Bitti artık!

Artık her şey bitti.

Perde indi ama AKP sahneden inmemekle ısrar ediyor.

AKP ekonomik bir kriz sonrası geldi.

Tüm yasal alt yapıları hazırlanmış, reform süreci tamamlanmış bir paketi kucağında buldu.

Bu paket AKP'yi 2009 yılına kadar götürdü.

2009 yılındaki global kriz Türkiye'yi teğet geçti denildi. Oysa teğet filan geçtiği yoktu. Kriz bizi sert bir şekilde vurdu ama bu kriz global olduğu için Amerika'nın kendini kurtarmak için başlattığı QE yani parasal genişleme politikası kurtuluşumuz oldu.

Türkiye 2010 yılına gökten adeta para yağıyormuş gibi girdi. Amerika Merkez Bankası'nın daha mürekkebi bile kurumamış banknotları Türkiye gibi birçok ülkeye adeta yağdırıldı.

Bulgaristan, Hindistan ve Polonya gibi ülkeler bu parayı hemen üretime soktu. Fabrikalar yaptı, teknolojisini yeniledi.

Türkiye ise AVM, köprü, havaalanı ve gereksiz lüks binalar yaptı.

Amerika parasal genişlemeyi bitirdi ve dağıttığı paraları şimdi geri topluyor.

Üstelik Amerika bu parayı artık geri isteyeceğini 4 yıl önce söyledi.

Biz ne yaptık?

Hele o gün bir gelsin bakarız dedik.

O gün geldi.  Biz halen farkında değiliz.

Ortada para yok. Çünkü Türkiye bu parayı toprağa gömdü.  AVM'ler para kazanmıyor, köprüler ve yollar kazanmadığı gibi üstüne üstlük devlet ekstradan para ödüyor.

Bunu yaparken de doların bol olduğu dönemde anlaşmayı dolarla yapmasının faturasını da yanında ödüyor.

Türk ekonomisi resmen karakış yaşıyor.

Ortada ciddi bir enkaz var.

Dolar 6.150 liradan işlem görüyor. İşsizlik Cumhuriyet tarihinin en büyük rakamlarında. Apartmandan dönüştürülen üniversitelerden mezun olan milyonlarca genç işsiz.

5 gün sonra haziran ayına gireceğiz 1 kilo domatesi halen 6 liradan alıyoruz. 

1 litre benzin 7 lira. Eşelmobil sistemi olmasa şu anda 8 lirayı geçmiş olacak. Vatandaş eşelmobile sevinirken devletin vergi kaybı milyarları buluyor. Üretmeyen ve bu nedenle vergi toplayamayan devletin en büyük geliri dolayı vergiler.  Akaryakıt ilk sırada yer alıyor. Oradan gelmeyince bu kez ufak tefek şeylerden medet umar olduk.

Yurtdışından getirilen telefonların vergisini arttırdık, posta yolu ile getirilen eşyalara hediye bile olsa 17 Euro muafiyetini kaldırdık.

Koskoca devlet buna mı kaldı?

Tüm bunlar olurken Hazine bakanı benim bile sayısını hatırlayamadığım yeni bir teşvik paketi açıkladı.

30 milyar lira boyutunda bir paket. Bu parayı kim nereden bulacak? Kamu bankalarına yük bindirildi.

Kamu bankalarının bu büyüklükte teşvik vereceği bir sermaye yapısı yok. Mecbur vatandaştan faizle toplayıp finanse edecek. Vatandaş zaten her geçen gün dibe vurmuş durumda. Bankalar olan borcunu ödeyemiyor. Takipteki alacaklar adeta dağ gibi.

Bankaların takipteki alacakları satın alan varlık şirketleri bu parayı tahsil edebilmek için borçlunun Almanya'daki halasının kavın validesinin kuzenini bile arayıp arayıp duruyor.

AKP'nin ekonomi politikası çöktü.

Altında kalan ise 80 milyon Türk halkı oldu.

Onlar halen bunun farkında değiller. Halen harikalar diyarında enkazın üstüne yeni bina dikmeye çalışıyorlar.

AKP direndikçe ve halk buna inanıp desteklediği sürece bizi bekleyen tek şey daha fazla ekonomik felaket ve fakirlik olacaktır.

 

Yazarın Diğer Yazıları