Bir S-400 kaç ton domates eder

İlk okulda öğretmenler çocukları şaşırtan bir soru sorarlardı:

1 kilo demir mi ağır, yoksa bir kilo pamuk mu?

Biz çocuklar genelde pamuk daha fazla hacim tuttuğu için demir derdik. Çok azımız da demirin ağır olduğu yönündeki algıdan dolayı demir derdi.

O dönemin gülerek geçtiğimiz sorusunu ben şöyle değiştireyim:

Bir S-400 mü ağır, yoksa 50 bin ton domates mi?

Boşuna kafanızı yormayın. İlginç istatistiklere imza atan ekonomist Özcan Kadıoğlu bu sorunun yanıtını hemen açıklamış.

Türkiye 2016 yılında yani uçak düşürülmeden hemen önce Rusya'ya 480 bin ton domates satıyordu. Bu ihracata karşılık ortalama kilogram fiyatı 0,5 dolardan 238 milyon dolar gelir elde ediyordu.

2,5 milyar dolara alacağımız S-400 füzeleri için 227 bin 500 TIR dolusu domates göndermemiz gerekiyor. Bu da yaklaşık 100 yıl sürüyor. 1 TIR'ın 22 ton aldığını düşünürsek ve hepsini arka arkaya dizdiğimizde 3 bin 100 kilometre yapıyor.

Daha açık bir ifade ile Antalya ile Moskova arası da 3 bin 100 kilometre olduğu düşünülürse, bu kadar yolu domatesle doldurmuş olacağız.

Türkiye yaklaşık 2 yıldır Rusya'ya domates satmak istiyor.

Rusya ise bu domatesler için sürekli olarak bahaneler üretiyor.

En son haber cuma günü geldi ve Rusya 50 bin ton için firma kısıtlamasını kaldırdı.

Türkiye'de bu haber neredeyse birçok gazetede birinci sayfadan verildi.

Zaten havuz medyası bunu Türkiye'nin zaferi olarak duyurdu.

Buyurun hesap kitap yapın.

Rusya bir S-400 ile yaptığı ticarette tek kalemde 2,5 milyar dolar kazanıyor. Sadece bununla da kalmıyor. Türkiye'nin birkaç tane daha alması söz konusu.

Bir CD ile işi bitiriyor

Rusya'yı bir kenara bırakalım ve Amerika'ya geçelim.

Günlük hayatımızın vazgeçilmezi bilgisayarlar. Her iş yerinde ve her evde var olan bu cihazlardaki Windows için ödenen parayı biliyor musunuz? Ortalama 200 USD. Yaklaşık 400 kilo domates ediyor. Ufacık bir yazılım CD'sini gözünüzün önüne getirin bir de 400 kilo, kasa kasa domatesleri.

Peki bu cihazlardaki diğer programlar. Mesela olmazsa olmaz ofis programı. 300 dolardan aşağısı yok. Alın size 600 kilo domates. Başka hiçbir program kurmasanız bile bin kilo domates karşılığında bir CD alacağız. Gerçi teknoloji artık CD'leri de kaldırdı. Havadan internet yolu ile 5 dakikada iniyor.

Bu iki örnekte gördüğünüz gibi Türkiye'nin sorunu katma değeri yüksek ürünler ihraç edemememiz.

Sürekli olarak katma değeri yüksek ürünler için milyar dolarlar ödememize rağmen biz, kamyonlarca dolusu ürünleri göndermek zorunda kalıyoruz.

Cep telefonlarına Türkiye her yıl 2 milyar dolara yakın para ödüyor.

Bunun için oturup domates patlıcan hesabı yapmaya gerek yok.

Bu kafa ile Türkiye'nin cari açığı hiçbir zaman kapanmaz.

Türkiye artık üretmiyor. Ürettiği ise katma değeri düşük ürünler. Domates, patlıcan elbette üreteceğiz ama bunu kendimiz için üreteceğiz. Türkiye, kalkınması ve içinde bulunduğu kısır döngüden kurtulması için mutlaka ihracat politikasını değiştirmek zorunda.

Şimdi size o soruyu günümüze uyarlayarak soruyorum:

Bir S-400 mü daha ağır, yoksa 50 bin ton domates mi?

Bu arada S-400'ler sadece 6 TIR ile taşınacak. 50 bin domatesin ise kaç TIR ile taşınacağını oturup siz hesap edin.

Yazarın Diğer Yazıları