Beş dönem Başkan olmak...

Ayşenur Arslan'ı yıllardır görmedim. Hatta Halk TV'de gerçekleştirdiği Medya Mahallesi'ni dahi doğru dürüst izlemedim. Bu kez seyretmek ve bazı notlar almak için ekran karşısına geçtim. Çünkü önemli unsur konuktu; Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün. Belirtmeliyim ki, tam 18 yıldır, onun yönetim sahasında ikamet ediyorum. Geçmiş deneyimlerimi ekleyerek, şimdi daha iyi kıyaslama imkânına sahibim. Martta yapılacak yerel seçimlerde favori yine Akgün. "Peki neden?" diyecek olursanız hemen cevap verebilirim; çalışkanlığı ve vatandaşla iç içe yaşaması. Bu sayede halkın sorunlarına vâkıf.

Tüm engellemelere rağmen çalışıyor. Bunlardan birkaç örnek vereyim. Yıllarca onun sahasında olan, önemli gelir kaynağı -tabela rüsumu dâhil- yerler elinden alındı. Tek bir üst geçit yaptırabilmak için yıllarca Büyükşehir'in kapısında yattı.

Bölgenin aynı adı taşıyan kocaman su havzası var. Kısıntı yaparken önce Büyükçekmece'den başlanıyor. Haber verilmeden bir günde üç kez elektrikler kesiliyor.

Tüm kısıtlamalara rağmen başardıklarına olağanüstü dememiz lazım. En büyük iftihar kaynağını göğsünü gere gere söylüyor "5 dönemlik başkanlığımda tam 36 okul teslim ettim. Sonuncusu Kumburgaz'da. Bu okulun adına dikkatinizi çekerim; Kuvay-ı Millîye." Bu da bazı kafalara verilen mesaj olmalı.

Hasan Akgün'ün eğitim için Türkiye formülü hazır; "Ya Güney Kore, ya Finlandiya modeli." Türkiye'nin kurtuluşunun iyi eğitimden geçmiş yeni bir nesille olacağına inanmakta.

Devam etmekte olan sıkıntısı İBB'ye bağlı olan ana yollar ve arterlerdeki engellemeler. En somut örnek Çakmaklı-B. Çekmece yolunun yapılmaması. "Bırakın biz yapalım" deyince cevap bile verilmemesi ilginç. Çileyi çeken, orada yaşayan insanlar.

Öneriler

Daha 1975 yılında belediye hizmetlerine başlayan birinin siyaset için de teklifleri var. Belde belediyelerinin yeniden ihdasından yana. Kaldırılmasının verdiği zararları çok net anlattı. Mesela, orada yaşayanlara sormadan sokak tabelalarının dahi değiştirilmesini örnek verdi.

Tam bu noktada Ayşenur Arslan, Bodrum'daki bir olayı anlattı; "Balık avlayan şaşı kedi" ismini değiştirdiler dedi. Sahi neden? Böylesi gerçeğe dayanan ve şipşirin bir isimden ne istendi?

Aynı olayı biz de yaşadık. Taşındığımızda sokağımızın adı Ulubatlı Hasan'dı. Bir sabah kalktığımızda Sait Faik Abasıyanık tabelasının asıldığını gördük. Neyse, bizimki fena değildi. Büyükşehir'in Büyükçekmece'deki Papatya'yı "Torbacılar"a çevirmesine ne diyeceksiniz?

Yerel seçimler

Başkan Akgün'ün 31 Mart'ta yapılacak seçimler için de önerileri var. İçlerinde en dikkat çeken başkan adaylarının ilanıyla ilgili. Tüm ilçeler ve bazı illerde tercihin bu ay sonuna kadar bitirilmesini istiyor. "Önemli büyük kentlerde ise şubata kadar beklenebilir" diyor.

Dikkat edin Akgün boş adam değil. "Avrupa Konseyi Mahalli İdareler" bölümünde görevli biri. Hatta "Türkiye'de ve Avrupa'da YEREL YÖNETİMLER" isimli projeye imza attı.

Son lafım CHP yönetimine. Duyumlarıma göre bazıları Hasan Akgün'ün altını oymaya çalışmakta. Onlara tek bir şey söyleyeceğim; "Barış Yarkadaş'ın yaptığı araştırmayı iyi incelesinler. Bunda İstanbul'daki 'Memnuniyet Anketi'nin ilk sırasında B. Çekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün var." Gerisi teferruat...

***

Araştırmacı gazetecilik

Orhan Ayhan'la programında nostalji yapmak doğal. Ancak, arada gerçek gazetecilik pırıltılarına tanık olmak, güzel. Metin Oktay'ın, geniş işlendiği yapımda iki hoş ana unsur vardı. Taçsız Kral'ın 15 yaşında Damlacık Kulübü'nden lisans çıkartmasıyla başlandı. Galatasaray'a transferi ve daha sonrası güzel işlendi.

Yaşı müsait olanlar Oktay'ın ilk eşi Oya Sarı'nın "İzmirspor'a döneceksin" baskıları ve boşanmaya varan süreci iyi hatırlarlar. O sırada oynanan bir G. Saray-F. Bahçe maçı var ki ebedi rekabet tarihinin en önemlilerindendir. Kamuoyunun dikkatle izlediği oyunu Sarı-Kırmızılılar 5-0 kazanmıştı. 4 golü Metin atmıştı. Diğer golü kaydeden Bahri'nin konuşması iyi monte idi.

Bir başka ilginç tespit

Asıl enteresan olan, golleri yiyen kaleci Şükrü Ersoy'un stüdyoda bulunuşuydu. Olay maçı onun ağzından da dinledik. Araştırmacılık adına güzellik taşıyan bu esnada ekrana getirilen fotoğraftı. Cihat Arman'ın bir metreden atılan şutu çıkarışı izletildi. Resme dikkat edince, kale arkasındaki top toplayıcı çocuğun aynı yöne uçtuğunu gördük. Eski tabirle işte bu 2,5'luk Şükrü Ersoy'du. Ersoy bile şaşırdı mutlu oldu.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Bir neslin kaderini, bir önceki nesil tayin eder. Konfüçyüs

Yazarın Diğer Yazıları