Beka sorununun kaynağını buldum

Valla olağan taraftan bakmışız ve demişiz ki "beka sorunu yoktur." Bu sefer çökertilen karşı taraftan bakmayı denedim. Evet, "beka sorunu vardır."

Düşünsenize..

Tam 16 yıldır uygulanan politikalar sonucu, ülkemizdeki insanlarının hayatı zorlaşıyor ve iş gücü potansiyeli gittikçe kötüleşiyor...

Sahiden bir beka (gelecek) sorunu değil mi bu?

Türk milleti geleceği karartılmış bir halk haline getirildi. Kendi ülkesinde hem özgürlüklerini kayıp etti ve hem de ekmek, aş ve iş bulamaz hale getirildi.

Beka sorunu değilse nedir bunun adı?

Düşünsenize...

"Tek çaremiz bu" denilerek Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi getiriliyor. "Bizi ancak bu düzlüğe çıkaracak" deniliyor ve gelinen son kertede bakıyorsunuz ki, bu sistem, çareyi tüketmiş marketlerle kavga ediyor.

Ülkede sadece insanların değil, domates, patates, soğan ve sarımsağın da gelecek garantisi yok.

Hiçbir yerli tarım ürünü, "ben bundan sonra öz vatanımda eski günlerdeki gibi kendi çiftçimin toprağında ekilir, dikilir gerekirse dünyanın öbür ucuna gururla satılırım" diyemiyor.

Neden?

Çünkü adım adım, ağır ağır yerli tarıma son verildi.

Şimdi söyler misiniz, bu tarımın beka sorunu değil de nedir?

Ne zaman yerli bir ürün canlanır gibi olsa hemen karşısına ithal olanı dayatılıyor.

Türk Milleti çalışıp, çabalayıp elde ettiği kazancını, cebindeki parasını, yabancıdan ithal ederek oraya aktarıyor. Böylece yabancı kazanıyor, biz kayıp ediyoruz.

Buyurun söyleyin. Bu bir beka meselesi değilse nedir?

Düşünsenize...

Millî harp sanayisinin üretim araçları ve bizzat silah üretim fabrikası, yabancılara devrediliyor. İşçileri günlerce sokaklarda "yapmayın" diye haykırıyor. Birçok becerikli mühendis, işten ayrılıyor, kimi kapasiteli insanlar, kapının önüne konuluyor.        

Haydi deyin ki bu bir beka meselesi değildir.

Diyebilir misiniz?

Diyemezsiniz.

Bu ülkede son 16 yıl içinde neler gördük neler.

Devletin adını devletin kapısından sildiler. "T.C. de nedir" deyip valiliklerden bizzat valiler eliyle isimler söküldü. Devletin adı gitti gitti geldi.

Bundan daha büyük beka meselesi olur mu?

Hangi birini sayalım.

-Şeker fabrikaları daha dün gitti.

-SEKA kâğıt fabrikaları yıllar önce satıldı. Satılan fabrikaların hangisi kağıt üretiyor bilen var mı?

Yok!

Üreten Türkiye'den üretmeyen Türkiye'ye çağ atlattılar(!) bizi..

-Madenlere bakın. ETİBANK, kaldı mı?

-Hele şu TELEKOM. Türkiye'nin en büyük yerli ve millî telekomünikasyon sisteminin başına neler geldi? Ağzı olsa da konuşsa.

Telekom demişken bu arada özelleştirmelere itiraz eden ve ettiği için de MHP'den kovulan Enis Öksüz Hoca'yı hatırlayan var mı?

Şimdi, soğanı, sarımsağı, patlıcanı pahalı bulanlar, marketlere saydıranlar, o dönemin Tarım bakanlarından Hüsnü Yusuf Gökalp'ı kim siyasetten uzaklaştırdı hiç düşünüyorlar mı?

İşte Türkiye, buraya kadar hatırlattığımız bu ve benzeri yüzlerce geri adımın sonucunda içinde bulunduğumuz duruma geldi.

Ve bu hâl, ciddi ciddi düşünüldüğünde gerçek bir beka meseledir.

 

Yazarın Diğer Yazıları