Başından utanma yaşından utan

Hayat hızla akıp gidiyor. Dün çocuk olanlar bugün genç, bugün genç olanlar yarın yetişkin… Ve bizim neslin kafasında aynı cümle; Şimdiki aklım olsaydı.

Gençlik, en büyük sermaye. Enerji var, zihin açık, öğrenme hızı yüksek. Ama önemli olan bu gücün nasıl kullanıldığı.

Albert Einstein’ın değerli bir söylemi var: “Bilgi malumat değildir. Bilginin tek kaynağı deneyimdir.” Atalarımızdan çalıp, cilalamış; “Bir musibet bin nasihatten iyidir.”

Gençken, geleceğini düşünmek zorundasın. Tavuskuşuluk yapmamalısın. Onbeş yaşına gelen biri, sevdiği ve sevmediği şeyleri az çok bilir. İlgi duyduğu alanları fark eder. İşte tam da o yaşlarda, geleceğe dair sağlam bir temel atmak gerek. “Sevdiğin işi yapıyorsan bir gün bile çalışmış olmazsın.” diyen Konfüçyus aşırı akıllı biriymiş. Mutluluğun şifresini öngörmüş. Ömür boyu çalışmamak için erken bilinçlenme gerekli. Gelecekteki mutluluğumuz için bugünden fedakarlık yapmaya başlamak lazım.

Eğlence, dinlenmek, rahatlamak elbette önemli. Ama hayatı sadece bunlardan ibaret sanmak en büyük tuzaklardan biri. Bugünün keyfi için yarının pişmanlıkları göze alınmamalı.

Bir dostum, genç yaşında uyuşturucu batağına düşen bir çocuğun annesine yazdığı son mektubu benimle paylaşmış. Bu vasiyetten ve vaziyetten bahsedeyim.

“Düştüm bir batağa çıkamıyorum anne. Öldüm.” diye başlayan bu mektup, yalnızca bir çocuğun tükenişini değil, aynı zamanda bir ailenin çöküşünü anlatıyordu..

Mektup uyuşturucu olarak adlandırılan beyaz zehirin, hayatları nasıl sinsice ele geçirdiğinden, insanı nasıl tükettiğinden ve en sonunda geriye yalnızca gözyaşı ve pişmanlık bıraktığından bahsediyordu.

Uyuşturucu bağımlılığı bir tercih değil, bir hastalıktır. Gençler önce merakla, sonra “bir kereden bir şey olmaz” diyerek başladıkları bu yolun sonunda, kendi benliklerini kaybediyor. Ailelerinden, dostlarından, hatta kendilerinden uzaklaşıyorlar. Geriye yalnızca yazdıkları mektuplar ve derin sancıları kalıyor.

Gençlerimizi küçüklükten bilinçlendirmemiz lazım. Çünkü kaybedilen her genç, sadece bir hayatın değil, ailenin ve toplumun kaybıdır.

Çocuklarımızla daha fazla vakit geçirmeli, onları dinlemeli ve en önemlisi de yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz.

Allah, tüm evlatlarımızı kötü alışkanlıklardan, kötü arkadaşlardan korusun. Aklımızı zamanında, yani gençken, başımıza devşirebilmeyi nasip etsin.

Yazarın Diğer Yazıları