Bilgi üretmek
Üst akıl var mıdır elbette vardır. Terörizmle ekonomiyle üzerinize gelir mi elbette gelir..
Ama o üstte siz altta iken başarılı olur. Siz onu anlamadığınızda ya da yanlış anladığınızda başarılı olur. Eğer siz de güçlüyseniz doğru tedbirleri almışsanız eliniz armut toplamamışsa yani o zaman size etkisi minimum olur ya da belki olmaz. Hatta daha da güçlü olursanız üst akıl siz olursunuz.
Yani ya üst akıl ya sizsinizdir ya da o kadar güçlü değilsinizdir.
Mesele üretmekten geçiyor. En çok da bilgi üretmekten, ama o bilgiyi kendi kriterlerinizle ve kendiniz için üretmekten.
Kendisine nasıl itiraz edeceğinizi ya da nasıl karşı koyacağınızı bile dizayn eden bir üst akılla baş etmek zordur. İşin garibi itiraz etmeye kalktığınızda hemen yanı başınızda biten ve sizinle beraber itiraz ettiğini söyleyen bir sürü tanıdık da bulursunuz ama tine itiraz şeklinin belirleyicisi işte hep o üst akıl olur.
Şu an eskiden üretebildiğimiz ve zaten çok da büyük olmayan üretimden vaz geçmiş durumdayız. Onların hemen hepsinin yerine ise güvenlik gereksinimlerimizi ve inşaat sektöründe bir şeyler üreterek hayatımıza devam ediyoruz. Elbette onları da niye üretiyoruz demiyoruz, ama o üretimlerimizin bilgisini ya da genel bilgiyi biz mi üretiyoruz diye düşünmek zorundayız.
Üst akıl bize halkımız için üretim yapmayın mı diyor yoksa?
Tarımda durum bu sene de beklendiği olmayacak ve belki de iklime ayak uydurmak adına yapılması gerekenleri yapmadığımız için her zamankinden daha fazla tarımsal ithalat yapacağız. Ama bunun da altından bir üst akıl çıkacak elbette. Köylerden şehirlere göçün altından çıktığı gibi.
Üst akıl ya da herhangi bir akıl mı acaba bize tarım ürünlerinizi artırmak adına insan hayatını riske edecek katkılar kullanın diyordu. Onları kullansak bile zarar etmeye başladığımıza göre kesin öyle bir şeyler vardı. Kendi tohumumuzu yetiştirmek konusunda yapılan çalışmalar takdire şayan olsa da tarım ülkesi olan bizdik değil mi? O zaman neden daha geçenlerde ve kısıtlı olarak bu üretime başladık ki?
Bilgi derken zaten ben bunlardan bahsediyordum. Hadi endüstri, teknoloji falan gibi alanları ıskaladık ama neden tarım gibi asıl alanımızda bilgi üretme ihtiyacı duymadık. Yaklaşık 300 yılı aşkın bir süre bu topraklarda üretilen orijinal bir bilgi var mı ve varsa da kıymet görüş mü? Atladıysam diye soru eki kullanıyor ve bilenlerden yardım talep ediyorum.
Karma karışık oldu yazı hadi daha çok karıştıralım. Anlaşılan o ki Milli Eğitimimiz bir kez daha baştan sona düzenlenecek ve üst akıl bir kez daha hüsrana uğratılacak. Artık milli ve manevi değerlerine bağlı nesiller yetiştireceğiz. Onların elbette, bu değerlerini korurken alacakları üstün eğitimlerle dünyaya yön vermeleri de sağlanacak. Yani bu güne kadar üst akıl tarafından engellenen bilgi üretme misyonumuzu da bu şekilde geri alacağız. İnanmayan Okullarımızda yaşanan ve yaşanacak olan olağan üstü geliştirilmiş projelere bakabilir.
Ne çok inanmayan var değil mi şu yazdıklarıma, bazen ben bile şüpheye düşüyorum, acaba gerçekten öyle değil mi? Gerçekten hala orijinal bilgiyi üreten biz değil miyiz? Gerçekten Ortadoğu coğrafyasının değilse de fikrinin bir parçası haline mi geldik diye düşünüyorum ama hemen kendimi toparlıyorum.
Elbette inanmak başarmanın yarısıdır diyor ve inanmaya devam ediyorum. Sonra yarısı tamam olanların, tamlarının ne zaman tamamlanacağını düşünmemeye çalışıyorum.
Ama zaten artık inansam ne olur inanmasan ne olur noktasına gelmiş durumdayım ben de bir çokları gibi. Başta da söyledim bu bugünün meselesi değil. Çok eski bir mesele olmakla birlikte yarının da meselesi olacak gibi duruyor. Ders almak gibi bir derdimiz de yok.
O zaman zaten üretemediğimiz bilgiyi kimden alacağımızın tercihine kalıyor her şey. Ama belki de o tercih zamanını bile kaçırarak zorunluluklar çağına girmişizdir dünya ile birlikte. Şimdi o çağı nasıl idrak edeceğimizi seçme şansımız kaldı elimizde sadece
Plan bizim mi?
Kronoloji..
“Terörizm nedir?”
Büyüyen yüzde 2 acaba nerede?..
İçerik doğru ama…
Bilgi üretmek
Siyasi istikrar
Ya hepsi yanlışsa
Amerikan milleti!
Sahi konu neydi









