Bi el at be hacı!

Şimdi;

Düne kadar "fetöcü" demiyorlar mıydı?

Diyorlardı..

Bugün bakıyoruz, kendi trolleriyle fısıltı gazetesine erken baskı yaptırıyorlar;

-Meral Akşener'e Cumhurbaşkanı Yardımcılığı teklif edildi, o da kabul etti..

E ne oldu? Fetö metö hikaye miydi yani?

Soysuz soysuz laflar ederken, ne oldu da "İş birliği iddialarıyla" trollere kalem oynattırmaya başladılar..

**

Düne kadar "Proje" demiyorlar mıydı?

Dünyanın büyük büyük güçlerinin, aramıza sızdırdığı bir proje..

Ve ilginçtir, kendileri dahil tüm projeler para içinde yüzerken, Meral Hanım ekranda mahçup mahçup vatandaşa bağış çağrısı yapıyordu..

İnce ince çalışırken, ne oldu da bu troller bir anda kalem oynatmaya başladı..

**

Eskiden bir deli bir kuyuya taş atar, kırk akıllı da çıkarmaya çalışırdı..

Şimdi bakıyoruz, deli taşı atıyor, bırakın çıkarmayı, kırk akıllı da taşın ardından, cumburlop kuyuya atlıyor..

**

Efendim toplumca ruh sağlığımızın tehlikede olduğu bir gerçek..

Ama sevdiğim bir söz var;

-Paranoyak değilim ama bu takip edilmediğim anlamına gelmez..

E bu kadar fetöcü, proje, uluslararası güçlerin oyunu gibi yatıştırmalar yapılınca, içimdeki sese kulak verdim;

-Ben bu kadar yakından görmüyor olabilirim.. Allah aşkına Meral Akşener kiminle çalışıyor, kimin adamı, kimin projesi?

Bir büyüğüm, "Önce içeriden başla, ardından büyük aktörleri test et" dedi.. Sağlıklı yöntem buymuş..

**

Aklımdaki ilk soru, "Gerçekten fetöcü olabilir mi?"

Şöyle bir baktım olan bitene.. Fetö'nün siyasi ayağı olmaya kalksa, ondan önce o kadar hizmetkar var ki..

Fetöyle mücadele ediyorum derken, en baba, en köşe başı isimleri birer ikişer tahliye ettiren bir idare var Türkiye'de..

Sahi bir döküm çıksa hepimizin dudakları uçuklar.. Abiler ellerini kollarını sallıyor.. Bize de Adil bilmem kimin peşindeki serüvenle oyalanmak kalıyor.. Çok sıkışırsan, elebaşının iadesi için Amerika'ya yeni belgeler gönderdik manşeti hazır..

Peki fetö'nün kendi gücünü perçinlemek için çıkarttığı yasalar, yaptığı anayasa değişiklikleri hâlâ yürürlükte mi? Evet.. Peki kimin işine yarıyor? Bak bu sorunun cevabı da ilginç; sadece iktidarın ve ortağının..

Dolayısıyla, dedi ki içimdeki ses, 'Daha kullanışlı siyaset ve siyasetçiler var.. Buradan ekmek çıkmaz..'

Kaldı ki, mahallenin bakkalı, daha iyi iş yapıyor diye mahallenin marketini ihbar etti, market içerde..

Kendi küçük, gölgesi büyük adamlar ima etti.. Öyle olsa dışarıda kalabilir mi Meral Akşener?

Geçiverdim..

**

Peki ya 'Derin devlet'? Hiç uzatmadı, 'Geç bunları anam babam, geç bunları bir kalemde' dedi içimdeki ses.. Devletin olan olmayan, görüneni de derini de kimin emrinde biliyorsun..

**

O halde kafayı dışarı uzatmalı.. Mesela Almanya, yani 'Eeeey Merkel'in projesi olabilir mi Meral Akşener?

Öyle ya, ekol olmuş bu coğrafyada.. Mesela Alman ekolü besliyor olabilir mi kendisini?

Çok çabalamanıza gerek yok.. Gugıllayın yeter..

Uzağa da gitmeyin.. Açıklanan son dış ticaret verilerine bakın.. Almanya ile ticaretimiz, 'Eeeey Merkel' dedikçe bir tırmanmış bir tırmanmış sormayın gitsin.. En çok ihracat yaptığımız ve hatta ithalatımızın en çok arttığı ülke, Almanya..

Böyle bir gerçeğimiz varken, Şansölye ne yapsın Meral Akşener'le iş birliğini?

Ey Merkel, mey Merkel, vallahi mevcut iktidarla işler tıkırında..

Geç Almanya'yı..

**

Aklıma bir anda İsrail düştü.. Her taşın altından çıkar bunlar..

Gerçi Meral Akşener'in İsrail'e gitmişliği, bazı bakanlar gibi 'Ağlama duvarına el-yüz sürmüşlüğü yok' ama belli mi olur..

İktidarımızın İsrail'le arası fena bozuk, uyuz etmek için omuz veriyor olabilirler Meral hanıma..

Diye düşünürken, yine rakamlara döndüm, anlaşmalara döndüm..

İsrail ile ticarette de, ikili anlaşmalarda da, silah-külah işlerinde de maşallah altın çağımızı yaşıyoruz..

"Van münüt" dönemi dahil, İsrail'e atar gider yaptıkça ticaretimiz artmış iyi mi.. En sıkıntılı sandığımız son 10 yılda ticaret hacmi iki katında.. Atarlar giderler meğer ekran koruyucuymuş..

Dolayısıyla İsrail'den de umudu kesti, içimdeki ses..

Böylesine kıyak bir tezgahı niye bozsun ki İsrail? Her istediğini alabildiği birileri varken, niye maceraya girsin ki..

Geçtik..

**

İşi büyüttüm; ya ABD varsa tezgahın ardında.. "Eyyyy Trump"ın ABD'si..

İddia o ki, ABD emretti, fetö 15 Temmuz'da canımıza kastetti..

'Eyvallah' dedi içimdeki ses, eyvallah da, ona 15 Temmuz'u emreden Amerika'dan abim geldi, tak diye emretti, şeker fabrikaları şak diye satıldı..

Emir alabilecek kadar hürmet gördüğü bir iktidardan neden vazgeçsin ki 'Eeey Trump..'

Dediği dedik, çaldığı düdük.. Karşılığında da ara ara atarlanma hakkı veriyorlar..

Bundan iyisi Şam'da kayısı..

Dolayısıyla ABD de olamaz işin içinde..

Geç..

**

Fransızlar düştü aklıma.. Bazen sessiz sedasız film çevirir bunlar.. Türkiye'nin aleyhine işlerde bir şekilde parmakları vardır..

Fakaaaat, "Ee uçakları naapcaz? Sığırları naapcaz?" dedi içimdeki ses..

Durdum bir an.. Doğru ya, tamam "Eeeey Macron" da, gidip adamdan milyarlarca dolarlık uçak aldık, yetmedi hayvancılığımız can çekişirken, entelektüel Fransız sığırlarından da binlerce tonu Türkiye'ye soktuk..

Bu durumda Fransız ne yapsın Meral Akşener ile iş birliğini..

Sığır bile satabildiği Türkiye'nin başındakiler, şerefime velinimet..

Geçtim..

**

Tamam şimdi buldum; İngiliz tezgahı bu..

Yeryüzünde kımıldayan her yaprakta nefesleri vardır.. Biz rüzgâr sanırız ama İngiliz nefesidir o..

Kesin Meral Akşener'in arkasında İngilizler var..

Bak, İngiltere'ye gitmişliği de var iyi mi.. Oturdu mevzu..

Diye sevindirik olurken, devreye girdi içimdeki ses;

-Kardeş, çok değil 2 ay önce Abdullah Gül formülünü kim dağıttı? Meral Akşener..

Durdum.. İngiliz, değil iş birliği, elinden gelse bi kaşık suda boğar diyerek uzaklaştım ihtimalden..

Uzadım bu şıktan da..

**

Rusya demeye kalktı bir ses.. Hadi ordan dedim..

İran dedi, iyice saçmaladın dedim..

**

E kardeşim Papua Yeni Gine'nin de Türkiye'ye operasyon yapacak hali yok ya..

Projeyse neyin projesi, iş birlikçiyse, kimin iş birlikçisi?

**

Türkiye ilginç bir ülke velhasıl.. Düne kadar bizzat trollerine "Proje, fetöcü" diye yazdıranlar, bugün yine trollere, "Başkanlık teklif edildi, o da kabul etti" diye yazdırıyor..

Dolayısıyla asıl mesele ne biliyor musunuz;

-Bunları yazdıranların senaryosunu kim yazdırıyor?

İş kalsa kalsa illüminati'ye kalır.. O konuda da ben cahilim..

Ne tapınak şövalyesi tanıyorum, ne şapelin yerini biliyorum..

Dolayısıyla, işin o kısmıyla da Semih Yalçın hoca ilgilensin..

Vatikan'a girmişliği çıkmışlığı, Papa ile fotoğraf çektirmişliği var..

Bilse bilse o bilir..

Sahi bu işi illüminati'ye nasıl bağlarız?

Bi el at be hacı..

Dün 'Proje.. fetöcü..' diye yazdırdıkları trollerine, bugün neden 'İş birliği' iddiaları yazdırıyorlar?

Bi düşün be hacı..

Yazarın Diğer Yazıları