Milliyet’in İnternet sitesinde türban tartışmaları hakkındaki haberle birlikte kullanılan ve bir kız öğrenciyi mezuniyet töreninde başörtüsünün üzerine papaz takkesi takmış olarak gösteren bir fotoğraf var!
Şu anda içinde olduğumuz kimlik bunalımını bundan dahi iyi anlatan bir fotoğraf olamaz!
Ya papaz takkesini benimseyen Müslüman erkekler?
Birkaç yıl önce İstanbul Üniversitesi’nin Veliefendi atmeydanında yapılan mezuniyet törenine katılmış ve orada İlahiyat Fakültesi’ni birincilikle bitirmiş gencin de papaz takkesi taktığını görmüştüm.
İslâm ilahiyatçısı, papaz takkesi takarak mezun olur mu? Bir Müslüman, papaz takkesini nasıl takar? Türban için mücadele verenlerin bu konuda niçin bir hassasiyeti yok!
Sadece üniversitelerde değil liselerde ve hatta anaokullarında bile kullanılan bu takkeler, papaz okullarından ve misyoner okullarından yayılmıştır.
Peki neden bu Hristiyan simgesi olan papaz takkesine kimse bir şey demedi de türban veya başörtüsü rejim meselesi haline getirildi? Devletimiz Hristiyanların devleti midir?
Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Genelkurmay Başkanları, üniversite rektörleri, Milli Eğitim Bakanları, papaz takkelerini nasıl hazmetti de başörtüsü ve türbanı yasaklayıp, belli bir oranda siyasal bir hareketin hatta bir sınıf hareketinin simgesi haline gelmesi yolunu açtılar.
Bu konu üzerinde herkesi biraz düşünmeye davet ediyorum.

* * *

Fethullah Gülen’in dört sene önce “füruat” dediği başörtüsü veya tesettür yorumlarını, bugün İslâm’ın birinci şartı ve hatta iman meselesi haline getirmenin, rejimle ilgili bir dönüşümün başlangıcı, hatta bayrağı olduğunu da görmek zorundayız.
Hatta, “Rejim değişecekse değişsin, bu ülkeyi laikliğe sığınarak sömürenlere hadleri bildirilsin” diyenler bile var. Görmüyorlar ki türban da yeni sömürü düzeninin kitleleri uyutma aracına dönüştürülmüştür. İslâm’a yönelik bunca saldırı varken Müslümanların türbana kilitlenmesi, sağlıklı bir durum da değildir; toplumsal bir şizofrenidir!
Yanıbaşımızda bir milyon Müslüman öldürüldü, Kelime-i Şehadet’ten Muhammedûn Resulullah bölümü kaldırılmak isteniyor, Avrupa, “Allah nezdinde hak din İslâmdır” ayetini camilerimizden çıkardı! ABD’nin 21. yüzyıl stratejisi İslâm’ı dönüştürmek ve 22 İslam ülkesinin haritasını değiştirmek olarak açıklandı.
Bu konularda kaç Müslüman mücadele ediyor?
İslâm’ın farzları arasında setri avret vardır. Setri avret namazın şartları arasında geçer. Avret yerlerinin ne olduğu ise bütün çağlarda kadın için de erkek için de bellidir. Son türban formu ise 20 yıl önce yaygınlaşmaya başlamıştır. İslâm tarihinde örneği yoktur. Aslında mezuniyet törenlerinde kullanılan papaz takkesi, İslâmiyetle ne kadar ilgili ise türban da o kadar ilgilidir. (İnternet sapıkları için özel not: Burada örtünmeyi veya başörtüsünü değil, sadece türban modelini kastediyorum.)

* * *


Biz, bize ait olmayan fesi önce modernleşme olarak kabul ederek kısa zamanda İslâmi bir giysi haline getirmiş, hatta İslâm ile özdeşleştirmiş bir milletiz. Şapka devriminde ise Batı’nın fötr şapkasını kabul ettik! Fes için direnenlerden 50 kişiyi idam ettik.
Yani bizde kadınların giysisinden çok, erkeklerin giysisi mesele haline getirilmiştir.
Sonraları dünya tarihini inceleyip, Türk Dünyası’nı, ABD’yi, Rusya’yı ve Avrupa’yı gezince gördüm ki Batı’dan aldığımız Amerikan şapkalarının otantik hali Kızılderililerin, Kazakların, Kırgızların başında da var. Zaten Oğuznameye göre atı ehilleştiren de pantolon giymeyi icat eden de Türklerdir. Demek ki medeni kıyafet diye benimsediğimiz kıyafetlerin kökeni bizdeymiş.
Şule Yüksel Hanım, bu kadar büyük mesele haline geleceğini bilse, türban modasını başlatır mıydı bilmiyorum ama sonunda varacağımız yer koskocaman bir hiçtir!
Papaz takkesi takmayı kabul ettik ve türban modasını rejim meselesi haline getirmeyi becerdik?
Bir de necasetten tahareti becerebilsek! Sadece üstümüzü başımızı değil, öncelikle beyinlerimizi..
Torunlarımız bize gülecek!