Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

Bir "kusursuz cinayet" işlendi!

Türkiye'de yine bir "kusursuz cinayet" işlendi!

*

Ülkenin en çok satan (ve okunan) gazetesinin başyazarı Rahmi Turan, bir "kulis" haberi yazdı, ortalık karıştı.

İddiaya göre, "Bir CHP'li gizlice saraya gidip Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüş ve CB da ona 'Sen CHP genel başkanı olacak adamsın, ben de sana yardım ederim' demişti!"

*

Herkes bu iddianın peşine düşmüşken, yazarından 1,5-2 gün hiç ses çıkmamıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yalanlamasından ve "Bunu yazan ortada yok" demesinden sonra açıklamalar ve itiraflar peş peşe gelmişti.

*

Tekrar ayrıntılara girmeyeceğim.

Herhalde İletişim Fakültelerinde örnek olay (vaka) olarak kayda geçmiştir.

Olaydaki "anahtar sözcükler" şöyle:

Rahmi Turan, gizli CHP'li, Muharrem İnce, gizli AKP'li, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Talat Atilla, Uğur Dündar.

*

Rahmi Turan, ilk açıklamasında, bir kaç kez adı geçen gizli CHP'liyi telefonla aradığını söyledi.

(Sonra da "O kişi Muharrem İnce'dir" dedi.)

Ama, İnce hemen yanıt verdi: "Birbirimizde telefonlarımız var. Beni bir kez bile aramadı!"

*

Rahmi Turan, yine önce "Bana haber veren kaynak, AKP'den çok iyi haber alan bir kaynak" dedi!

Toplum, bu kişinin AKP'li olduğunu düşündü.

Sonra Rahmi Turan, "kaynağını" açıkladı!

"Kaynağım Talat Atilla'dır!"

Sonra "kaynak" açıklama yaptı:

"Haberin asıl kaynağı CHP'lidir" dedi!

"Yangın olur biz yangına gideriz…"

Vee, her şey iç içe girdi, birbirine karıştı:

Sırlar sırlar içinde, sandık sandıklar içinde…

Yangın yerine döndürülen Türkiye'de hepimizi "itfaiyeci" yaptılar ve bu türküyü söylettiler:

Yangın olur biz yangına gideriz,

Düz ovada keklik gibi sekeriz,

Yokuşlarda şahin gibi uçarız.

*

Sandık sandıklar içinde çok şanımız var,

Hazreti Mevla'ya yalvarmamız var.

*

Beyoğlu'ndan kalktık sandık selamet,

Galata'ya vardık koptu kıyamet,

Hurşit Reis sandık sana emanet.

*

Ancak, "yangını kimse söndüremedi."

Açıklamaların hangisi doğru idi ve niçin sürekli yalan söylendi?

Bunlar net olarak anlaşılamadı.

Hatta, anlamak için soru soranlar korkutulmaya çalışıldı.

*

CHP'ye kurulan kumpasın içinde kimler vardı ve hangi ilişkiler içindelerdi?

Talat Atilla "ajan" ise, onun sahibi olduğu internet sitesinde uzun zamandır Rahmi Turan niçin köşe yazıyordu? (En çok satan gazetenin başyazarının buna ne ihtiyacı vardı ve bu "ne desteği" idi?)

*

Olayda adı gecen herkes birbirine çılgınca saldırmaya başlamıştı.

*

Sonuç şu:

Su nerde? İnek içti. İnek nerde? Dağa kaçtı. Dağ nerde? Yandı bitti, kül olduuuu.

Katil ve kurban aynı kişidir

İkinci sonuç.

Ya da sonuca farklı bir bakış şudur.

Son hafta içinde Türkiye'de "kusursuz bir cinayet" işlendi.

Kusursuz cinayet, "gerçekliğin öldürülmesidir."

Bu kavram Fransız sosyolog ve felsefeci Jean Baudrillard'a aittir.

*

Baudrillard'a (Okunuşu: Bodriyard) göre, kusursuz cinayet, "gerçekliğin katli ve yaşamsal bir yanılsama"dır.

Burada ne katiller, ne gerçek nedenler ve ne de "gerçeğin cesedi" bulunabilmiştir.

*

Kusursuzluğun kendisi cinayettir.

*

Ve bu kusursuzluk yeniden üretilebilir. (Aman dikkat!)

*

İşin en ilginç tarafı kusursuz cinayette gizem, katil ve kurbanın kim olduğu birbirine karışır.

Burada nesne ve özne bir olur.

Baudrillard, "Katil ve kurban aynı kişidir" der.

Yazarın Diğer Yazıları