"Başkanlar, dünyaya yalan söylüyor!"

"Elektromanyetik dalga" ve "biyolojik varlıklara etkisi" denilince, çok insan bunun nasıl bir şey olduğunu kavrayamıyor. Türkiye'de konunun uzmanı bilim adamları var. Bakınız Prof. Dr. Selim Şeker, İstanbul Elektrik Mühendisleri Odası, İstanbul Barosu ve İstanbul Tabipler Odası'nın 7-8 Ekim 2011 tarihlerinde İstanbul'da düzenlediği "Elektromanyetik Alanlar ve Etkileri" konulu sempozyumda bu konuda neler söylemiş...

***

"Baylar, bayanlar; insan bir elektromanyetik cihazdır! Evinizdeki tost makinesi bir cihaz olduğu gibi, biz de bir cihazız. Ayağınıza basıldığı zaman beyninize bir sinyal gider. Bu sinyal nedir, biliyor musunuz? 'Ayağınıza bir basınç uygulandı, ne yapacaksanız yapın' bilgisidir. Acıkırsanız, karnınızdan, midenizden beyninize bir bilgi gider; bu bilgi beyninizde 'yemek' anlamında telaffuz edilir. İnsanın bütün aktiviteleri, 1 ile 250 mikrovolt, yani 1'in milyonda biri kadar küçük enerjilerle, potansiyellerle gerçekleşiyor. Biz bütün hareketlerimizi 1'in milyonda biri kadar küçük enerjilerle yapıyoruz. Bakın, siz bunun üstüne milyonlarca fazla elektromanyetik enerji yüklerseniz... Birisi '3 volt/metre; çok küçük' diyor. Ne küçüğü yahu... İnsanın vücudundaki elektromanyetik alandan milyonlarca kat daha fazla..."

***

"2003'te yapılan bir araştırmayı kimse ciddiye almadı; fakat Time dergisinde şöyle bir haber vardı: 'Standardın bin kat altındaki değerlerde farelerin beyni koruyan savunma mekanizması dumura uğrayıp, oraya girmemesi gereken parçacıklar, pıhtılar giriyor.' Bu da ne yapıyor? Nöronların ölmesine sebep oluyor. Tabii, hiç önemi yok! Nazara bile alınmadı.

Bugün dünyada bütün standartlar, elektromanyetik dalgaların ısısal etkisine nazaran konuluyor. Halbuki ısısal olmayan etki de var. 2004 yılında Avrupa Birliğinin 3 milyon Euro'ya, 7 üniversitede 12 araştırma merkezine yaptırdığı çalışma der ki, 'DNA'yı bozuyor, kırıyor.' Kaçımız biliyoruz bunu? Hatta genetik alanında çalışan kişiler bile, 'Nasıl oluyor o hocam, mümkün mü, enerjisi düşük' diyor. Düşük olması, zarar vermeyeceği anlamına gelmiyor. Uçakta niye cep telefonu kullanmıyorsunuz; çünkü cep telefonu uçağı düşürüyor. Isısal etkiden değil, ısısal olmayan etkiden dolayı düşürüyor!"

***

"Vatikan'ın propaganda için kullandığı televizyon, radyo antenleri, Roma'nın kuzeyinde kanser olaylarının patlamasına sebep olmuştur ve Vatikan'a ceza verilmiştir. İtalya Anayasa Mahkemesi de bu verilen cezayı onaylamıştır.

Bu olaylar maalesef birçok yalan dolanla götürülüyor. Hükümetler yalan söylüyor, devletler yalan söylüyor, başkanlar yalan söylüyor, yani yalan söyleyenler çok.

Bu asrın en önemli silahı cep telefonları ve elektromanyetik radyasyondur. Peki, doğruları bilmezsek hastalığa nasıl çare bulacağız, insanları nasıl koruyacağız? Her şeyin başı dürüst ve doğru bilgidir; o olmadan olmaz.

İyonize etmeyen, ısısal olmayan etkilerin beyin merkezini etkilemesi, sızıntı, alzheimer, parkinson dahil, bir sürü hastalığa; nöronların ölümüne, beyin hücrelerinin zarar görmesine, kalsiyum artışına, kalp ritim bozukluğu ve kalp durmasına, beyin tümörlerine, sperm hücrelerinin zarar görmesi ve ölümüne, kusurlu doğumlara, kısırlık ve bunamaya yol açıyor.

Ben bunları kendi şahsi görüşüm olarak sunmuyorum; taradığım yüzlerce bilimsel araştırmadan elde ettiğim bilgileri sizlerle paylaşıyorum. Bunların hiçbirisi standartlarda yer almıyor. Standartlarda sadece 'ısısal etkiler' var; ısısal olmayan etkilerin hiçbiri nazara alınmıyor."

***

Yeni teknoloji ürünlerinin yaydığı elektromanyetik dalgaların, biyolojik varlıklar üzerindeki etkisi, 30-40 yıldır insanlıktan saklanıyor ve dünyadaki bütün elektrik mühendisleri bunu biliyor. Öyleyse bugün, koronavirüs ile ilgili ABD, Çin ve İngiltere merkezli bilgilere, ayrıca Dünya Sağlık Örgütü'ne ve "yarasadan atladı" iddialarına ne kadar güvenilebilir?

Yazarın Diğer Yazıları