Beytullah Özilhan, Şaban Sezgin, bir öykü, bir araştırma…

Babacan, güngörmüş, güleç bir yüz… O gülen yüzün olmazsa olmaz süsü gibi duran ak pala bıyıklarıyla geldi TÜYAP'ta kitap imzaladığım Berfin Yayınları standına. Hal-hatır sordu, "Gümüş Kemer" adlı öykü kitabını (Tunç Yayıncılık) imzalayıp hazır etmiş, verdi.

Beytullah Özilhan'dı bu… Daha önce bu köşede onun "Koreli" ve "Kaval" adlı romanları hakkında yazmıştım. Bu kez bir öykü kitabı ile çıkıyor okurun karşısına Özilhan. Öykülerinin bir kısmı doğduğu yerlere ilişkin. Erzincan Tercanlı Özilhan. Benden bir yaş büyük, 47'li. Yani aynı yıllarda aynı coğrafyalarda doğup büyümüşüz. Benim doğduğum Bayburt Demirözü, ilkokulun iki sınıfını okuduğum Erzurum Aşkale öyle yakınlar ki Tercan'a… Bundan dolayı kitabın ilk öyküsü "Ben de mi böyleydim?" beni pek sardı. Orada anlatılan köy ebesi Nazlı Bibi ile beni doğurtan bizim köylü Rukuş Ana ve Aşkale'de kız kardeşimin ebesi, benim de sınıkçım olan Fethiye Ana öyle benziyorlar ki. Yaşam koşulları gelenekler de öyle. Ve sözler, deyimler, deyişler… Onlar da aynı…

Özilhan ilginç ayrıntıları yakalama ustası…Çelişkiler, ilişkiler ve özellikle gülmece konusu olabilecek yaşamın gerçeği olayları kalemine iyi doluyor. Biçemi çok akıcı. Kitaptaki nice kişiyi belleğim saklayacaktır. İşte onlardan kimileri: Piç Hüseyin, Çulsuz Durmuş, Davulcu Galo, Dağlıoğlu ve "Medeniyeti" ile birlikte anımsayacağım Deli Rüstem.

Son yıllarda okuduğum en güzel öykü kitabı diyebilirim rahatlıkla.

Resimlerle Canıların Oluşumu

Bir diş hekimi, adı: Şaban Sezgin. Diş hekimliği ile yetinmemiş, bilimsel dergileri ve yayınları okuyarak, kendini evren ve doğa bilimleri konusunda yetiştirmiş. Sonra da oturup bir kitap yazmış, kendi olanakları ile de bastırmış. Ve adresimi -yarım yamalak- nereden aldıysa alıp, bana da ulaştırabilmiş (PTT'ye dikkati için teşekkürler). Kitabın adı "Resimlerle Canlıların Oluşumu".

Şimdi bu kitaptan ilginç bilgileri bilginize sunacağım, kitabı nasıl edinebileceğinizi ise diyemeyeceğim, çünkü kitapta edinme adresi yok.

Hadi başlayalım:

-Yüzey alanı yaklaşık 2 metrekare olan erişkin bir insan üzerindeki atmosfer basıncı 20 ton. Bu basıncın evrimleşme ile de yakın ilgisi var, özellikle de Dinozorların soylarının kuruması ile.

-Sonsuz sayıda evren var. Güneş sistemi 4 milyar 600 milyon yıl, dünya 4 milyar 560 milyon yıl önce oluşmuş. Dünyanın iç kısmının sıcaklığı 7 bin santigrat derece.

-Yaşamın uzaydan geldiğine dair kanıtlar var. Milyonlarca yıllık süreç içinde yeni canlı türleri (peyderpey) halinde uzaydan dünyaya taşındılar. En son gelen canlılar, insanlara çok benzeyen fosillerini bulduğumuz bizler (homosapiens) oluyoruz. İnsan tohum hücreleri yaklaşık 3 milyon yıl önce dünya atmosferine girerek sulak alanlarda ilk insanları oluşturdu. Afrika Etiyopya'da siyah, Çin'de sarı, Hindistan'da esmer, Avrupa'da beyaz insan aynı zaman diliminde ortaya çıktı. Göçlerle de yeni nesiller oluşturuldu. Afrika'nın iklim ve toprak özellikleri fosilleri günümüze kadar taşıdığı için, ilk insanların yalnızca bu bölgede oluştuğu sanılıyor. Çin Bilimler Akademisince yapılan çalışmalarda Doğu Çin'de bulunan 2 milyon 120 bin sene öncesine ait taş aletler, çok merkezli insan evrimi fikrini güçlendiriyor

Yazarın Diğer Yazıları