Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU

Sadi SOMUNCUOĞLU

Bekamız tek adama mı emanet?

Haçlı projesi "Başkanlık" tuzağına en şiddetli ve istikrarlı bir şekilde karşı çıkanların başında Bahçeli yer alıyordu. Bu önemli tespitleri kısaca hatırlayalım:  

10.12.2012: Federasyon özlemi çekenler, siyasal Kürtçülükten medet umanlar, numaralı cumhuriyet sevdası taşıyanlar, başkanlık rüyası görenler ve üniter yapımızı bozmayı aklından geçirenler aynanın karşısında kendilerini bir kez daha kontrolden geçirmelidir. 08.01.2013: Başbakan'ın kafasına kimler girmiş, başkanlık vaadiyle aklını kimler çelmiştir? Kendisini Başkan, İmralı canisini de sözde Kürdistan'a baş mı yapacaktır? Bu olanlar, bu ihtimaller ihanetin, rezaletin yanında inanın hafif kalacaktır. 09.02.2013: Milliyetçilik suçlanmaktadır; zira Türk milletinin bölünmesi için bu zorunluluktur. Türklük sulandırılmakta ve etnik kimlik mertebesine çekilmektedir; zira bu Türk milletinin sakatlanması için neredeyse mecburidir. Üniter devlet yapısı tartışılmakta, başkanlık modeli inatla dillendirilmektedir; zira Türkiye'nin federasyona gitmesi için bu gereklidir. 12.02.2013: Görünen odur ki, Türk milleti önümüzdeki süreçte varlığını, birliğini ve hayat haklarını oylamak durumunda kalacaktır… Başbakan Erdoğan başkan olabilmek, tek adam olarak hanedanlığını kurabilmek için Türkiye'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü satışa çıkarmıştır. 07.05.2013: Pazarlık edilen Türk milletidir. Pazarlık edilen Türk vatanıdır. Pazarlık edilen başkanlık sistemiyle birlikte özerklik, federasyon ve konfederasyondur. 11.06.2013: Başkanlık sistemi yâ da partili cumhurbaşkanlığı hususundaki zorlayıcı teklifler şu aralar akıllardan çıkmasa da gündemin arka sıralarına eskisinden daha güçlü gelmek üzere mevzilenmiştir. 25.06.2013: Gidişat engellenmezse, Türkiye hızla parti devletine doğru ilerleyecek, başkanlık kılıfıyla otoriter bir yapı inşa edilecek, üniter yapı dağılarak federasyona sapacak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü imha olacaktır. Tehlike bu kadar yakın ve görünürdür. 08.02.2015: Başkanlık sistemi emperyalizmin bir tavsiyedir, kaldı ki Erdoğan yıllar evvel aynen böyle söylemiştir. Denetimsiz bir başkanlık sistemiyle Türkiye'nin başına bela kesilecek, medeniyet mücadelemizin ayağından çekiştirecektir. 13.04.2015: Oynanan kirli oyun Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya odaklıdır. 26.04.2015: Recep Tayyip Erdoğan, aslında Türk tipi değil "Tayyip tipi" başkanlık hayalleri kurmaktadır. Başkanlık, federasyon demektir. Bu da Türkiye'yi bölünmeye götürecektir. 10.05.2015: Sanki başkanlık gelirse Türkiye uçacaktır. Sanki başkanlık gelirse Türkiye şaha kalkacaktır. Sanki başkanlık gelirse bir gecede her şey güllük gülistanlık olacaktır. Bunların alayı uydurma, alayı palavra, alayı asılsızdır. 12.05.2015: Rüşvet haramdır, hırsızlık haramdır, hakkı olmayanı gasp etmek haram kere haramdır. Erdoğan başkanlık piyangosu sana vurmayacak, çünkü sen haramla sözleştin, haramla yollarını kesiştirdin. 08.12.2015: Erdoğan başkan olursa, Cumhuriyet'in kuruluş ilke ve esasları teker teker yıkılırsa her şey güllük gülistanlık olacak, birden bire Türkiye uçuşa geçecektir. Buna da yeni Türkiye denecektir. 10.01.2016: Bugün başkan olacağım diyenler, yarın Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi ve milli mirasını tamamıyla ters tasarruflarla dağıtırsa ne yapacağız? Bugün başkan olanlar, yarın krallık iddiasında bulunurlarsa buna nasıl mani olacağız? 23.02.2016: Biz Türkiye'nin bölünmesini maskelemek, kuruluş ilkelerini yıkmak için yeni anayasayı fırsat görenlere katkı vermeyiz, vermeyeceğiz. Biz Türklüğü ve Türk milletini anayasa kanalıyla tasfiye etmek için el ovuşturan Türkiye muhalifi hainlere fırsat veremeyiz, şüphesiz vermeyeceğiz.

Yukarıdaki Bahçeli'ye ait sözleri, aşağıdakilerle karşılaştıralım.

Birincisi, Başbakan Yıldırım'ın 24.05.2016'da yaptığı şu açıklama; "Bugün yapmamız gereken en önemli iş, fiili durumu yasal hale getirmek, anayasayı ve bu kafa karışıklığını sona erdirmektir. Bunun yolu da yeni bir anayasadır, yeni anayasada başkanlık sistemidir." İkincisi 15.07.2016 FETÖ darbe kalkışması.  Bahçeli birinci gelişmeden 5 ay sonra, ikinci gelişmeden 3 ay sonra 11.10.2016'da verdiği beyanatla Yıldırım'ın yukarıdaki teklifini adeta tekrarlayarak "Başkanlık" konusunu gündeme getiriyor.

Bu tarihler dikkatle incelenerek mukayeseler yapıldığında, mutabakat konusunun çok önceden ele alındığı sonucu çıkıyor. Bahçeli'nin kapıyı açan 11.10.2016'da yaptığı konuşmadaki şu gerekçe de önemlidir. "Türkiye Cumhuriyeti'nin beka mücadelesi verdiği bugünlerde, siyasi iktidarın ve devletin en tepesinde bulunan Cumhurbaşkanın hukukla ters düşmesi geleceğimiz açısından çok mahsurlu, çok tehlikelidir." Karanlık darbe girişimi savuşturulduktan üç ay sonra ortaya konan bu gerekçe üzerinde durmalıyız. Üç ay içinde; "Devlete karşı OHAL" ilan edildi. KHK'ler Türk ordusunun emir komuta birliği dağıtıldı, askeri liseler kapatıldı, Harp okulu, kuvvet komutanları ve üst düzey komutanların tayin, terfi ve görevlendirilmeleri Milli Savunma Bakanı'na; savaş sırasında askeri hastaneler sağlık bakanlığına bağlandı. Türk ordusunun siyasallaşmasının önü açıldı.

Yasama, Yürütme ve yargı başta olmak üzere devleti tek adama bağlayan Başkanlık yönetiminde, Türk Milletinin bekası ne hale gelecektir, buyurun siz düşünün.

Yazarın Diğer Yazıları