22 Temmuz seçimlerinde, Genelkurmay Başkanlığı’nın 27 Nisan bildirisinin AKP’ye yaradığı anlaşılınca, CHP ve MHP genel başkanları bu konuda bazı sitemlerde bulundular.
Bu durum, CHP değil ama MHP açısından bir ilkti. MHP’den o güne kadar Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin bu tür müdahalelerine karşı herhangi bir tepki duyulmuş bile değildi. Öyle ki, 12 Eylül yönetiminin idamlarına, işkencelerine bile ses çıkarılmamıştı!
AKP ise TSK karşısında son seçimlerde bile mağdur rolü oynayarak oy patlaması yapmış bir partidir.
Aslında AKP’nin dayandığı Milli Selâmet/Refah hareketi, 12 Mart 1971 muhtırasından sonra, kapatılmış Milli Nizam Partisi’nin İsviçre’de bulunan genel başkanı Necmettin Erbakan’ın, Adalet Partisi oylarını bölsün diye dönemin cuntası tarafından yurda davet edilmesi ile siyasi hayata girebilmişti.
İşte o gün bugündür askeri müdahaleler, özellikle 28 Şubat süreci, mağdur psikolojisi içinde kitleler oluşturdu. Siyasi mağdurluk, ekonomik mağdurluk veya taleplerle özdeşleşti. Bu kitlelerin sözcülüğünü iyi yapan ehliyetsiz bir kadro, bugün Türkiye’yi yönetiyor!

* * *

Irak’ın kuzeyine düzenlenen kara harekatının sona ermesinden sonra, siyasi tutumlar tam tersine döndü. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan sıfatıyla, muhalefete  “TSK’yı polemik içine çekmeyin”  çağrısında bulundu. Erdoğan, TSK’yı savundu!
Daha önce de, türban konusunda Gernelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt beklenen çıkışı yapmadı diye  “Gölge etmesinler başka ihsan istemez”  diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, harekâtın erken bitmesi ile ilgili sert eleştiriler yöneltti ve  “Niye erken bitti? Birileri Türkiye’nin PKK ile mücadelesinde nihai hedefe gitmesini uygun görmedi. PKK tümüyle tasfiye edilmesin. Sen de iç kamuoyunda biraz rahatla deniyor. Benim görevim eğer oraya girdiysem o zaman orada işi bitirmek olmalıdır”  dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Büyükanıt’ın “Kendilerini vatansever diye tanıtan kişilerin Kerkük’e, Musul’a kadar gidilmedi şeklindeki tatminsizlikleri” sözlerine cevap verirken “Genelkurmay açıklamalarında teröristleri uluslararası kamuoyunda gerilla sıfatına sokacak terimler kullanıldı. Bu PKK’ya itibar kazandırıyor” dedi!

* * *


Özetle bugün AKP ile Genelkurmay Başkanı arasında tam bir uyum var gibi görünürken CHP ve MHP, Büyükanıt’ı hedef alan sert eleştirilerden sakınmıyor.
Bu arada, güvenilir bir haber kaynağından aldığım bilgiyi paylaşayım: 
Sınır ötesi kara harekatı, “baskın ve hızlı geri çekilme” şeklinde “beş gün için” planlandı.
“Neden sekiz gün sürdü?” sorusunun cevabı ise şu: “İki günlük kar yağışı ve tipi, bölgeyi göz gözü görmez hale getirdi. Dolayısıyla askere, öncelikle kendi hayatını idame emri verildi. Böylece, harekat iki gün uzadı. Tipi bitince, askerlere üç günlük yiyecek daha gönderildi ve harekata devam edildi. Yedi gün böyle geçti. Sekizinci günün sabahı da geri çekilme tamamlandı.”

* * *

Büyükanıt, bu durumu neden açıklamadı bilmiyorum! Ama Büyükanıt’ın dediği gibi “insaf” lı olmak gerekir! Bir ordu yönetmek, terörle mücadele edeceğim derken ülkeyi başka güçlerle savaşa sokmak, kürsü siyaseti yapmaya benzemez. Orduya  “Gerekirse ABD ile savaşacaksın” diye siyasi hedef verdiniz mi, tezkereyi buna göre çıkardınız mı ki “Niye çabuk bitirdin?” diye hesap soruyorsunuz?
Ayrıca, ülke topraklarının CIA destekli vakıflar tarafından satın alınması imkânını getiren Vakıflar Yasası’nın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak mısınız Sayın Baykal?
Gerçi MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır,  “Biz hazırlık amacıyla 70 milletvekilimizin imzasını aldık. CHP de bu yasaya karşı, onların desteğine ihtiyaç var. Bu amaçla CHP’li yöneticilerle gayri resmi bir görüşmemiz oldu, bakıcağız”  diyor ama yine başvuru süresi geçerse ne olacak?