"Bir 'istikrar' uğruna ya Rab!"

Bazı dostlar, "Bu seçimde ne olur?" diye soruyor, doğrusu herkes gibi bu sorunun cevabını bizler de arıyor fakat bulamıyoruz.
    Kafamız karışmış durumda...
    Amma işi çoktan halletmiş olanlar da yok değil...
    "Bugün seçim olsa AKP yüzde 47 oy alır!" diyor, GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş. Haber, tabii ki yandaş gazetelerden biri olan Yenişafak'ta. 
    CHP'nin oyu yüzde 25, MHP'nin oyu ise yüzde 15'miş. HDP ise "Yüzde 9'un altında" diyor. Demek ki, en az yüzde 8. Öyle olmasa, "Yüzde 8'in altında" derdi.
    Aklımızla alay edildiğini daha iyi anlamak için GENAR'a göre partilerin bugün seçim olsa alacakları oy oranlarını alt alta bir toplayalım istiyorum:
    AKP: 47
    CHP: 24
    MHP: 15
    HDP:   8
Toplam:  94
    Siz buna AKP-BBP ittifakının en az yüzde 4 oy alacağını ekleyin, etti mi size yüzde 98. Kalan yüzde 2'yi her seçimde ortalama yüzde 6-7 oy alan bağımsızları eklerseniz, etti mi yüzde 103?
    İyi de, oy pusulasında seçimlere giren daha 20'den fazla parti var ve bunların her birinin, yıllar içerisinde, bileklerini kessen başka partiye oy vermeyecek kemikleşmiş bir seçmen tabanları oluşmuş. Bu durumda seçmen oranı yüzde 110 oluyor, AKP bunun yüzde 47'sini alıyor, öyle mi?
    Sayın araştırmacının ilginç bir iddiası da, "HDP barajı aşsa bile, AKP'nin 300 milletvekili çıkaracağı" iddiası...
    Alt alta yazıp toplasan da, yan yana yazıp toplasan da HDP barajı aşarsa AKP'nin milletvekili sayısı 260'lar civarında oluyor...
 "Olsa-olsa" hesabıyla dahi 275. Peki, sayın anketçi niye, "AKP 300" diyor?
Dedik ya, bu çalışma bilimsel anket soslu bir algı oluşturması. Mesele seçmene, "Bu iş bitmiş" dedirtmek. AKP'ye oy vermeyecek olan vatandaşa, "Nasıl olsa sonuç değişmeyecek, öyleyse sandığa niye gideyim ki" rehaveti vermek!
"AKP yüzde 47" ve "en az 300 milletvekili" derken ileri sürülen "istikrar" gerekçesi ise gerçekten çok ironik? 
Neyin istikrarı? 
Sayın çok çok büyüğümüz tarafından her gün bazen günde birkaç yerde birkaç kere milletin bir kesiminin, bir meslek kuruluşunun azarlanması, elde bilgi, belge delil olmadan milletin önünde suçlu ilân edilmesinin "istikrarı" mı? 
Kadın cinayetlerinin, zinanın serbest bırakılması yüzünden artan fuhuş ve yıkılan yuvaların "istikrarı" mı?  
Ödenemeyen kredi kartı borçlarının, dağlar gibi yığılan haciz dosyalarının, intihar eden iş adamlarının, önlenemeyen domuz gribinin ve lüks otellerde ithal domuz etinin aşçılardan bile saklanarak normal et gibi satılmasının, marketlere domuz etinin girmesinin "istikrarı" mı?
"PKK'nın sürekli silahlanmasının, şehirlere el koymasının, güvenlik güçlerini katletmeyi sürdürmesinin" ve fakat "Öcalan'a terörist denilememesinin" istikrarı mı?
Ege'deki Türk adalarının Yunanistan tarafından önce işgali sonra ilhakının "istikrarı" mı? Her gün bir ülkenin ve en son Papa'nın "Türkler, Ermeni soykırımı yapmıştır" kabullerinin "istikrarı" mı?
"Mücahitlerin-müteahhit" olmasının, "siyasetin zenginlik aracı" haline getirilmesinin "istikrarı" mı?
Sınırlarımızda PKK çaputlarının dalgalanmasının, Diyarbakır'da Barzani'nin "Kürdistan'a hoş geldiniz" diyerek karşılanmasının, Barzani'nin bile, "Bu kadarını beklemiyordum" şaşkınlığının "istikrarı" mı?
15 bin lira maaş alan milletvekillerine, emekli olduklarında zam olarak 750'şer  lira verilir ve ek imkânlar sunulurken, SSK emekli dul ve yetimlerine yüzde 2'lik, 3'lük artışlar sağlayıp, "Emeklileri hayat pahalılığı karşısında ezdirmedik, bizim dönemimizde satın alma güçleri yüzde 150 arttı" demeleri, amma "simit hesabı yapamaz" hale gelmelerinin "istikrarı" mı?
    Hakikaten öyleyse...
    Ne diyelim?
    Ama GENAR Başkanı bir yerde, "Sonuçları seçimlerde yapılacak vaatler belirleyecek" diyerek "bilimselliğini" garantiye alıyor?
    İyi de, bu "vaat" nereden çıktı?
    Hani, "istikrar!"dı?
    Evet, "Bu seçimde ne olur?" diyen dostlar, ben böyle "istikrara" oy vermeyeceğim inşallah. Seçmen ne der, onu da yaşayanlar görecek, tarih yazacak. 
    Yalnız "istikamete" baktığınızda "varılacak köy" hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. 
Alman tarihi uzmanı, Michigan Üniversitesi öğretim üyesi İngiliz tarihçi Geoff Eley (Hürriyet, 13 Nisan 2015) bunu yapmış ve Türkiye'nin bugünkü durumu için,  "Weimar Cumhuriyeti'nin son dönemine benziyor" demiş!
    Bilmeyenleri zahmete sokmayalım,"Weimar'ın sonu, Hitler"di...
    Hayırlı "Yüzde 47'ler" ve hayırlı "300 milletvekilliği"...
    Zaten en istikrarlı yerler, (son zamanlarda arada sırada ayılar dadansa da) mezarlıklardır...

 

Yazarın Diğer Yazıları