Bir garip ziyaret

Bu hafta bizler için dolu dolu, bir hafta olacak. Siz bu yazıları okurken Erdoğan Washington'a iniyor olacak. Washington'da daha önce, Beyaz Saray önünde ve Fethullah Gülen'in Pensilvanya eyaletindeki konutu önünde gösteri yapan, Türk grupları Erdoğan'ın, kalacağı 16'ncı caddedeki St. Regis oteli önünde gösteri yapmaya hazırlanıyor. Sadece orada değil, konuşacağı ve açılış yapacağı yerlerde de.

Bu gösteriler, Erdoğan'ın konuşacağı Brookings Enstitüsü ve Atlantik Konseyi önünde de yapılacakmış. Yani, 3 bin polisle korunan Erdoğan, bu kez protestoları duymak zorunda. Çünkü gösteri yapacaklar, şimdiden gerekli izinleri almışlar bile. Bir de kalacağı otelin, ikinci gizli girişi falan da yok. Ayrıca bu oteli kim seçtiyse, yapılan gösterileri Beyaz Saray'da Obama da duyacak. Zira Erdoğan'ın kalacağı St. Regis oteli Beyaz Saray'a çok yakın. Her Pazar gösteri yapan Türklerin olduğu parkın karşısı.

***

Ankara'nın, Obama ile ikili özel görüşme talebine, ben bu yazıya oturduğum dakikaya kadar, olumlu yanıt verilmemişti. Ayrıca Maryland'da yapılacak cami açılışına, Obama gelmediği gibi Başkan Yardımcısı Biden da, olumsuz yanıt vermiş. Obama'yı toplantı sırasında görebilecek ve yalnızca hal hatır sorabilecek deniyor. Tüm bunları Ankara'yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Blinken ile halledemediler ki Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile Çavuşoğlu bir araya gelecek. Buradan da, son bir çabanın sonuç vereceğini sanmıyorum.

Sevgili okurlarım, daha önceki Cumhurbaşkanı ziyaretlerini hatırlıyorum. Bugüne kadar hemen hemen hepsini izledim, İsmet İnönü, Celal Bayar ve Cevdet Sunay hariç. İnanın darbeci Kenan Evren'in Washington ziyaretinin bile içi bundan çok doluydu. Yemin ederim Cevdet Sunay'ın Disneyland de dahil ABD ziyareti, Erdoğan'ın bu gelişindeki program açısından daha zengindi.

Program garabetlerle dolu. İşin garibi, Yahudi lobilerine söylemediklerini bırakmayanlar, hem elçilik konutu kançilaryada, hem de onların yerlerinde veya otelde, Yahudi lobi grupları ile bir araya gelecekmiş. Anlaşılan çaresiz İsrail ile arayı düzeltmek istiyorlar. Başka konuşma yapacağı, ancak dinleyici listesini Türkiye'den alışık oldukları gibi kendilerinin hazırlayacağı Brookings Enstitüsü ile Atlantik Konseyi toplantıları var. Konuşma yapacağı Brookings Enstitüsü'nde de bilin bakalım kim var. Hani AKP'nin bir dönem milletvekilliği önerdiği ve ekonomi sıkıştıkça yandaş basının sürekli ismini ortaya attığı Kemal Derviş. Atlantik Konseyi eli mecbur, Türkiye başı sıkıştıkça NATO yardımı istemiyor mu? Cami ve Kültür Merkezi'ni de Nisan ayının 2'sinde açacak. Bakalım bu açılışta yanında kim olacak.

***

Gelelim, güncel Reza Zarrab konusuna. Türk basını, bilmedikleri konularla varsayım yapmaya bayılıyor. Ben de Amerikan hukuku konusunda cahildim ama, Türkiye'nin ilk yolsuzluk davası sanığı Engin Civan, ABD'ye kaçtığında öğrenmek zorunda kaldım. Civan'a kefalet biçilmişti çünkü, Engin aynı zamanda ABD vatandaşıydı.

Yayınlanan asparagas ve kafadan atma haberler yolsuzluk sanıklarına yarıyor. Ben Türkiye ile ABD arasında sürekli uçtuğum için biliyorum. Her hava yolu şirketi yolcu listesini uçak havalanırken ineceği alana bildirmek zorunda. Bu kez de Türk Hava Yolları İstanbul'dan havalanınca yolladığı listeden öğrenmiş Amerikalı yetkililer.

Vize verme konusunda anlaşılan, rüşvet iddiaları falan da asparagas. Pazarlık yapma yetkisi de yalnızca savcıda olduğu için, Reza Zarrab savcıyı ilk, Miami'de görebildi. Belki henüz göremedi de bile. 4 Nisan'da yapılacak duruşmada, savcı ile görüşme ve konuşma imkânı olabilecek. Ben Reza Zarrab'ın, ABD'ye teslim olmak için geldiğine de inanmıyorum. Bu konularda haklı olduğumu, duruşmalar ilerleyince göreceğiz. Bence bu baharın sonu renkli geçecek gibi.

Yazarın Diğer Yazıları