Bir madencimizin anlattıkları

Gemilerimiz Akdeniz'de ve Karadeniz'de petrol ve doğalgaz arıyor. Karadeniz'de zengin doğalgaz bulundu. İnşallah bütün derdimize derman olur.

Bir madencimizin aktüel konuyla bağlantılı, hatıraları üzerinde duracağız.

Hulûsi Turgut, eski MTA Genel Direktörü Sadrettin Alpan'ın hatıralarını yayınladı.  Kitabın üst başlığı "Maden Bilimcilerin Duayeni". (Doğan Kitap, 495 s.). "İnsanı maden yaşatır" diyen bu ismi çok kişi ilk defa duyuyordur.

Hulûsi Bey, sürekli üretiyor. Nasıl zorluklar aştığını, kaç yıl geçse de hedefinden şaşmadığını ve mutlaka netice almak istediğini burada yeri geldikçe yazdım. (Molla Mustafa Barzanî ile 1960'lı yıllarda, görüşebilmek için nelerle karşılaştığını"Barzani Olayı" kitabında okuyabilirsiniz.)

Hulûsi Turgut'un elinde, yayınlanmasını merakla beklediğimiz bir dosya daha var. Bahsetmiştim… Alparslan Türkeş'le uzun bir konuşma yaparak "Şahinlerin Dansı" (492 s.) adıyla yayınladı. Bu yarısı. Bin sayfayı bulacak kitabı yakın zamanda baskıya verecek.

Petrole muhtaç, gaza muhtaç, bilumum kıymetli madene muhtaç bir ülkede yaşıyoruz. Bir "maden bilimci"nin hayatı dikkat çekmez mi?

1924 doğumlu Doç. Dr. Sadrettin Alpan, 1960-1978 arası MTA'nın genel direktörlüğünde bulundu.

Eserin girişinde, Sadrettin Alpan'ın "Önsöz"ü; Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal'ın, MTA Genel Müdürü Cengiz Erdem'in, Prof. Dr. A. M. Celâl Şengör'ün ve Hulûsi Turgut'un sunuşları yer alıyor.

Hulûsi Turgut "Maden bilimcilerin rol modeli Sayın Alpan'ın yaşam öyküsü, olağan­üstü sahnelerle dolu. O sahnelerde, savaşlar da var, kalkınma da... / Sayın Sadrettin Alpan'ın anılar dağarcığındaki şifreleri, ancak iki yılda çözebildim. Ulaştığım, heyecan verici bu bilgi ve belgelerle, uzun meslek yaşamımda ilk defa karşılaşıyordum. Sayfalar arasında gezinirken, sizlerin de aynı heyecanı duyacağınız inan­cındayım." diyor.

Kitapta bilmediğimiz o kadar çok şeyi öğreniyoruz ki… Sadrettin Alpan, İkinci Dünya Savaşı sürerken eğitim için İngiltere'ye gönderiliyor. Yanında beş öğrenci daha var. Vapurla gidiyorlar, geminin sağına soluna bombalar düşüyor. Bir ay sürüyor yolculukları. Londra'da ders görürlerken Almanlar şehri bombalıyordu.

Türkiye'ye dönüşünde MTA'da çalışmaya başlıyor. Muğla'da krom, Uludağ'da volfram yataklarını o keşfediyor.

Sadrettin Alpan, MTA'nın genel direktörlüğünden ayrıldıktan sonra BM'nin New York'taki merkezinde Bölgelerarası Danışmanlık görevine getiriliyor. 1979-1991 yılları arasında 47 ülke için sanayileşme ve kalkınma projeleri hazırlıyor.

1982'de Çin'e gidiyor. Mao ölmüş, Çin arayış içinde. Yetkililerle toplantı yapıyor. Sadrettin Alpan anlatıyor:

"…Soru yağmuruna tutuldum… Görevliler sırayla kalkıyor, ellerindeki kağıttan yaklaşık bin sayfalık soru metnini okuyorlardı... Soruların hepsi birbirine benziyordu… Bir kaçını sıralamak istiyorum: / Kapitalizm ile özel teşebbüs arasında fark var mı? / Özel teşebbüsün uygulandığı ülkelerde yatırım nasıl yapılıyor?…" (s. 386).

Hemen bütün sorular kapitalizm ve özel teşebbüsle ilgili. Sadrettin Alpan soruları tek tek cevaplandırıyor.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin serbest piyasaya geçişinde bir Türk'ün de payı var.

Çinliler, "Biz biliriz." dememişler, sorarak öğrenmişler. Daha kime ne sordularsa, kıyaslayarak yeni rejime geçmişler. Eski rejimle yeni rejim arasında tek değişmeyen Doğu Türkistan'da Türklere zulüm.

 

Yazarın Diğer Yazıları