Bazıları Susacak Bazıları Konuşacak Mı?
Dün İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında beşinci iddianame düzenlendi ve siyasi yasağa uğraması için bir yol daha açıldı. İmamoğlu, buna dair kendisine yöneltilen soruları cevaplarken, TÜSİAD olayı hakkındaki soruya karşılık, TÜSİAD’daki diğer iş insanlarını da konuşmaya davet etti.
Bu davet ne kadar karşılık bulur, bilemiyorum. Çünkü son zamanlarda daha da belirgin bir şekilde, toplum üzerinde korkutmayla bir sessizleştirme politikası uygulanıyor ve insanlar, bir soruşturma veya tutuklamayla karşılaşmaktan endişe ediyor.
Dolayısıyla, iktidardan farklı düşünenler, haksızlıklar ve olumsuzluklar karşısında sessizleşirken; iktidarın politikalarına destek verenler için her şeyi söylemek serbest.
Özgürlükte eşitlik
Bıkmadan hatırlatacağım, Anayasa’nın 26’ncı maddesi oldukça açık:
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.”
Ancak elbette ki, sadece bu ifadenin Anayasa’da yer alması, ifade özgürlüğünün herkese tanındığı anlamına gelmiyor.
Çünkü liberal demokraside yer alan özgürlük, esas olarak, özgürlüğün negatif karakteri olup, devletin bireye özgürlüğü tanımasından ziyade, onu baskı ve zorlamaya tabi tutmamasıdır.
Bu kapsamda birey, başkasının özgürlüğünü engellemeyecek şekilde özgürdür.
Milton Friedman’ın ifadesiyle, liberalizmin özgürlük ve eşitlik değerlerinde temel aldığı denge, bireylerin özgürlükte eşitliğidir.
Başka bir ifadeyle, bireyler, eşit derecede özgürlükten yararlanma hakkına sahiptir.
Demokraside toplumu ilgilendiren konular hakkında herkesin eşit bir şekilde düşüncesini açıklayabilmesi ve bu doğrultuda karar alınmasına katılması ise, siyasi eşitliğin bir gereğidir.
“Sen sus, sen konuş”
Ancak son günlerde endişe verici seviyeye ulaşan ifade özgürlüğü dahilindeki ifadelere karşı başlatılan soruşturmalar, tutuklamalar ve hükümete yöneltilen eleştirilerin devlet ve millet karşıtlığı gibi gösterilmesi, toplumdaki özgür ve adil tartışma ortamını, çoğulculuğu ve demokrasiyi büyük zarara uğratıyor.
Toplumdaki adalet inancı için, demokrasinin geleceği için, ekonomik gelişme için, yanlışa “yanlış” diyebilmenin tesiri büyük.
Hukuken bir karşılığı olmayan söz konusu suçlamalar ve tutuklamaların caydırma amacına karşı ne kadar direnilirse, o kadar güçlü olunacak ve hoşnutsuzluklarını dile getirenlerin sesleri de birbirlerinden aldıkları cesaretle katlanarak artacaktır.
Erken seçim istemi üzerine
Koruma tedbirleriyle cezalandırma
Erken seçim: İmamoğlu için mi Erdoğan için mi?
Savunma Makamının Gücü
Merdivene çıkma cesareti
RTÜK Cezaları ve Adil Yaklaşım Beklentisi…
Adaletsizliğe gösterilen tepki
Hepsine eksi yazdı: Demokrasi, Ekonomi Hak ve Özgürlükler
Diploma iptal edilecek mi?
Sırbistan’da Tarihi Protesto









