlerimize ve bütün şehitlere buradan bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum” diye konuştu.

Yıldırım, daha sonra salondakileri 15 Temmuz'da hayatını kaybeden şehitler için Fatiha okumaya davet etti.

Milletin şehitlerini ve gazilerini asla unutmayacağını söyleyen Başbakan Yıldırım, “O gün bu milletin her bir ferdi birer kahramandı. Millet adına, devlet adına hepinize şükranlarımı sunuyorum. Sizler Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanların doldurdunuz. Havalimanı'na giderek Cumhurbaşkanımızı yalnız bırakmadınız. Darbe kalkışmasının gerçekleştiği Şehitler Köprüsünü de tuttunuz. ‘Şehitler Köprüsü geçilmez' diyerek kurşunlara vücudunuzu siper ettiniz. Allah sizden razı olsun. Bundan sonraki nesiller Boğaziçi Köprüsünü, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü diye anacak ve bu acıyı unutmayacak” ifadeleri kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ FETÖ’DEN DE, BETÖ’DEN DE, DEAŞ’TAN DA SİYASİ UZANTILARINDAN DA KURTARACAĞIZ”

“Vatanına ihanet edenler değil, meydanlarda demokrasi nöbeti tutanlar kazandı” diyen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milletin tanklarını sürenler değil, tankların önünde duran kahramanlar kazandı. Aklını kiraya veren teröristler değil, her biri birbirinden yiğit şehitler kazandı, gaziler kazandı. Allah bu büyük milleti birlik ve beraberlikten ayırmasın. Allah bu büyük millete düşmanlık edenlere fırsat vermesin. Bu acı tecrübeden çok şey öğrendik. Gereken her adımı kararlılıkla atarak bir daha bu türden alçakça kalkışmaların yaşanmaması için her türlü tedbiri aldık. Hiçkimse bir kez daha devlet içinde devlet olmaya, milletin silahı ile millete tuzak kurmaya cesaret edemeyecek. Hiç kimse bir daha millet iradesine ipotek koymayı aklından dahi geçiremeyecek. Sınırlarımızın içinde veya dışında bu güzel ülkeye kasteden her hain yapının üstesinden gelmeye muktediriz. Türkiye'yi FETÖ'den de, BETÖ'den de, DEAŞ'tan da siyasi uzantılarından da kurtaracağız Allah'ın izniyle”

“AK Parti 2001'de yola çıkarken kurucu liderimiz Recep Tayyip Erdoğan o kutlu yolculukta bir şey söyledi. ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.' AK Parti için 3 Kasım 2002 tarihi başlangıçtır” diyen Başbakan Binali Yıldırım “AK Parti iktidarı 14 yıl boyunca bir yandan Türkiye'yi 3'e katlarken, milli geliri 3 kat arttırırken, milletimizin hayali olan projeleri yaparken diğer yandan da AK Parti vesayetçileri de birer birer tepelerine vurarak geliyor. Sadece hizmet etmiyor, ülkeye tuzak kuran teröristleri de darbecileri de hallede hallede bugünlere geliyoruz. Hatırlayın ilk açık müdahale E-Muhtıra'dır. 27 Nisan'da ‘Siz Cumhurbaşkanı seçemezsiniz' dediler. Türkiye Cumhuriyetinde tek başına iktidara gelmiş çok az partiye nasip olan milletvekili ile iş başına gelmişiz. ‘Siz Cumhurbaşkanı seçemezsiniz' dediler. Biz seçemiyorsak, eğer böyle bir icat çıkardıysanız işin çözümü millettir dedik. Millet kararını verdi. ‘Cumhurbaşkanını ben seçeceğim' dedi. O referandumla birlikte artık Cumhurbaşkanlığının halk tarafından doğrudan seçilmesinin önü açılmış oldu. Bu Türkiye'deki yönetim sisteminin en önemli değişikliğinin başlangıcıdır. Bugün başkanlık tartışmalarının da başladığı nokta budur. Eğer CHP ve onun akıl daneleri o gün adam gibi parlamentoda cumhurbaşkanlığı seçimini yaptırsalardı bugün belki de biz sistem meselesini konuşma ihtiyacı duymazdık. Ancak maalesef CHP siyasi hayatında hiçbir zaman halkın iradesine ram olmamış, hep vesayetlerin gölgesinde iktidar arayışı ile bugünlere gelmiştir” diye konuştu.

İlgili Haberler