Her ülkede çok sayıda depresyon araştırması yapılıyor.

Artık bu sözcüğü bilmeyenimiz yok gibi.

Pazar Yazıları'nda bilim dünyasında gerçekleştirilen ama topluma ulaşmayan bilimsel çalışmalara da yer veriyoruz.

Bunlardan biri de, eşi cezaevinde olan kadınlardaki depresyon üzerine yapılan bir araştırma.

Bu durumdaki kadınların depresyon düzeyleri ve bununla başa çıkma stratejilerini inceleyen psikoloji yüksek lisans (mastır) öğrencisi Mesut Karacabey, şu sonuçlara ulaşmış:

- Eşleri cezaevinde olan kadınların yarısından fazlasının depresyon yaşadıkları belirlenmiştir. Bunlar, depresyonla başa çıkmak için kaderciliğe sığınmaktadırlar.

- Bulgulara göre, depresyon ile doğaüstü güçlere inanış arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkilere rastlanmıştır.

- En çok başvurulan yöntem kadercilik iken, nadiren başvurulan yöntem ise sorumluluğu kabul etmedir.

Alıntı:

Stratosfer ve okyanus derinliklerinin keşfi

Bugün hepimiz için çok bildik bir konudur stratosfer ve okyanusun derinliklerini araştırma.

Jules Verne'nin (1828-1905) Denizler Altında, Balonda 5 Hafta ve Ay'a Yolculuk öykülerinin temeli  İsviçreli bir bilim insanı tarafından atılmıştır aslında.

Stratosferi ve Okyanusun derinliklerini ilk keşfeden kişi Profesör Auguste Piccard'dır.

28 Ocak 1884 Basel-İsviçre doğumlu fizikçi, hem üst stratosferi hem de kendi tasarım gemisiyle denizlerin derinliklerini araştırmasıyla dikkatleri çekti.

1930 yılında kozmik ışınları incelemek için balon, 1932'de balon uçuşları için kabin tasarımı gerçekleştirdi ve aynı yıl 17.008 m. yüksekliğe ulaştı.

Araştırmaları sırasında o dönemdeki aygıtların yerden ölçüm yapmakta yetersiz kaldığını gören Piccard, 16.000 m. yüksekliğe çıkabilmek için alüminyumdan yapılmış hava geçirmez küresel bir kabin taşıyan (Bugün uçaklarda kullanılan kabinin ilk prototipi) hidrojen balonu geliştirdi.

1932'de kabin içine yerleştirdiği radyo ile 16.940 m. yükselerek Stratosfere çıkan ilk insan olarak, Ay'a yolculuğun ilk adımını atmış oldu.

Piccard, gökyüzü keşfinden sonra ilgisini Derin denizlere yöneltti ve basınca dayanıklı Batiskaf tasarımını geliştirdi. Piccard, 1948'de insansız, 1953'te ise oğlu Jacques Piccard ile birlikte 3.150 m.'lik dalış yaparak en derine inme rekoru kırdı.

Kendini Gökyüzünü, derin denizleri incelemeye adamış bu bilim insanını kaçımız tanıyoruz?

(Teşekkürler Sn. Semra Dinç.)

Günün Şiiri:

Yaşamak Şakaya Gelmez,

Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi mesela,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani o derecede, öylesine ki,

mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuarda

insanlar için ölebileceksin,

hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

hem de en güzel en gerçek şeyin

yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

hem

Nazım Hikmet Ran