Baştan aşağı yasalara aykırı!

Ticaret Bakanlığı ile ilgili Sayıştay raporlarında yapılan tespitlere bu yazımda da yer vermeye devam edeceğim.

Raporlara göre Bakanlık bünyesinde toplanan paraların denetimden çıkarılması için özel bir çaba gösterildiği anlaşılıyor.

Mesela, TOBB tarafından çıkarılan Yönetmelik uyarınca odalar, borsalar ve TOBB bütçelerinden her yıl ayrılan ve İç Ticaret Hizmetlerini Geliştirme Payı Hesabında biriken tutarların TOBB adına açılan bir banka hesabında toplandığı belirlenmiş.

Bu hesaptan Bakan onayı ile Bakanlık ihtiyaçları için TOBB'un sorumluluğunda harcama yapıldığı, dolayısıyla ayrılan pay ve yapılan giderlerin kamu mali sistemi dışında yönetildiği anlaşılmış. Yani parayı Bakanlık yönetiyor ama Bakanlık hesabında değil. Üstelik miktar çok büyük.

2019 yılı içerisinde bu hesapta toplam 66.2 milyon TL tutar birikmiş. Yıl içerisinde de bunun 23.9 milyon TL'si harcanmış.

Ayrıntılı tablo aşağıda:

agirel-tablo-1.pngagirel-tablo-2.png

Sayın Ticaret Bakanı'nın bu durumdan haberi var mı bilmiyorum... Ancak Bakanlık bünyesinde tutulması gereken paraların özel şirketler uhdesinde tutulması, Sayıştay ve Kamu İhale Kanunu'na tabi olmaması ne şeffaflık ilkesi ile ne de hesap verebilirlik ilkesi ile ne de mevzuata uygunluk ile değerlendirilir.

Bu açıkça suiistimaldir...

***

Şimdi bu denetim dışı milyonları açıkladıktan sonra bir konuya daha eğilmemiz gerekiyor.

O da Turquality programı...

Turquality programını daha önce duydunuz mu?

Ne olduğunu biliyor musunuz?

Bilmeyenler için anlatayım...

Turquality; ülkemizde rekabet avantajını elinde bulundurduğu ve markalaşma potansiyeli olan ürün gruplarına sahip firmaların kurumsallaşma ve gelişimlerini sağlayarak uluslararası pazarlarda kendi markaları aracılığıyla olumlu Türk malı imajının oluşturulması ve yerleştirilmesi amacıyla oluşturulmuş devlet destekli bir markalaşma programı.

Diğer bir ifadeyle, marka özelinde verilen bir destek programı.

Turquality programından yararlanmak isteyen markalar, gelişim yol haritalarını ve buna bağlı olarak stratejik iş planlarını yaptırmak zorundadırlar. Bu iş planları da Bakanlık tarafından yetkilendirilen danışmanlık şirketlerince gerçekleştirilmek zorunda. Söz konusu çalışmaları ise Bakanlığın kriterlerini belirleyerek seçtiği 5 danışmanlık firması yapıyor.

Burada sadece iki firmaya bu imtiyaz tanınmış. 2018 yılı Sayıştay Denetim Raporunda yapılan eleştiriler üzerine Nisan 2019 tarihinde de danışmanlık firma sayısı beşe çıkarılmış. Gerçi resmi sitede belirtilen firma sayısı yedi.

Bu firmalar,,,

Deloitte Danışmanlık A.Ş., Pricewaterhouse Coopers Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti., Boston Consulting Group Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti., Ernst&Young - Kuzey Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş., Mc Kinsey Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti., KPMG - Akis Bağımsız Denetim Ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., Grant Thornton Türkiye Eren Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş...

Görüyorsunuz ki hepsi yabancı ortak ve yabancı sermaye barındıyor.

Ancak söz konusu bu imtiyazlar sağlanırken herhangi bir ihale yapılmamış. Bununla beraber hazırlanacak raporların Türk Lirası bazında bedellerini sınırlayacak veya tarife benzeri bir kriter de konulmamış. Yani baştan aşağı yasalara aykırı bir durum var...

Danışmanlık bedeli konusunda herhangi bir uygulama birliği olmadığı gibi, ilgili danışman firmaların kendileri tarafından belirlenen fiyatları sınırlandıran veya kontrol eden herhangi bir mekanizma da bulunmadığı anlaşılmış.

Ayrıca yetkilendirilmiş danışmanlık firmaları ile destekten yararlanan firmalar arasında yapılan sözleşmeler incelendiğinde; danışmanlık firmalarının alt yüklenici çalıştırabileceği açıkça belirtilmiş. Alt yüklenici çalıştırılmasının mümkün olması, danışmanlık firmaları ile ilgili belirlenmiş kriterleri hem boşa çıkarmış, hem de kamu kaynakları böylelikle yabancı danışmanlık firmalarına aktarılmış.

Bugüne kadar Bakanlıkça bu destek için toplam 77.1 milyon TL ödenmiş. Sadece 2019 yılında toplam 14.7 milyon TL harcama yapılmış.

Destekten faydalanan firmaların danışmanlık firmalarına ayrıca ödediği kısımlar da eklenince, bugüne kadar toplamda 144.5 milyon TL kaynak aktarıldığı ortaya çıkarken, 2019 yılında ise 38.9 milyon TL verilmiş. Üstelik söz konusu rakamlara her firma için ayrıca ödenen ön inceleme bedelleri dahil değil...

İnanılır gibi değil!

Danışmanlık firmalarına ödenen paralara bakın.

Dahası da var...

Şöyle ki; Bakanlık bünyesindeki "Turquality" denilen destek programı ikiye ayrılmış: "Hizmet" ve "Mal" olmak üzere...

Aynı program kapsamında bir ayakkabı firmasına milyonlarca liralık haksız destek sağlanmış. Raporlara göre bu ayakkabı firmasına "Mal Turquality'si" programı uygulanması gerekirken "Hizmet Turquality'si" programı uygulanmış.

Böylelikle ayakkabı firması kendi markasının dışında mağazalarında başka markaların satışlarını yaparak 30 milyon 912 bin TL haksız destek elde etmiş.

Hepiniz kim bu ayrıcalıklı ayakkabı firması diyorsunuz değil mi?

Bu firma FLO Mağazacılık Ve Pazarlama A.Ş.

Bu Turquality destekleri öylesine kötü bir şekilde dağıtılmış ki farklı şirketlere toplamda 24 milyon lira "fazladan" kira desteği bile verilmiş.

Sayıştay da isyan edip rapora, "Söz konusu devlet desteği mevzuatının, tereddüde mahal vermeyecek şekilde açık ve yalın olarak düzeltilmesi gerekmektedir" ifadesini eklemiş.

Kendinize gelin!

Bu milletin parasını böyle kağıt üstünde yapılan kelime ve kalem oyunlarıyla çarçur edemezsiniz...

 

Yazarın Diğer Yazıları