CHP’li Süha Okay, İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın ve Doç. Dr. Ümit Kocasakal, stüdyo konuklarıydı.

TÜRKİYE BBG EVİNE DÖNDÜ, BU VAHİM GİDİŞİN NEREYE VARACAĞINI KİMSE BİLMİYOR


Bir tek yargı kaldı!
Ceviz Kabuğu’nda gözaltına alınan değerli isimlerin çetecilerle, mafyayla birlikte anılması eleştirildi. Katılımcılar, iktidarın ele geçiremediği tek kurumun yargı olduğu noktasında birleşirken, Ümraniye soruşturmasının sahibinin yargı değil emniyet olduğu vurgulandı

Haber: Neslihan GÜRSOY
Ceviz Kabuğu’nda bu hafta Ümraniye soruşturması kapsamındaki son gözaltılarla ısınan Türkiye’deki olaylar ve gerçekler konuşuldu. Türkiye’deki hukuk ve evrensel uygulamalar değerlendirildi. CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Suha Okay, son şok gözaltılarla tekrar gündeme gelen Ümraniye soruşturması ile iktidarın ele geçiremediği tek kurum olan yargıyı kontrol altına almaya çalıştığını ve yürütmenin hegemonyasının kurulmak istendiğini söyledi. Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun ART ekranlarında canlı olarak yayınlanan Ceviz Kabuğu’nda konuşan Okay, son operasyonda gözaltına alınan değerli isimlerin çetecilerle, mafyayla birlikte anılmasını eleştirdi. Hakkı Suha Okay, “Faili meçhullere karışmış, çetelerle iç içe geçmiş kişilerle cumhuriyetin değerlerine sahip çıkmış saygın isimler bir arada anılıyor. Bunlara baktığınızda şu ortak noktayı görüyorsunuz. Bu iktidarın etkinliklerine emeklilik sürecinde muhalif davranan, iktidarı eleştiren isimler. Bu siyasal iktidar hukuk sisteminden de yararlanarak Türkiye’de her kurumu ele geçirmeye çalışıyor. Medya, üniversiteler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları yasalarda değişiklikler yapılarak ele geçirildi. Bir tek yargı kaldı” dedi.

Muhalifler susturuluyor

Yasa dışı dinlemeler konusuna da değinen Okay, faili meçhuller, çetelerle ilgili saklanan evraklar bir araya getirilirken bir yandan da bütün Türkiye’yi dinleyerek toplumun değer verdiği muhalif seslerin susturulmak istendiğini belirtti. Okay, “İnsanlar telefon edemez, iletişim kuramaz hale geldi. Dinleyen de kendileri denetleyen de... Bu vahim gidişin nereye varacağını kimse bilmiyor. İddianame denilen metin daha hazırlanmadan Başbakan konu hakkında açıklama yaptı... Türkiye’de yargı siyasallaştı... Tablo bu...Bunu kim inkâr edebilir” diye konuştu.

Kurtlar Vadisi senaryosu
Yeniçağ Gazetesi Yazarı Arslan Bulut, son gelişmelerin sadece ve sadece bir psikolojik bir savaşın göstergesi olduğunu ifade etti. Bulut, yapılacak olan darbenin değil de yapılmış olanın hesabının sorulmasının daha adaletli olacağını belirtti. Soruşturma kapsamında başlatılan kazı çalışmalarıyla ilgili de ilginç bir yorum getiren Bulut, “Kurtlar Vadisi adlı dizide Memati adlı kişi ormana gömülen silahı çıkarmaya giderken yakalanıyor, 15 gün sonra Türkiye’nin her yeri kazılıyor... Siz bir ülkenin MGK genel sekreterini ve yargının başını böyle bir şeyle nasıl suçlarsanız? Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir çete devleti mi” dedi. Bulut, Genelkurmay’ın olaya gösterdiği tepkinin akıllı bir çizgide ilerlediğini kaydetti.

Darbe olacak diye ödümüz koptu
Radikal Gazetesi Yazarı ve eski bakan Hasan Celal Güzel programa telefonla katıldı. Güzel, devlete hizmet etmiş yüksek görevlerde bulunmuş kişilerin gözaltına alınmasından mutlu olmadığını, suçsuz birçok kişi olduğuna inandığını, örneğin Sabih Kanadoğlu’nun suçsuzluğuna inandığını söyledi. Hasan Celal Güzel, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un gözaltı olaylarından sonra Başbakan ve Cumhurbaşkanı’yla yaptığı olağanüstü görüşmelerin bir darbe habercisi olmasından endişe duyduğunu ama Başbuğ’un son derece demokratik bir tavır sergileyerek doğru olanı yaptığını ifade etti. Güzel, “Halkın büyük çoğunluğunda darbe korkusu var. Dün milletin ödü koptu darbe olacak diye. Ben Genelkurmay’ın bu konudaki tutumundan son derece memnunum” dedi. Hasan Celal Güzel soruşturmada şeklen ve hukuken yanlışların olduğunu, bunları eleştirdiğini de belirtti.

Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu ve konukları CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Suha Okay, İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın ile Doç. Dr. Ümit Kocasakal’ın açıklamaları gündemi yine çok sarsacak.

Kocaman kulak herkesi dinliyor
İstanbul Barosu Başkanı Aydın: Bu ülkede hakim ve savcılar dahi dinlenebiliyor. Toplum normal konuşma yapmaktan çekinir hale geldi. Çünkü telekulak denen kocaman bir kulak var

Ceviz Kabuğu’nun diğer konuğu İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, Ümraniye soruşturmasında sıkça dile getirilen kişiden kanıta ulaşılmaya çalışılmasının yanlışlığını bir kez daha yineledi. “Türkiye BBG evine döndü. Birileri bizi gözetliyor. Gözetliyor ama bir oyun da var. Bu oyunla bütün kurumlar işlemez hale geldi” diyen İstanbul Barosu Başkanı şunları söyledi: “8. dalgaya kadar gözaltına alınanlarla ilgili kamuoyundan gelen tüm baskılara rağmen bir sonuç alınamadı. Olması gereken kanıttan sanığa gidilir ama burada sanıklardan kanıta gidilmeye çalışılıyor. Ayrıca kesinlikle bir adil yargılanma görmüyorum... Bu ülkede hakim ve savcılar dahi dinlenebiliyor. Toplumda vatandaşlar normal konuşmalarını bile yapmaktan çekinir hale geldi. Çünkü telekulak denen kocaman bir kulak var. Dinleme işinin müfettişlere verilmesi hatta dinlenenin hâkim ve savcı olması korkunç bir şey.”

İktidar dinlenme korkusunu besliyor

Halkta bir dinlenme korkusu olduğuna ama bu korkunun nedense PKK’lı teröristlerde ve onlara ’kardeşimizdir’ diyen milletvekillerinde olmadığına dikkat çeken Hulki Cevizoğlu, yaratılmaya çalışılan korku egemenliğini iktidarın bilinçli olarak beslediğini söyledi. Cevizoğlu iktidarın bunu yok etmek yerine beslemesinin çok daha korkunç olduğunu dile getirdi.

Polis devleti mi?

Muammer Aydın ise iktidarın verdiği bu görüntünün bir polis devleti anlayışını akla getirdiğini kaydetti. Aydın: “Yetkilerin daha fazla olması bu düşünceyi güçlendiriyor” dedi.

Batum: “Bunlar iyi günlerimiz”
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum telefon konuğu olarak katıldığı programda şu açıklamaları yaptı: “Bugün öyle bir ortam yaşıyoruz ki kafalar karıştı... Bilerek isteyerek karıştırıldı ama hukukta kafaların karıştırılmasının işi nereye getirdiğini görüyoruz. Bu iyi günlerimiz. 3 sene sonrasını bekliyorlar. Bütün kurumlardan bir tek yargı kaldı onu da 3 sene sonra ele geçirmeyi bekliyorlar. Bence artık bu rezalete bir son verilmeli. 28 Şubat bence bugün yaşadığımız olayların 10 sene önce yaşanmasını engelleyen bir halk hareketiydi. Demokratik olduğunu söyleyen tek bir ülke söyleyin bana ki bugün yaşadıklarımız yaşansın”

“O anlayış” 80 yıllık kinini kusuyor
Programın üçüncü konuğu da Galatasaray Üniversitesi ceza hukukçusu Doç. Dr. Ümit Kocasakal’dı. Doç. Dr. Ümit Kocasakal, gözaltı olaylarında CMK’ya göre yapılan yanlışlığa vurgu yaparak şunları aktardı: “Kanuna göre gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk kuvvetlerinin geçici yakalama ve arama hakkı var. 116. maddede kural hâkim kararı. Birileri bizimle dalga geçiyor... Bu olay içinde ’Türkiye bağırsaklarını temizliyor’diyorlar. Türkiye bağırsaklarını falan temizlemiyor. ’O anlayış’80 yıllık kinini kusuyor. Bunlara esas payandalık eden teorik olarak bunların desteğini oluşturan ikinci cumhuriyetçi denen kişiler bu ülke zaten sakat kuruldu demiyorlar mı? Bunlara göre anayasanın ilk üç maddesi kalkacak, her şey yeniden kurulacak... Bu karşı devrimin bir göstergesidir. Karşı devrim süreci gerçekleştiriliyor, ülke 1919 sürecine sürükleniyor. Son Kürt Raporu da tamamen SEVR’dir.”

Türkiye’deki yasama fetişizmi çok tehlikeli

Doç. Dr. Ümit Kocasakal Türkiye’de bugün en tehlikeli olan şeyin ’yasama fetişizmi’ olduğunu söyledi. “Kuvvetler ayrılığını yasama ve yürütme ve yargının birbirinden bağımsız ve yan yana olduğunu düşünürler ama yasama ve yürütme bir aradadır. Yargı onların üstündedir” uyarısında bulunan Kocasakal, “Ümraniye soruşturması puzzle’ın bir parçasıdır. Fotoğrafı tam görmek lazım. Sistemin bütün sigortaları attı. Bir tek ayakta kalan yüksek yargı bu üç erkten. Direnen bir yargı var ama toplum ve üniversiteler arkasında değil” dedi. Hulki Cevizoğlu ise, yargı üzerindeki iktidar çabalarının konuşulduğu sırada Anayasa Mahkemesi Başkanının hukukçu olmadığına değinerek, “Peki, bu sistemi kim oluşturdu?” diye sordu.

Soruşturmanın sahibi yargı değil Emniyet’tir
YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu programı telefonla arayarak önemli açıklamalarda bulundu. “Bu soruşturmanın sahibi yargı değil Emniyet’tir” diyen Ağaoğlu şunları söyledi: “Türkiye’de siyasi iktidarla ilgili siyasi iktidarın beklentileriyle örtüşmeyen olaylar ’yargı darbesi’, ’yargıçlar devleti’ olarak değerlendiriliyor. Çok iddialı ve net olarak söylüyorum ki bu soruşturmanın sahibi yargı değil. Bu soruşturmanın sahibi emniyet ve MİT’tir. CMK 124’e göre aramalardaki evrakı polisin inceleme yetkisi yoktur. Bu maddenin istisnası da yoktur ama bütün evrakları polis inceleyip değerlendiriyor. Polis savcılığın önüne geçmiştir. Biz şov soruşturma istemiyoruz. Yargı üzerindeki gölgeyi kaldırsınlar. Bu iş, üç beş savcıyla olmuyorsa 15-20 savcı görevlendirilecektir... Her yerde polis arama yapıyor, savcılar sadece eşlik ediyor. Etki altında olduğu açık bir soruşturmadır bu. Yargı bugünkü çalışma koşullarında istihbarattan gelen talepleri sorgulayamıyor. Sorgularsa başına iş geliyor.”