Basisen'in büyük sınavı

Türkiye'de, bankacılık sektörü artık baskı ve psikolojik tacizle anılıyor.

Bir dönemin en itibarlı ve iş güvenliği olan sektör, 2009 yılından bu yana artık çalışanların feryatlarının yükseldiği bir yer haline geldi. Adına hedef performans adı verilen sistem ile çalışanlar artık insan olarak görülmüyor.

Tam bir kölelik sistemi.

Cam kulelerde oturan ve bankacılıkla hiçbir alakası olmayan yöneticiler, yabancı patronlarını mutlu etmek için şube çalışanlarına öyle bir baskı uyguluyor ki, artık insanların ruh ve beden sağlığı bozulmuş durumda.

Cumhurbaşkanlığı şikâyet sistemi CİMER bankacıların feryatlarıyla dolup taşıyor. Bazı bankaların uyguladığı çalışma sistemi Çin'deki işçilerin şartlarından bile daha kötü hale geldi.

Devlet bu sorunu çözemiyor. Çünkü hükümetin yumuşak karnı bankalar.

Çünkü batık ekonomiyi bankaların kredisiyle canlandırılacağını düşünüyorlar. Yurtdışından para gelmiyor o halde tek çare yurtiçindeki bankalar.

Bankalar krediyi kesmesin ve düşük faizle kredi versin yeter ki! Ne yaparsa yapsın.

Onlarda yapıyor! Bankacılar kalp krizi geçiriyor, kanser oluyor, beyin kanaması geçiriyor.

Dahası ölüyor!

Normal bir ülkede olsak sendikalarla o ülkeyi ayağa kaldırır.

Bizde? 80 yaşında koltuk ve güç peşinde koşan sendika ağaları sayesinde sus puslar.

Burası Türkiye.

Özellikle bankacılık sektöründeki sendikalar hep kötü sınav verdi. Özellikle AKP iktidarı döneminde sendikal karne çok kötü. Ertelenen grevler ve kısıtlayıcı yasalar. Hepsi Türkiye'de bankacıların aleyhine olan gelişmeler.

BÜYÜK TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ

Basisen, Türkiye'nin en büyük bankacılık sendikası. İş Bankası'nın hisselerine hükmeden bir sendika. İş Bankası'nda bu sendikanın gücü doğal olarak her saniye etkisini hissettiriyor. Yani etkili ve yetkili bir sendika. BDDK'nın temettü kararı ile İş Bankası çalışanları da kâr payı alamadı. Sendika öyle güçlü ki, yönetime bir mektup yazarak sorunu çalışan için çözmesini istedi. 2 gün sonra banka tüm çalışanlara 10 bin lira prim ve 1 maaş ikramiye verdi.

Sendikalı olmak ne güzel diye hemen sevinmeyin. Bu sadece İş Bankası'nda olan bir olay. Çünkü sendika aynı zamanda bir nevi bankada patron. Yani iki şapkalı.

İş Bankası'nda kral olan Basisen, pazartesi gününden itibaren yine örgütlü bulunduğu bir bankada toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlıyor. Mobbing iddiaları ve ölümlerin gölgesinde başlayacak olan toplu iş sözleşmesi aynı zamanda Basisen için de büyük sınav anlamına geliyor. Her ay insanlardan buzdolabı taksiti gibi para toplayan sendikanın ne yapacağını göreceğiz.

Söz konusu banka çalışanları artık daha çok maaş ve daha çok zam gibi bir şey düşünmüyor. Onların istediği tek şey huzurlu bir çalışma ortamı. Yıllık ve dönemsel hedeflerin dışında bölge müdürlerinin acımasızca devreye soktuğu anlık hedeflerden kurtulmak istiyorlar.

"Cuma candır" başlıklı mailler bu banka çalışanlarının psikolojisini bozuyor. Ne var Cuma candır demekte diye düşünebilirsiniz. Bu BDDK'yı ve yasal engelleri atlatmak için bir nevi şifre. Bu şu anlama geliyor:

Müşterinizi kandırın parasını vadesizde yani boşta faizsiz tutun!

Müşterisini kandırıp parasını faizsiz hesapta tutan bankacı gelecek cuma gününe kadar rahat ediyor. Başaramayan ya da vicdanı el vermeyen ise tam bir kâbus yaşıyor. Bu yüzlerce psikoloji bozan baskının sadece biri.

Üyeleri, Basisen'den bu hedef baskısını masaya getirmesini istiyor.

Geçmiş yıllardaki performansına bakınca şahsen benim pek umudum yok. Ancak yine de yeni bir başlangıç yapabilir Basisen.

Takip edip, görüp yazacağız! Bu toplu iş sözleşmesinde ortaya çıkacak sonuç Türkiye'de bankacılık sektöründe sendikal örgütlenmenin de ya sonu ya yeni bir dönemi olacak.

Yazarın Diğer Yazıları