Bir valimizin 'tasarruf' mektubu

Ülkemizde iz bırakan valilerimizden Refik Arslan Öztürk'ü yakın zamanda kaybettik. Onun Niğde Valisi iken hekimlere yazdığı 24. 01. 2003 tarihli "tasarruf" mektubunu vereceğim. Bu mektup sadece doktorlara değil; herkese ve hususiyetle devlet erkânına örnek olacak bir mektup: 

Değerli Doktor Arkadaşım; / Geçtiğimiz yılın ilk aylarında sizlerle, serbest çalışan eczacıların, daire müdürlerimizin ve Kaymakamlarımızın katıldıkları toplantılar düzenlemiştim. İl merkezi ve ilçelerde yapılan bu toplantılarda ilaç ve tedavi giderlerindeki savurganlığın ulaştığı korkunç boyutu anlatmaya çalışmıştım. Yetinmemiş mektup yazmıştım.

O toplantılarda şunları söylemiştim:

"İnsanlarımızın çoğu işsiz, ilaçsız, fakir ve fukaradır. Kadınlarımız kış ortasında terlikle gezmektedir. Memur olan bizlerin yerinde olmak isteyen yalnızca Niğde'de 300 bin insanımız mevcuttur. İşimizin kadrini, insanlarımızın kıymetini bilelim ve görevimizi yaparken ülkemizin gerçeğini ve geleceğini düşünelim. Aksi halde dizinin dermanı kalmamış, boynu bükük, borç veren ellere elini açmış bir ülke oluruz. Çoluk-çocuğumuz perişan olur. 2001 yılında yatırımlara 8, iğneye-ilaca 21 trilyon lira para harcayan Niğde'yi kalkındıramayız, Niğdelilerin vebali altında ezilir kalırız"

2002 yılında ise durum şöyledir. İlin topladığı vergi 62 trilyon, ilaç ve tedavi gideri 26, yatırım ödeneği ise 16 trilyon liradır.

Uzun uzun düşünmeniz için, aklınızı ve vicdanınızı ortaya koymanız için ve reçetenizi yazarken bu gerçeği hatırlamanız için yazıyorum bu mektubu.

Ve diyorum ki böylelikle bilmediğiniz bir yerdeki okulun temeline, bir barajın suyuna, kurulan bir fabrikanın dişlisine ve bir fakirin sofrasına katkı sağlamış olursunuz. İyi dileklerimi sevgi ve saygılarımı sunarım.

Refik Arslan ÖZTÜRK

Niğde Valisi

Refik Arslan Öztürk hemşehrim. Eski vali ve müsteşarlarımızdan Fahri Öztürk'ün küçük kardeşi, gazeteci Saygı Öztürk'ün ağabeyidir. Saygı yakın zamandan "Vali Bey" kitabını çıkartacak. "Vali Bey"in devlet erkânının el kitabı olacağından eminim.

Refik Arslan Öztürk, örnek çalışmalar sergilemiştir. Ben şahidim. Bir tarihte Anadolu şehirlerini dolaşıyor, "Anadolu Uyanırken" başlığı altında seri röportajları yapıyordum. Yolum Niğde'ye de düştü. O zaman yazdığım gazetenin Niğde temsilcisi: "Niğde Valimiz çok iyi bir insan. Daha geleli 8-9 ay olduğu hâlde halka kendisini sevdirdi. Sabah 7.00'de işe başlar. Her gün önünden geçtiğimiz hâlde bizim bile bilmediğimiz Esen Bey Türbesini ortaya çıkarıp tamir ettirmeye başladı." demişti.

Makamında ziyaret ettim. Derin hemşehrilik muhabbetinden sonra yaptıkları ve yapacakları üzerine konuştuk. Her gittiği ilde tarihî mirasımızı öne alıyordu:

"Önce Bilecik'te vali idim. Gelirken Osmanlı İmparatorluğu'nu kurmuş atalarımızın yok olmaya mahkûm edilmiş, viran olmuş türbelerinin bakımı ve ihyası için 7 yıl hiç durmaksızın çalışmış, değerli büyüklerimize hizmet etmenin yüksek şereflerine erişmiş ve Cumhuriyetimize emanet edilmiş bu büyük insanların mekânlarını iyileştirmiş olmanın moraliyle gelmiştim. Burada Osmanlı'nın yanında Selçuklu, İlhanlı ve daha eski Bizans kültürlerini de buldum. Yine onların türbelerini düzenlemekle, düşmüş taşlarını yerine koymakla işe başladım."

Refik Arslan Öztürk az bulunur bir devlet adamı örneği idi. Allah rahmet eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları