Bir cinayet haberinin düşündürdükleri

“Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’nda bulunan 57. Alay Şehitliği yakınlarında hediyelik eşya satan seyyar satıcılar arasında çıkan yer kavgasında iki kişi öldü” haberi, “Neden bu haldeyiz?” sorusuna yeterince cevap veriyor!
O 57. Alay ki, 19.Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915’te saat 02 45’te “Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir” emrini uygulayan Türk birliği idi..Yarbay Hüseyin Avni Bey’in komutasındaki 57. Alay’ın 628 kişilik mevcudunun tamamı 25-28 Nisan 1915 günlerinde yapılan muharebelerde şehit oldu.
Şimdi onların cesetlerinin toprağa karıştığı yerde, üstelik onların hatırasını pazarlayan vatandaşlarımız üç beş kuruşluk çıkar uğruna birbirini öldürüyor!

***

Mustafa Kemal, daha sonraki günlerde özellikle 14 Mayıs 1915 günü meydana gelen Bombasırtı olayını anlatıyor:
 “Bombasırtı olayı, çok önemli ve dünya harp tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir hadisedir. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiç birisi kurtulamamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur’anı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenlerse Kelime-i Şehâdet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak, cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngüyle çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
Peki bugün bizim içinde bulunduğumuz haleti ruhiye ne âlemdedir? Şehitlerin başında, onların sırtından para kazanmak için birbirini öldürmek nasıl bir ruh gerektirir?

***

Ya Türkiye’yi yönetenlerin, Suriye ile geliştirdikleri dostluk, kardeşlik ve işbirliğini, Amerikan baskısı ile bir çırpıda gözden çıkarmaları nasıl bir ruh gerektirir?
Suriye olayı, Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde, 22 İslam ülkesinin haritasını değiştirmek için girişilen operasyonlardan sadece biridir. “Büyük Orta Doğu Projesi” İslam coğrafyasının demokratikleşmesini, yani yeniden şekillendirilmesini öngörüyor. Projeyi bugünkü haliyle geliştiren, Baba Bush’un danışmanı, tarihçi Bernard Lewis’tir. Projenin hedefi, bu coğrafyadaki bütün milli kimliklerin çözülerek, bütün halkların Orta Doğu kimliğinde birleştirilmesi ve Talabani’nin de yıllar önce ifade ettiği gibi İstanbul’dan yönetilen bir Orta Doğu Birleşik Devletleri kurulmasıdır...
Bunu, İstanbul’da, 1996 yılında, Yapı Kredi Plaza’nın konferans salonunda Bernard Lewis kendisi açıklamıştı!
Bu modele göre Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ve Orta Asya diye 4 federasyon oluşturulacak, bunları da “Ilımlı bir halife” şemsiyesinde, 4’lü konfederasyon yönetimi çekip çevirecekti. Model, 1. Dünya Savaşı öncesinde, İngiltere tarafından Asya’yı yönetmek için tasarlanmış ve hatta uygulamaya da konulmuştu. Mustafa Kemal Paşa ve 57. Alay şehitleri Çanakkale’de işte bu projeyi durdurmuştu.
Aradan yüz yıla yakın zaman geçtikten sonra ABD, aynı projeyi uygulamaya çalışıyor.
İşte Suriye olaylarının perde arkası ve bir cinayet haberinin düşündürdükleri...

Yazarın Diğer Yazıları