Bitkilerin bildikleri...

Belaruslu Bilim İnsanı Dr. Slava Konstantinovna Firsakova diyor ki: "Doğaya bakın, ondan öğreneceklerimiz var. Doğa durmaksızın çalışıyor, kendini arındırıyor, ilk çağlardaki dengeyi yeniden bulmaya çalışıyor. Sonsuzluğu bulmaya..."

Evet öyle var ki "öğreneceklerimiz", araştır araştır bitmiyor ve iyi ki bitmiyor, çözdükçe ve saygı duydukça doğaya, kazanıyor insan.

Doğabilimcilik bilimsel araştırının ve bilginin en önemli bileşenidir, onsuz olunamıyor. Doğabilimcilik canlının gizlerini çözerek, bitki ve hayvan organizmalarının yaşam faaliyeti süreçlerini semereli biçimde yönetmeye, bitki ve hayvan özlerini değiştirmeye, önceleri sağalmaz sanılan hastalıklarla mücadele etmeye, hatta klinik ölüm durumunda olan hayvan ve insan organizmasını canlandırmaya başlamıştır. Bütün bunlar bize kesin olarak şunu gösteriyor: Yaşam doğaüstü akılla algılanabilir bir olay değildir, tamamen doğal özdeksel bir süreçtir. 

Doğabilimciliğin en önemli bölümü elbette bitkilerdir. Bitkileri tanıdıkça kazanıyoruz, şaşalıyoruz, doğaya dost oluyoruz kendimizi de biliyorsak.

Yeni bitirdiğim bir kitap var, adı: "Bitkilerin Bildikleri", Metis Bilim Yayınları arasından çıkmış. Yazarı; İsrail asıllı Amerikalı bir biyolog Daniel Chamovitz, halen Telaviv Üniversitesi Yaşam Bilimleri Fakültesi'nin dekanı.

Chamovitz kitabını, "Bitkilerin Gördükleri", "Bitkilerin Duydukları", "Bitkilerin Hissettikleri", "Bitkilerin Hatırladıkları", "Bitkilerin Konumlarına Dair Bildikleri" gibi bölümlere ayırmış, her bölüm birçok değerli ve yararlı bilgiyi içeriyor. Bu bilgilerin birçoğunun ilk kaynağı ise Darwin'in yaptığı araştırmalar. Bunların bir bölümü geliştirilmiş, ileri götürülmüş, bir bölümü ise hâlâ geçerli ve aşılamamış.

Ve bu kitabı okuyunca insan, İsrail'in bitki ve gen teknolojisinde, tohum teknolojisinde nasıl bu denli ileri gittiğini, çölde bir mucize yarattığını anlayabiliyor.

Bu kitaptaki bilgileri başlıklar halinde özetle aktarmaya çalışacağım sizlere, alıp almamak, okuyup okumamak sizin kararınız:

-Bitkilerin merkezi sinir sistemleri ve beyinleri yok, ama duyuları var.

-Bitkiler görürler ama gözleri yoktur. Bitkiler bazı renkleri ve ışıkları görüyorlar. Hem hayvanlarda hem bitkilerde kriptrokrom adı verilen mavi ışık reseptörleri var.

-Bitkilerin hepsi ışığa doğru eğilirler. Işığa yönelen gen; bitki, hayvan ve insanlarda var.

-Tütün bitkisi gördükleri son ışığın rengini hatırlıyor.

-İtdolanbacı gibi kimi bitkilerin dokunma duyuları bizimkinden on kat daha fazla hassas.

-TCH genleri ve Venüs Kapanı nedir?

-Bitkiler dokunuşu hisseder ama acıyı hissetmezler.

-Bitkiler duyarlar mı? Duymuyorlar. Yaklaşık 400 bin bitki türü yüz milyonlarca yıldır tek bir ses duymadan yaşıyorlar.

-Bitkiler koku yaymaları yanında, koku da alırlar.

-Tırtıllar ve ağaçların uyarı mesajları. Söğüt ağaçları komşuları tırtılın saldırısına uğradığında bunu anlıyorlar.

-Bitkiler aşağı ve yukarıyı nasıl anlıyorlar. Neden kökler aşağı dallar hep yukarı büyüyorlar, tersine çevrilseler bile? Bitkiler yer çekimine duyarlılar mı? Yer çekimini nasıl algılıyorlar?

-Hareket hormonu, dans eden bitkiler.

-Bitkilerin belleği var ama bu bellek, yöntemsel bir bellek.

-Bitkiler nesilden nesle stres aktarımı yapıyorlar.

-Bitkilerde zekâ var mı?

Yazarın Diğer Yazıları