Bilecik’te 47 yıllık fabrika kapanma, 255 işçi işsiz kalma ile karşı karşıya

Bilecik’te 47 yıllık fabrika kapanma, 255 işçi işsiz kalma ile karşı karşıya

47 yıldır Bilecik’in Merkeze bağlı Bayırköy Beldesi’nde faaliyet gösteren Accuride Wheels Jant Fabrikası Alman sahipleri tarafından kapatılarak satışa çıkartılmak isteniyor.

Serhat Kaya/Bilecik

Fabrikada senelerdir örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş Sendikası, satış kararına sert tepki göstererek fabrika önünde eylem düzenledi.

Fabrikada çalışan 255 işçinin 194'ü Birleşik Metal-İş üyesi. Sendika üyeleri düzenledikleri eylem ile fabrikada üretim devam etmesini talep ediyor.

ekle1.jpg

Fabrika önünde gerçekleşen eyleme Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, Genel Eğitim Sekreteri Özcan Atmaca, Eskişehir Şube Başkanı Recai Büyükbeyhan, sendika temsilcileri ile CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı ve Osmaneli Belediye Başkanı Bekir Torun, CHP Bilecik İl Başkanı Ali Özdemir, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Bilecik İl Başkanı Orhan Çağrı Biçen, Vatan Partisi İl Başkanı Feridun Aynur ve Zafer Partisi Bilecik İl Başkanı Kemal Bige de katılarak destek verdi.

ekle2.jpg

İşçiler düzenlenen eylem sırasında “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Direne direne kazanacağız”, “Fabrika bizimdir bizim kalacak”, “Accuride işçisi yalnız değildir” sloganları attı.

“KABUL ETMİYORUZ”

CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün fabrika önünde yaptığı konuşmada, “Yıllardır bu bölgeye hizmet eden, Türkiye'ye hizmet eden ve dünyaya ihracat yapan gerçekten ekonomik olarak üst seviyede olan bir fabrikanın bugün bu noktada tartışılmasının büyük üzüntüsü içerisindeyim. Değerli hemşehrilerim, bu sorun Vezirhanlıların, Osmanelililerin, Bileciklilerin değil, bu sorun Türkiye'nin ekonomik sorunudur. Böylesine bir önemli fabrikanın ihracat yaparak daha fazla çalışması gerekirken eğer ülkede yaşanan bir ekonomik kriz, bu sanayi kuruluşunu vurmuş ise bir başkasına çalıştırılmak üzere 8 milyon euroya, 10 milyon euroya satılabilecek bir fabrikanın 1 milyon euroya bir hurdacıya satılmasını kabul etmiyoruz. Eğer bu fabrika 1 milyon euroya satılacaksa makineleri bu paraya satılacaksa bu fabrikada 255 emekçi arkadaşım var. 195 tane alın teriyle çalışan emekçi arkadaşım var. 65 beyaz yakalı arkadaşım var. Biz her birimiz, bizler dahil olmak üzere 180 bin Türk lirası verip bu makineleri, bu fabrikayı satın almaya hazırız.”

ekle3.jpg

“BİZ BU FABRİKALARI SOKAKTA BULMADIK”

Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar ise yaptığı konuşmada, “Bu fabrika gerek üretim kapasitesi anlamında gerek makine parkuru anlamında gerek verimliliği ve kalite anlamında bugüne kadar hem yurt içi üretimlerinde hem de ihracat üretimlerinde ürünü her zaman kabul gören ve müşteriler defalarca ödüller almış ve yüksek kalite standartlarını bugüne kadar devam ettirmiştir. Bugüne kadar müteakip defalar el değiştirmiş olmasına rağmen dikkat edin. En son sahibi olan fon şirketi biliyorsunuz. Amerika Birleşik Devletleri'nde Meksika'da belli fabrikaların sahibi Almanya. Ve Asya bölgesinde bizim fabrikamızda dahil olmak üzere on üç on dört üretim tesisinin sahibi olarak faaliyet gösteriyorlar. Onlar sanayi kuruluşu olarak sanayicilik yaparak bu faaliyeti sürdürmeyen bir sermaye kuruluşu. Bunlar fon şirketleri. Dünya üzerindeki emekçilerin alın teriyle ürettik. Değerlerden nemalanan ve küresel kapitalizm çerçevesinde dünya üzerinde en çok kar ve getiri nereden ortaya çıkıyorsa. kendi finans kaynaklarını o ülkelere kaydırarak bugün var yarın yok misali kendi kasalarını dolduran kendi banka hesaplarını dolduran. Bugün dünyada bakıldığında Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan seçim sonuçları itibariyle ve öncesinden kendilerine göre aldıkları ekonomik birlikte kendi ülkelerinin sanayilerini korumak maksadıyla belli koruma duvarları örüyorlar, belki belli tedbirler alıyorlar. Diğer taraftan Almanya merkezli, Avrupa, Asya yönetimi bizim fabrikamızın içinde de dahil olduğu bu yönetim grubu kendi ekonomik devamlılığını kendi sanayi ve istihdam devamlılığını. sürdürebilmek için ilk başta Bilecik'teki bizim fabrikamızı gözden çıkarmaya kalkıyorlar. Beyler o Alexander mıdır? O kimse o şirket yöneticileri o şirketlerin kurtarma operasyonlarını yürüten Alman kayyumlarına da buradan sesleniyoruz. Biz bu fabrikaları sokakta bulmadık. Peşkeş çektirtmeyeceğiz.
Eğer ki bir satış süreci ve el değiştirme süreci ortaya çıkacaksa ki şu anda bizim fabrikamız bir iflas süreci içerisinde, sevgili arkadaşlar. Iflas etmesini hukuken gerektirecek bir durum söz konusu değil. Fabrikanın gelir gider dengesi anlamında sürdürülebilir bir dengesi halen devam etmektedir. Fabrikaya daha düne kadar rulolarla, tırlarla üretim yapılmak üzere ham madde girişi devam ediyor. Dünyanın en önemli otomotiv kuruluşları olan Iveco Mar ve Scania gibi yurt dışındaki çok önemli markaların o fabrikanın çalışmasıyla ilgili her dakika haber kolladığını biliyoruz. Buranın yaptığı üretime ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Diğer tarafta Türkiye'deki traktör üreticileri de başta olmak üzere ben burada tek tek marka marka onları ifade etmek istemiyorum. Genel anlamda fabrikanın müşterilerinin her gün buraya gelerek bu fabrikanın yaşamına devam etmesi için haber beklediklerini ve sizlerle de temas ettiklerini biliyoruz sevgili arkadaşlarım. Şimdi hepimiz sanayi işçileriyiz. Yıllardan beri ömrümüzü bu fabrikalarda çalışarak alın teri dökerek biz ekmeğimizi ve hayatımızı idame ettiren insanlarız. Bir fabrikanın müşterisi varsa kendi pazarında kaliteli yaptığı üretimin alıcısı varsa o fabrikanın üretim yapabilecek nitelikli bir makina parkuru ve üretimi varsa o fabrikanın enerjisi varsa o fabrikanın yıllarca emek vererek en profesyonelce o üretimi alnının teriyle göz nuruyla nasırlı elleriyle yapacak işçisiyle emekçisi varsa siz bu fabrikadan ne istiyorsunuz? Ne istiyorlar biliyor musunuz? Onların zaten kasaları dünya üzerindeki az gelişmiş ülkeleri ve emekçileri sömürerek elde ettikleri karlarla, dolarlarla, eurolarla dolu sevgili arkadaşlarım, bugün kendi ülkelerinin. Fabrikaları kurtarmak isterken gelecekte el değiştirip bir sanayi kuruluşu tarafından varlığına güçlü bir şekilde devam edecek ve rakip olarak kendilerini zorlayacak fabrika istemedikleri için her şeyi tamam olan fabrikanın makina parkurunu bir hurdacıya satarak bu fabrikayı gömmek, öldürmek istiyorlar. İşte bizim isyanımız bunlar sevgili kardeşlerim. Sonra da bize diyorlar ki siz çalışacaksınız, üreteceksiniz. Müşterilerimize, taahhütlerimizi, anlaşmalarımız çerçevesinde yerine getiren müşterilerimizden para alacağız, kazanacağız. Ondan sonra da biz eylül ayından sonra sizin tazminatlarınızı güvence altına alacağız. Siz bu masalı kime anlatıyorsunuz kime.
Biz ağzımıza bir parmak bal sürülerek yarın ne olacağı belli olmayan üç kuruş tazminatlarla bilmem nelerle fabrikamızı terk etmeyeceğiz. Bu. Bu konudaki sizin kararlılığınızı da biliyoruz. Duruşunuzu da biliyoruz. Emekçiler bu ülkenin sevgili kardeşlerim en namuslu, en dürüst insanlarıdır. Bunu başkaları dürüst değildir anlamında söylemiyorum. Ama şunu herkesin bilmesi gerekiyor. Biz üretim yaparız. Alnımızın terini dökeriz. Vergimizi öderiz. Daha maaşımız cebimize girmeden neredeyse yüzde 27'lik vergi dilimleriyle yüzde 14'lük SGK primleriyle, fonlarıyla maaşımızın yarıdan fazlasını bu devlete daha ödeyen emekçileriz biz. O maaşımızla cebimize girdikten sonra ÖTV ile, KDV'yle yine vergi ödeyen, yine ödeyen, yine ödeyen emekçileriz. Askerliğimizi yaparız. Vatanımıza sahip çıkarız. Bu ülkeye sahip çıkarız. Ekmeğimize de sahip çıkacağız. Burası. Şimdi sevgili arkadaşlar, bu fabrika bir vücudun nasıl ki kalbi sökülüp alındığında vücudun yaşama şansı yoksa fabrikanın makinalarını da gizli kapaklı apar topar böyle bir hurda şirketine satmakla o vücudu ölüme terk etmek istiyorlar. Bu zaten biraz önce de anlattım. Tamamıyla hukuksuz, tamamıyla hileli ve ayrıca suç niteliği taşıyan bir uygulamadır. Biz hem hukuksal anlamda hem adli anlamda hem de siyasi ve kamusal anlamda gereken bütün başvurularımızı sonuna kadar da devam ediyoruz. Bir kez daha buradan ifade ediyoruz ki bu fabrika emekçinindir. Bu fabrika Bilecik'indir. Bu fabrika bu ülkenin tesisidir. Bu ülkenin canıdır. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi her fabrika bir kaledir. Accuride Bilecik'in kalesidir.” dedi.