Bir kişiye bağımlı Türkiye

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Anayasa değişikliğine yönelik sorularımı yanıtlarken, Türkiye'nin gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Feyzioğlu neden il il, kasaba kasaba gezerek hayır denilmesi gerektiğini gazetemize açıkladı.

Soru: Neden evet değil de hayır?

Prof. Dr. Metin Feyzioğlu: Aslında bizim kampanyamız bilgilendirme kampanyası. Bu değişikliğin içeriği nedir? Çünkü gördüğümüz şu, evet denilmesini isteyenler ve bunun öncüleri ellerinin, avuçlarının içinde bir şeyi gizliyorlar.

Diyorlar ki buna evet deyin. Bizim yaptığımız avuçları açıyoruz evet mi hayır mı ne diyorsunuz biz hukukçu gözüyle içeriği anlatıyoruz ve hayır diyoruz, siz ne diyorsunuz?

Öncelikle namus borcudur gidiniz tercihinizi yapınız evet diyebilirsiniz hayır diyebilirsiniz ama mutlaka sandığa gidin diyoruz.

Vatan borcudur, namus borcudur yerine getirin diyoruz. Fakat tercihinizi yaparken bilgilenmiş olun diyoruz. Biz bilgilendik, sizi bilgilendirmeye geldik düşüncemiz şu sebeplerle hayır, bizi dinleyin kendi değerlendirmenizi yapın diyoruz.

Denetimsiz tek adam rejimi

Soru: Yargının etkilenmesi ne sonuç doğurur?

Prof. Dr. Metin Feyzioğlu: 15 Temmuz sebebiyle mutlaka Başkanlık Sistemi'nin gelmesi gerekiyor diyorlar ya bir kere getirilmek istenen Başkanlık Sistemi değil.

Getirilmek istenilen denetimsiz tek adam rejimi, ABD'yle hiç ilgisi yok.

Ama asıl şunu söyleyeyim 15 Temmuz'a bizi taşıyan sebep Türkiye'nin çok demokratik olması değil tam aksine giderek daha fazla demokrasiden uzaklaşmış olmasıydı.

Çünkü demokrasiyi sağlayan sadece seçim değil, seçimin yanında yargının bağımsızlığıdır. 2010'da küresel kuklacıların bir projesi olarak hazırlanan anayasa değişikliği paketi yargının ele geçirilmesini sağladı.

Fethullah Gülen cemaatinin yargıyı ele geçirmesine iktidar partisi paylaşımda "buyurun yargı sizin" diyerek yol verdi. Ele geçiren 2010 değişikliğini birlikte yaptılar yani Fethullah Gülen cemaati bunu tek başına yapmadı.

Küresel kuklacılar 2010 değişikliğini kaleme aldılar, iktidar partisinin önüne getirdiler. İktidar partisi "bu çok güzelmiş, bize çok büyük yetkiler veriyor yargı da bizim oluyor" dedi.

O vesileyle demokratik tüm kurumlar, millî tüm unsurlarından arındırıldı.

Millî unsurların yerine gayrimillî ve kökü dışarıda, küresel kuklacılara bağımlı yapı taşları konuldu yerlerine. Böylece yargı eliyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin beynine, omurgasına balyoz indi.

Sonuç, gördük ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içine yargı eliyle yapılan temizlikten sonra Gülen cemaati yerleşmiş. Gülen cemaati dolu bir yere yerleşmedi. Önce boşalttılar daha sonra yerleştirdiler.

Demek ki bizi 15 Temmuz'a getiren neymiş? Demokratik kurumların güçlü olması değil, kurumların aşındırılıp yerine denetimsiz bir yönetimin yerleşmesiymiş.

Şimdi daha da denetimsizini getirmek için uğraşıyorlar.

Soru: Anayasa değişikliği için size fikir danışıldı mı?

Prof. Dr. Metin Feyzioğlu: Hayır, inisiyatifi bizim kullanıp görüş bildirmemizin ötesinde mutlaka bu imza sahiplerinin veya Meclis Başkanlığının bize sorması lazımdı.

Soru: Başbakan kalkıyor ve yetkileri Başkan'a veriliyor sıkıntı nerede?

Prof. Dr. Metin Feyzioğlu: Başkan'a ise bugünkü Başbakan'dan bile fazla yetki veriliyor. Bugünkü Cumhurbaşkanı'yla kıyaslamasın kimse, bugünkü Cumhurbaşkanı'nın seçilmiş olmasına rağmen anayasadan kaynaklanan yetkileri, parlamenter hükümet sistemi olduğu için az.

Doğal olarak kıyaslanacak olan Başbakan. Başbakan'ın sorumluluğuyla mukayese etmek lazım, Başbakan ortadan kalkıyor Başbakan'ın yerine geçiyor ve bugünkü Başbakan'ın denetlendiği kadar da denetlenmiyor, tamamen denetimsiz bırakılıyor. Meclis işlevsiz, yargı ayağına gelin, Anayasa Mahkemesi Başkanı kararnameleri denetleyecek.

Meclis'in pek çok konuda kanun çıkarması yerine, başkanın kararnameleriyle Türkiye'nin yönetilmesi öngörülüyor. Bu kararnameleri denetleyecek olan Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinin 12 üyesini Başkan atıyor.

Meclis Başkan'ın kararnamesini etkisiz kılmak için kanun çıkarabilir ama meclisteki çoğunluk kim?

Başkan'ın Parti Genel Başkanı şapkasıyla Milletvekili adayı yapıp seçtirdiği kişiler. Dolayısıyla Başkan'a rağmen Başkanı denetleyebilecek bir yapının oluşması mecliste önleniyor.

Denetlemez ama denetlemeye kalktı diyelim Başkan'ın elinde bir düdük var çalıyor fesih ettim seni diyor.

Yarın: Türkiye'nin sürüklendiği yer

Yazarın Diğer Yazıları