Bizim bir "beka" sorunu olacaktı; ne oldu o iş

Millet İttifakı'nın CHP'li "seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu"nun;

- Destekçilerinin karşılama/uğurlama sırasında yol açtığı izdihamın, diğer yolcuların uçuş işlemlerini aksatmaması için havaalanının VIP girişini kullanmak istemesi, Vali'nin oluru üzerine yöneldiği VIP'de karşılaştığı tahrik ayarlı saygısızlığa insani tepkisini göstermesi  "beka sorunu"…

- Trabzon'da, Giresun'da, Ordu'da kemençeyi duyunca horona durması "beka sorunu"

- Evvelce yöneticisi de olduğu, doğup büyüdüğü şehrin takımı Trabzonspor'un bayramlaşmasına katılmaya niyetlenmesi, hemşehrileriyle bayramlaşması "beka sorunu"…

Cumhur İttifakı'nın AK Partili seçilememiş ve seçilebilmesi için uğruna seçim iptal ettirilmiş adayı Binali Yıldırım'ın;

- Osmanlı'daki idari sistemi kalkan yaparak "Lazistan"a, "Kürdistan"a selam yollaması, eyalet modeline öykünürcesine konuşması, durduk yere amiyane tabirle eşeğin aklına karpuz kabuğu sokması, değil!

- PKK'nın, İmralı'da tutulan cani başı Öcalan'ı yeniden bir "siyasi aktör (!)"e dönüştürmeye çalışır, yeniden "liderleştirmeye (!)" didinir gibi bir ay içinde üçüncü defa hain sürüsüne mesaj yayınlamasına izin vermek, satır aralarında bile değil ayan beyan yeni bir "çözüm süreci"ni müjdelemesine aracılık etmek, değil!

- Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Dersim'de, Cumhuriyet'e karşı girişilen isyan girişiminin bastırılmasının "devlet eliyle yapılmış bir katliam" olduğu zannıyla nelere yol açabileceğini bilmeden, veya daha kötüsü gayet iyi bilerek, devlet adına özür dilemek, bunu tekraren yapmak, değil!

Millet İttifakı'nın CHP'li "seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim İstanbul'da olacağı halde bayram günü ana-baba ocağının da bulunduğu Karadeniz'de olmayı tercih ediyorsa kesin "proje"

Cumhur İttifakı'nın AK Partili seçilememiş ve seçilebilmesi için uğruna seçim iptal ettirilmiş adayı Binali Yıldırım'ın seçim İstanbul'da olacağı halde bayram günü baba ocağı Erzincan'dan Diyarbakır'a geçmesi, burada birtakım "Kürtçe konuşma şirinliklerine (!)" girişmesi, değil!

***

Alemi sersem, milleti ahmak yerine koymanın da bir sınırı olduğuna mı kani oldular nedir, 31 Mart'tan önce dillerinden düşmüyordu, 23 Haziran sürecinde anmaz oldular adını;

Sahi, ne oldu o iş, hani bizim bir "beka" sorunumuz vardı!

Elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin, Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım'ın söylediklerinin tamamını değil tek cümlesini sarf etseydi, bizatihi Yıldırım'ın partilileri tarafından linç edilir miydi, edilmez miydi? Hakkında envai çeşit kara propaganda yapılır mıydı, yapılmaz mıydı? Ve hatta durumdan vazife çıkaran cübbesi iliklilerden biri İmamoğlu'nu "terör"le, "terör örgütleri"yle ilişkilendiren bir jet iddianame yazar mıydı, yazmaz mıydı?

SORU-YORUM

Tekrar edilecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri için genel merkezlerini İstanbul'a taşıdıklarını, tüm kurmaylarının, il başkanlarının, milletvekillerinin kapı kapı gezdiğini, ayrıca da bir avukat ordusu kurduklarını ilan eden kimi MHP'li yöneticiler, AK Parti'nin adayı Binali Yıldırım için oy isterken -"Kürdistan" diyemeyecekleri, Kürtçe vaat edemeyecekleri, Dersim özürü dileyemeyecekleri için zahir- "tecrübe ve istikrara oy verin" diyorlarmış seçmene.

Biri, Türkiye'nin en genç belediye başkanının MHP'li olduğunu hatırlatabilir mi acaba bu dahiyane formülün sahiplerine!

Gençliği tecrübesizlik ve istikrarsızlık nişanesi varsayıyorsanız, Çankırı Yapraklı'da neden 27 yaşındaki birini aday çıkardınız? Kendi genç adayınız için destek isterken de "tecrübesizlik ve istikrarsızlığa oy verin" mi diyordunuz seçmene?

Yenilen pehlivan misali…

İktidar, Yıldırım-İmamoğlu buluşmasının artık kaçılamaz hale geldiğini anlayınca, karşılaşmayı tarafsız saha yerine "kendi evlerinde" oynayabilmek için zemin etüdüne başladı; yandaş medyaya bakılırsa söz konusu programın adresi TRT.

Bu işin peşini en çok kovalayan televizyoncu olan Didem Arslan Yılmaz'a büyük haksızlık olması dışında bir mahsuru olmaz aslında;

Zira, bu karşılaşmanın TRT'de yapılmasını isteyen AK Partililer ya İmamoğlu'nun gerçek bir deplasman oyuncusu olduğunu, en büyük puanlarını Turgay Güler ve Buket Aydın deplasmanlarında topladığını unuttular ya da yenilen pehlivanın güreşe doymaması gibi bir faydasız hırsa kapıldılar….

 

Yazarın Diğer Yazıları